Translate.vc / Espagnol → Turc / Mâs
Mâs traduction Turc
74 traduction parallèle
Tenemos algo que es mâs problema tuyo que nuestro.
Şu an bir durumla karşı karşıyayız ve bu durum seni de en az bizim kadar ilgilendiriyor.
Tal vez a 90 metros, tal vez mâs.
100 metre civarında.
Pero su estación es mâs fuerte.
Biz onları tutuyoruz çünkü daha güçlü bir istasyonları var.
La inteligencia de las plantas es mâs antigua que la despectiva arrogancia animal.
Bitki ve sarmaşıklardaki zeka eski bir hikayedir, Bay Scott. Hayvan kibirinin onu görmezden gelmesinden bile eski.
- Mâs que suficiente.
- Fazla bile.
Bien. Serâ mucho mâs fácil de ese modo.
Bu şekilde daha az sorun çıkartır.
Comisario, creo que para Ud. valgo mucho mâs que eso.
Şerif, senin için bundan çok daha değerli bir şahısım.
Mâs tarde.
Sonra.
Mâs alcohol, Cheap?
İçki var mı, Cheap?
No mucho mâs sabia.
Çok da büyüme.
Un hombre como Caine es mâs razonable.
Caine gibi adamlar daha zekidir.
¿ Tal vez su deseo de dignidad es mâs grande que su necesidad de alimento?
Belki saygı görme arzusu, yemek ihtiyacından önce geliyordur.
Cualquier tarea es mâs liviana sin rabia.
Sakın olunca bütün işler daha kolay olur.
Tû eres más fuerte que la mayoría y mucho mâs amable que todos los demâs.
Çoğu kişiden daha güçlü ve çoğundan da daha kibarsın.
Mâs importante es el corazón de un soldado, el cual tienes junto con la oportunidad de probarlo.
Daha önemli olan, bir askerin yüreğine sahip olmak ; ki sende var, ve kendini kanıtlama fırsatıdır.
No es nada poner un pie delante del otro pero caminar sin ver es lo mâs especial.
Bir ayağını diğerinin önüne atabilmek önemsiz ama görmeden yürüyebilmek çok özel.
Soy mucho mâs sabio, maestro.
Çok daha akıllıyım usta.
No es mucho, pero es mâs que suficiente cuando tenemos el placer de una compañía.
Çok değil ama misafir ağırlamanın hazzını tattığımızda yeterli oluyor.
¿ Mâs alto?
Yukarıya.
Esto es lo mâs extraño que me ha pasado... hasta ahora.
Başıma gelen en garip şey bu... şimdilik.
Llevo un día de lo mâs ajetreado.
Öyle bir gün geçirdim ki inanamazsın.
Mâs de lo que puede Ud. contar, Sr. Koontz.
Sayabileceğinizi sanmıyorum. Bay Koontz.
Mâs o menos donde estoy ahora.
Şu anda neredeysem orada, Sean.
- ¡ Mâs fuerte!
- Daha sert çek!
Pero él es mâs alto que yo.
Benden ne kadar uzun olduğuna ne demeli?
Mâs impulso.
İyi kaldırış.
Mâs que un cerdo. Soy escoria.
Pislikten daha da aşağıyım.
Veâmoslo una vez mâs.
Bir daha bakalım.
¿ Por qué no comienza desde el principio? Siempre es lo mâs fácil.
En başından başlasana.Her zaman en kolay yoldur.
¿ Mâs qué?
Neyin daha çoğu?
Mâs de todo.
Herşeyin.
Cuando estoy con él, todo es mâs.
Onunlayken, herşey daha çok.
Es lo mâs que puedo ofrecerle.
Size ancak bu kadar zaman sağlayabilirim.
La etiqueta de lavado era lo mâs grande que tenían...
Onlar için hiç birşey yoktu! ....
Apenas crece y es mâs lista que yo.
Kızım büyüyor ve benden akıllı....
Es lo mâs difícil que hayas hecho en tu vida. Quienes nunca han fumado no entienden.
Çok zor bir şey hayatınız boyu asla yapmayın..... ve hiç sigara içmemiş olanlar, sakın denemeyin.
Entre los animales será lo mâs cercano a las experiencias fuera del cuerpo.
Ruhani deneyim olarak.. Hayvanlar aleminde telakkisi farklı olurdu herhalde
¿ No es lo mâs estúpido que han oído en su vida?
Bu aptalca bir şey değil mi hayatınızda hiç duymadınız mı?
Mâs listas que el que se quita los calzoncillos los toma con los pies, los lanza y los toma con la mano.
Onun iç çamaşırını çıkarttığınız için siz yaratıcıdan daha zekisinizdir... onları parmak uçlarından yakalayın, havada döndürün ve elinden yakalayın.
Al ser comediante, lo mâs excitante es hacer reír a la gente.
komedyen olduğunuzda dünyadaki en büyük heyecan insanları güldürmektir.
- Mâs de Io que imaginas.
- Tahmin ettiğinden bile fazla.
- Tetal es mâs chistoso.
- Nipple daha komik.
Para que pudiéramos volver a conocernos pero nada más quería sacar la mierda a relucir una vez mâs.
Ama bir kez daha eskiyi hatırlatmak istemiş.
Gracias, Señor, y quizás algún día guíes a nuestro otro hijo perdido, Nathan, hacia nosotros para que pueda estar en esta mesa junto a nosotros y volvamos a compartir el pan en familia una vez mâs.
Teşekkür ederim Tanrım. Ve belki bir gün öbür kayıp çocuğumuz Nathan'ı da bize getirirsin. Gelip bu masada bizimle oturur ve tekrar bir aile gibi birlikte yemek yeriz.
Detengan las carretas lo mâs cerca posible.
Arabaları birbirine yaklaştırın.
Y la magia es mâs fuerte si no le cuentas a nadie sobre él.
Ama kimseye söylemezsen sihri daha kuvvetli olur.
Mâs despacio, vas a fallar la curva.
Yavaşla ufaklık, döünüşte çuvallayacaksın.
Mâs le vale, Sr. Cooper.
Evet, öyle olsa iyi olur Bay Cooper.
Este camino es mâs largo, pero más seguro!
Bu yol daha uzun ama daha güvenli! Ne diyorsun, Santana?
Mâs cerca.
Yeterli.
Es de lo mâs bajo.
- Bu kızın k.çı yere yakın.