Translate.vc / Espagnol → Turc / Moonshine
Moonshine traduction Turc
47 traduction parallèle
Perdona, tengo hipo. Ese gran hombre con bigote,... bebió tres cuartos de galón de "moonshine" anoche
Geçen gece 3 litre ay ışığı içen şu bıyıklı adamın düşüncelerine odaklandım.
Le llamaban "Moonshine, el Rey de los Monos".
Ona "Ayışığı" dediler, "Maymunlar Kralı."
Moonshine!
Kaçak içki!
- Whiskey.
- Moonshine.
¡ Moonshine!
Moonshine!
Necesito algo de alcohol. ¿ Alcohol?
Bana biraz moonshine lazım.
¿ Algo de licor?
- Moonshine? - Ya da alkol işte.
Babe Ruth hizo un nuevo récord de jonrones, y la mafia hace millones importando "Moonshine" de Canadá, porque el Congreso no entiende que no se puede prohibir la naturaleza humana.
Bebek Ruth yeniş bir rekor kırdı, ve gangsterler Kanada'dan getirdikleri viskiyle milyonlar kazanıyor, çünkü kongre insan doğasının yasaklanamayacağını anlamıyor.
A Jude le gusta cortarlo con Moonshine.
Jude alkolle karışık içmeyi sever.
Moonshine Martini
Moonshine Martini.
Cuando mi padre estaba asistiendo a La competicion de moonshine el sábado pasado...
Babam geçen Cumartesi gecekondu içki yarışmasına katıldığında...
Luz de la luna.
Moonshine.
Irlandés luz de la luna.
Irish moonshine.
Prueba.
Tadına bak. Evet, Moonshine.
NASCAR tiene sus raices en los 40 cuando los corredores "Moonshine" básicamente sudeños traviezos contrabandeando alcohol ilegal a través de fronteras de condados modificaron sus coches para escapar de la policía.
Nascar'ın kökeni 1940'lara içki kaçakçılarının, esasen haylaz taşralıların ülkeler arasında illegal içki kaçırmak amacıyla arabalarını polisten kaçabilecekleri şekilde modifiye etmelerine dayanıyor.
Los coches de los corredores "Moonshine" eran como este un respetable Ford Business Coupe de 1941 que no levantaría las sospechas de la policía
İçki kaçakçıları için bunun gibi saygıdeğer görünümlü, 1941 Ford Business Coupe gibi araçlar polisin yanından geçerken şüphe çekmemek için avantajlıdır.
Los corredores "Moonshine" usaron este coche en concreto.
İçki kaçakçıları bu gerçek arabayı kullanırdı.
Esta especie es culpada de todo lo malo... las guerras, el calentamiento global, rústico programas sobre destilerías ilegales de alcohol.
Bu tür suçladı alır kötü olan her şey için - savaşlar, küresel ısınma, moonshine yapma konusunda hillbilly gösterir
¿ Y ninguno tiene impulsos homicidas... incluso este Moonshine de aquí?
Bunların hiç birinin öldürme dürtüsü yok mu, buradaki Moonshine gibi mi?
No, sobretodo Moonshine.
Özellikle Moonshine'de yoktur.
No dejes que Moonshine te engañe.
Hayır, Moonshine'ın seni kandırmasına müsaade etme.
¿ No es lo que nos separa de... digamos, Moonshine?
Bizi Moonshine'dan ayıran şey bu değil mi?
"Haciendo alcohol casero conmigo y mis hermanos"
Ben ve Kardeşlerimle Moonshine Yapmak.
Encontré botellas rotas de Moonshine en todos lados.
Böylece Moonshine şişeleri buldum her yerde.
¿ Llevaste a Yolanda a tomar moonshine?
Yolanda'yı kaçak içki için dışarı çıkardın mı?
Mamá trae moonshine.
Anneniz kaçak içki getiriyor.
En el camino de entrada o en el bosque... moonshine sabe lo mismo para mí.
Kaçak içki de benim için aynı tadı veriyor.
Está intoxicado con tu alcohol.
Senin o Moonshine içkinle zehirlenmiş durumda.
¿ Qué pasa si no era solo Moonshine? Quizá los Farrell están cocinando alguna mierda allí arriba.
Belki de Farellar yukarıda uygunsuz bir şeyler pişiriyorlardır.
Necesito que encuentres ese Moonshine que bebió.
İçtiği içkiyi bulman lazım.
¿ Qué le pasó? Cogió un poco de Moonshine y lo vendió abajo.
- Biraz içki çaldı, aşağıda sattı.
Estaba bebiendo Moonshine de ahí arriba.
Yasa dışı içki içiyordu. Bilirsiniz yukarıdan.
Moonshine.
Yasa dışı içki.
Sheriif, ¿ por qué no le pregunta dónde consiguió el Moonshine?
Şerif neden nereden aldığını sormuyorsun?
Ambos sabemos que el Moonshine no hace a la gente matar a personas, abogado.
Yasa dışı içkinin insanları katil yapmadığını biliyoruz avukat bey.
He oído, sheriff, que al hijo de nuestro colega le vendieron Moonshine de los Farrell.
Duyduğuma göre Şerif, meslektaşımızın oğlu Farrell kabilesinden yasa dışı içki almış.
Ese chico dijo que estaba bebiendo Moonshine, ¿ cierto? Sí.
- Çocuk yasa dışı içki içtiğini söylemişti değil mi?
Tyler seguía intentando que todo el mundo... bebiera de su Moonshine.
Tyler yasa dışı içkiyi herkese denettirmeye çalıştı.
Hay Moonshine en todos lados por aquí, amigo.
Yasa dışı içki her yerde var dostum.
Esto no es Moonshine, Butch.
- Bu yasa dışı içki değil Butch.
¿ Moonshine?
Yasa dışı içki mi?
Estaba bebiendo Moonshine...
Yasa dışı içki içiyordu.
Los contrabandistas lo usaban - para hacer Moonshine.
Yasa dışı içki kaçakçılığı için kullanılırdı.
En serio me gustaba Moonshine como culpable.
Gerçekten de Moonshine'dan emindim.
Necesitas un poco de alcohol.
- Senin biraz Moonshine'a ihtiyacın var.
Dicen que vuestro Moonshine ha hecho que un chaval mate a su padre.
- Hayır, hayır. Vermiyoruz.