Translate.vc / Espagnol → Turc / Montã
Montã traduction Turc
13 traduction parallèle
Un dà a o dos vale la pena es un montà ³ n de agradecimientos.
Ama bu teşekkür etmelerin değeri bir veya bilemedin iki gün.
Hemos tenido un montà ³ n de buenos policà as en Rampart.
Rampart biriminde bir sürü iyi polis vardı.
Te lo estoy diciendo, Víctor, usted tiene un montà ³ n de trabajo por hacer antes de ver a Steve.
Sana şunu söyliyeyim, Victor Steve'e gözükmeden önce daha çok çalışman gerek.
Al igual que un montà ³ n de adobo y las cosas en Al?
Terbiye tarzı şeylerden var mı?
Yo digo : "Sà , tienes que comer un montà ³ n de alimentos limpios."
"Evet, çok yemek yemelisin. Düzgün yiyecek tüketmelisin."
Creo que esa es la razà ³ n por un montà ³ n de chicos fallan, es porque no hay tanta presià ³ n.
çoğu kişinin de kaybetmesi de bu yüzden, çünkü çok fazla baskı var.
Phil Heath ha tenido un montà ³ n de regalos.
Phil Heath bir çok hünere sahip.
Creo que hay una gran cantidad de apoyo que hay para Kai Greene, hay un montà ³ n de gente que piensa que está ¡ ganando este concurso.
Bence orada, Kai Greene için daha çok destek var. Bu müsabakayı kazanacağını düşünen çok insan var.
Y justo... y un montà ³ n de gente que hemos hecho competiciones han mirado absolutamente increíble, y luego, de repente, la hormona del estrés se activa, y sus cuerpos sà ³ lo un poco se desvanecen y que no entienden lo que pasà ³.
Müsabakalara girmiş bir çok insan mutlaka şahane gözükmüştür. sonra da birdenbire stres hormonu etkisini gösterir, vücutları sönüp gider, gibi olur ve ne olduğunu anlamazlar.
Quiero decir... Me encantará a, y ojalà ¡ que... habà a dos de mà - un montà ³ n de gente - pero le hice una promesa a mi hijo, asà que...
Çok isterdim ama keşke birçok kişinin işini yapacak benden iki tane olsaydı ama oğluma söz verdim.
Porque eres un montà ³ n de cosas, Jules, pero estúpido no, eres uno de ellos.
Çünkü sen birçok şeysin, Jules.
à ‰ l le azota con forúnculos y lo lanza en el montà ³ n de cenizas.
Onu çıbanlarla hasta edip kül yığınına atmış.
Pues, creo que si yo quisiera ver a un montà ³ n de corruptos haciendo cosas, podrà a hacerlo simplemente saliendo a la calle a cualquier hora.
Ahlaken yozlaşmış tiplerin yaptığı işleri izlemek istersem dairemden hemen dışarı çıkmam yeter.