English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Navigator

Navigator traduction Turc

95 traduction parallèle
"Caballeros, el enemigo ha adquirido el vapor Navegante".
Beyler, düşmanımız buharlı gemi Navigator'u satın aldı bile.
El antiguo propietario del Navegante.
Navigator'a satan zengin gemi sahibi. - Fredrick Vroom
Yo también Navigator Bold, cringe mis dribblies en su pofflesnood resplandeciente.
Ben de, Cesur Pilot, görkemli nonoşluğuna salyalarımı akıtıyorum.
- A menos que me señales el auto no abras la boca.
- Bu sokağı üç kere geçtik. - Siyah bir Navigator görmezsen ağzından hiçbir şey çıkmasın.
- Ahí está.
- Siyah Navigator...
Ahí está.
- Hayır, siyah Navigator. - Komik değil!
- ¿ Perdiste la Navigator?
- Navigator'ı mı kaybettin?
- Navigator.
- Navigator.
- Lincoln Navigator 2002.
- 2002 Lincoln Navigator.
Quería desmantelar una Navigator.
Bir Navigator'ı parçalatmak istedi.
¿ Dónde está la Navigator azul?
Dün gece parçalatmak istediğin Navigator nerede?
- Navigator azul 2002, equipada.
- 2002 mavi Navigator, tam aksesuar.
¿ Puedes revisar los libros y decirme cuándo registraron la Navigator?
Mavi Navigator'ın ne zaman geldiğine bakar mısın?
¿ Dónde está la Navigator azul que se llevaron anoche?
Dün gece aldığınız mavi Navigator nerede?
Acevedo ordenó una búsqueda estatal de la Navigator.
Aceveda, Navigator için eyalet çapında kayıp emri vermiş.
Le dije a Vic que le avisaría cuando la encontráramos.
Navigator'u bulunca önce Vic'e haber vereceğimi söyledim.
Tango 13, tenemos una confirmación de la Navigator robada.
1 Tango 13, çalınan Navigator'u bulduk.
Quiero saber qué encontraste en la Navigator.
Navigator'da ne bulduğunu bilmek istiyorum.
O puedo ser agresiva y segura, algo así como me robé al Navigator y cuando iba a encenderlo me encontré dos ladrillos de cocaína.
Ya da motorcu fıstık, usta hırsız kız olabilirim. Şöyle. Navigator'ı arakladım, parçalatmaya götürüyordum ki..
Vemos la Navigator de Verone.
Navigator'ı gördük.
Conduce un navegante Black Lincoln.
Siyah bir Lincoln Navigator kullanıyormuş.
Tengo un Navigator por alli.
Şuradaki Navigator da benim.
Conduzco una camioneta equipada... nueva Lincoln Navigator.
Altıma dört dörtlük bir Lincoln Navigator çektim. Hadisene baba.
A eso llamo una Navigator totalmente equipada para los envidiosos.
İşte, ben buna dört dörtlük canavar derim.
En una Lincoln Navigator.
Lincoln Navigator.
Dicen que en la Navigator caben ocho personas cómodamente... pero no se referían exclusivamente al asiento delantero.
Navigator'a sekiz kişinin rahat sığması gerekiyordu... ... ama hepsi önde olmayacaktı herhalde.
Vamos a revisar otra vez el auto de Dan.
Hadi Dan'in Navigator'ına bir daha göz atalım.
Podemos probar que el auto atropelló al chico... -... pero no quien estaba conduciendo -
Demek Navigator'ın çocuğa çarptığını biliyoruz ama kimin tarafından kullanıldığını bilmiyoruz.
Lo saque del auto de Dan.
Dan'in Navigator'ından çıkardım.
Editor del El Navegador Neptune. 3,924 puntos de promedio.
Neptune Navigator'ın editörü, 3.924 mezuniyet puanı ortalaması,
Las llaves del Lincoln Navigator que está abajo.
Navigator'ün anahtarları bodrumda.
El sospechoso conducía un Lincoln Navigator plateado.
Şüphelinin arabası gümüş rengi bir Lincoln Navigator.
Señorita Lee, ¿ dónde estaciona su Lincoln Navigator?
Bayan Lee, Lincoln Navigator arabanızı nereye park ediyorsunuz?
Analizando la pintura roja del Navigator de la esposa.
Karısının arabasındaki kırmızı boyayı araştırıyorum.
El espectro rojo es de un trozo de pintura del coche de Marta Santo. Y el espectro azul es la muestra desconocida del Navigator de Ariana Lee.
Kırmızı spektrum Marta Santo'nun aracından aldığımız boya parçası, ve mavi spektrum ise Ariana Lee'nin aracından aldığımız örnek.
¿ Cómo podría llegar la pintura del accidente a un Navigator plateado y no ser el que pertenece a la esposa la última persona a quien Marta Santo masajeó?
Nasıl olurda Marta Santo'nun arabasındaki boya onun en son masaj yaptığı adamın karısının arabasına ait olmaz.
Y tengo algo mejor, conforme al DMV también es dueña de un Lincoln Navigator plateado 2005.
Ve daha da iyisi, Motorlu Taşıtlar Dairesi'ne göre, gümüş rengi bir Lincoln Navigator'ınız varmış. 2005 Model.
Quiero las dos cámaras en la camioneta.
- İki kamerayı da istiyorum. İki kamera da Navigator'e!
Quédate con la camioneta.
Navigator'ü siz alın.
Nos regalan una camioneta nueva.
Yepyeni bir Navigator veriyorlar bize.
¿ Podría decir "la navegadora se lleva muy bien"?
"Navigator'ün kontrolü çok iyi" diyebilir misiniz?
Algo como "la Navegadora tiene buenos asientos",... o "la Navegadora tiene controlador de temperatura individual para los asientos".
Mesela "Navigator'ün koltukları rahatmış," ya da "Navigator'ün kişisel koltuk ısıtma ve soğutma ayarı var." gibi.
la Navegadora tiene un gran audio.
- Navigator'ün ses sistemi müthiştir.
"Debo recoger algunos papeles del Navegante. Pare en el muelle 12".
Navigator'dan bazı belgeler almam gerekiyor. 12 numaralı iskelede durursun.
A la mañana siguiente el Navegante va sin esperanza a la deriva.
Navigator, ertesi sabah açık denizde çaresizce sürükleniyordu.
'Mapas espaciales, el navegante busca el mejor camino para volver.'
Uzay haritaları, navigatör sonraki notayı önceden tam olarak tanımlıyor.
Toma, eres la copiloto.
Pekala, navigatör sensin. Al bakalım.
Modalidad de navegante.
Navigatör konumuna dön.
¿ Qué, navegante? ¿ Próxima parada?
Evet navigatör, bir sonraki durağımız nerede?
Claro, soy Ben, el Bio Electro Navegador.
Tabii ya, adım. Ben.. Biyoelektronik navigatör.
- Una Navigator azul.
- Mavi Navigator.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]