Translate.vc / Espagnol → Turc / Napoli
Napoli traduction Turc
927 traduction parallèle
La tarantela.
Bir Napoli dansı.
- Cerca de Nápoles.
- Napoli yakınlarında.
- El barco, París...
- Şimdi de Napoli.
A Nápoles. A Nápoles, Italia.
Napoli, İtalya.
Regresa a casa en el "Rex" que sale mañana de Nápoles.
Yarından sonraki gün Napoli'den kalkan Rex day ile eve dönüyormuş.
¿ Vas a volver con esa ex-patriada a Nápoles?
Napoli'deki o bitkin mülteciye mi dönüyorsun?
El abuelo se hubiera casado con la duquesa de Parma... Y Paulette sería la princesa de Nápoles.
Büyükbaba, Parma Düşesi ile evlenmiş olacak ve Paulette de Napoli prensesi olacaktı.
¡ Por la princesa de Nápoles!
Napoli prensesine.
Carls viaja a Nápoles y se vuelve italiano.
Carl, Napoli'ye gider ve İtalyan olur.
- ¿ Nació en Nápoles?
- Sen de Napoli'de mi doğdun?
En Nápoles, Capri, Montecarlo y Niza.
Ve Napoli, ve Capri, ve Monte Carlo, ve Nice.
Me escribiste a Roma, a Florencia, Nápoles, Viena, Budapest.
Roma'da, Floransa'da, Napoli'de, viyana'da, Budapeşte'de yazdın bana.
Niza y Montecarlo Saint-Moritz y Nápoles
Nice ve Monte Carlo St. Moritz ve Napoli
El 8 de septiembre, los cañones de la flota aliada... apuntaban contra Nápoles.
8 Eylül'de Müttefik topları Napoli'ye nişan aldı.
Ante la resistencia de los alemanes en Salerno... los angloamericanos desembarcaron en la costa amalfitana... y, unas semanas después, Nápoles era liberada.
Salerno'da Alman direnişi çöktüğünde Müttefikler Amalfi Kıyısı'na çıkarma yaptı ve birkaç hafta sonra Napoli kurtuldu.
El puerto de esta ciudad se convertía... en el más importante centro logístico de la guerra en Italia.
Napoli Limanı İtalya'da savaşın en önemli lojistik merkezi haline geldi.
- ¿ Como está el napolitano?
Napoli nasıl?
Escucha, Napoli, hasta ahora te has librado por estar enfermo pero cuidado con lo que dices.
Napoli, ağır ol, çünkü hastasın ama dikkatli olsan iyi olur.
Napoli, ¿ qué historia es esa?
Napoli, nedir işin doğrusu?
- Y Napoli ha muerto.
- Napoli öldü.
Empezó cuando aún iba a Ia escuela en nápoles
Her şey ben Napoli'de okurken başladı.
Nada, salvo que pillé paperas en Nápoles.
Hayır, hiçbir şey, Napoli'de geçirdiğim kabakulak hariç.
Se conocieron en Nápoles en la Primera Guerra Mundial.
Babamla Birinci Dünya Savaşı sırasında Napoli'de tanışmışlar.
Lo primero que empaqué fue la maquina napolitana.
En sevdiğim ise Napoli makine kahvesiydi.
Están en las afueras de Londres. Están en Nápoles.
Londra'ya da inmişler, Napoli'ye de.
Hemos venido para que le quiten el yeso.
Napoli'ye, alçısını çıkartmak için geldik. Yarına kadar tamamen iyileşir.
Nápoles...
Ve Napoli...
¿ A dónde vas?
Nereye gidiyorsun? Napoli'ye.
He visto muy poco.
Napoli'yi sevdiniz mi? Henüz yeterince göremedim.
Extraño lugar. ¿ Se imaginaba que Nápoles era así?
İlginç bir yer, değil mi? Napoli'yi hiç böyle hayal eder miydiniz?
No tiene la menor idea de cómo es la auténtica Nápoles.
Henüz Napoli hakkında en ufak bir fikriniz bile yok.
Cuentan que una vez un forastero... estaba en una acera de Nápoles cuando notó que... toda la gente que pasaba le saludaba... y no entendía por qué esa súbita popularidad.
Size bir hikâye anlatayım. Bir turist Napoli'de, yol kenarında duruyormuş. Aniden, herkesin şapkasını çıkarıp, kendisine selam verdiğini görmüş.
EL ORO DE NÁPOLES
Napoli Altını
En esta película Uds. verán lugares y gentes de Nápoles.
Bu filmde Napoli'den bazı yerler ve insanlar göreceksiniz.
Son íntimos los aspectos espléndidos y humildes... tristes y alegres de las callejuelas de Nápoles "
Napoli sokaklarının muhteşem, basit, üzücü ve sevindirici yanları sonsuzdur.
"Nosotros les mostraremos una pequeña parte En ella encontrarán muestras de amor por la vida la paciencia y la continua esperanza que constituyen el Oro de Nápoles."
Biz size yalnızca küçük bir kısmını göstereceğiz ; ama siz yine de Napoli Altını denen ömür boyu süren sevginin, sabrın ve tükenmeyen umudun izlerini görebileceksiniz.
Le hemos traído el mejor médico de Nápoles.
Size Napoli'nin en iyi doktorunu getirdik.
Él iba en coche, y yo paseaba por Nápoles.
O araba kullanıyordu, ben de Napoli'ye ziyarete gelmiştim...
Poco a poco toda Nápoles toda Nápoles debe saber con quién me he casado.
Yavaş yavaş Napoli'deki herkes tüm şehir, karımın aslında kim olduğunu.
Pasqualino, Vincenzo seremos tres o cuatro en conocerla profundamente y practicarla en toda Nápoles, o lo que es lo mismo, en todo el mundo.
Bu işi derinlemesine bilen ve tüm Napoli'de yani tüm dünyada sergileyen üç-dört insan hala var.
Todo empezó una noche la pasada primavera... en el puerto de Nápoles.
Herşey, geçen bahar bir geceyarısı... Napoli Limanı'nda başladı.
- ¿ Adónde viajas, Van Stratten?
- Nerede duydunuz Van Stratten? - Napoli'de.
Bracco murió asesinado en el puerto de Nápoles, Italia.
Bracco İtalya'da, Napoli Limanı'nda öldürüldü.
Vi cómo sacaban a ese del agua en el puerto de Nápoles.
Bloch tahta bacaklı olandı, değil mi? Napoli Limanı'nda aranırken gördüm onu.
En Nápoles la policía disparó a un tipo con una pierna postiza.
Napoli'deki polisler tahta bacaklı birini vurmuştu.
¿ Su familia es de Nápoles?
Seninkiler Napoli'den mi gelmişti?
No sé con exactitud.
Napoli'ye ne kadar var?
He estado en Nápoles.
Napoli'deydim.
Las verá a centenares por las calles de Nápoles.
Napoli caddelerinde yüzlercesi vardır.
En Nápoles ha muerto un niño.
Napoli'de bir çocuk öldü.
"El Conde Próspero B. no podía ser considerado un caballero napolitano corriente."
"... Kont Prospero B. Normal bir Napoli centilmeni sayıImazdı. "