English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Nem

Nem traduction Turc

565 traduction parallèle
Lo siento, señor - aumenta la humedad, hay gotas en los cables de energía.
- Afedersiniz efendim - Havadaki nem oranı artıyor
- "¿ Ca-ta qué?"?
- "Ce-hen-nem"?
Es la humedad.
Havadaki nem yüzünden.
- ¿ Presión, oxígeno, humedad...?
- Basïnç, oksijen, nem, derece?
- Aqui también nos mojamos
Buradaki nem zaten bizi öldürüyor.
Una humedad pesada y abrasadora nos envuelve.
Nem bizi sarar. Seni sıyırıp alıp götürür.
Hay mucha humedad en el ambiente.
Rüzgardan olmalı. Havadaki nem yüzünden.
La lubricación debe ser continua e ininterrumpida.
Kesintisiz ve durmadan yağlamak çok ö-nem-li!
¡ Qué sensible!
Buluttan nem kapıyor, nem.
Abríguense, hace humedad.
Sıkı sarının. Nem var.
Hay mucha humedad en la casa.
Evin her yerinde nem var.
La humedad de estas paredes castiga la pintura.
Duvarlardaki nem tabloları çok yıpratıyor.
No el calor, la humildad.
Sıcaklık değil, nem.
- ¿ Habéis apagado el deshumidificador?
- Nem önleyiciyi kim kapattı?
Argumentó que eso daría un impulso a los granjeros... y mucha diversión a él, a su amigo y a la Srta. Moist de Knightsbridge.
Üstelik bunun çiftçilerin moralini çok yükselteceğini kendisi, arkadaşı ve Knightsbridge'li Bn. Nem'e çok zevk vereceğini ekledi.
Ni me has tocado ni me tocarás.
Você nem me tocou e nem e tocará.
40 grados centígrados. No hay mucha humedad.
40 derece ve nem sıfır.
No hay suficiente humedad.
Yeterli nem yokmuş.
Es la humedad.
- Sorun sıcak değil, nem.
La humedad hace que esas partes se muevan como bizarras criaturas vivas, y se abran.
Sonra nem, bu ölü kısımların garip, canlı yaratıklar gibi hareket etmesine neden olur, ve açılırlar.
Luego la humedad penetra en las vainas.
Ve sonra nem, kabukların içindeki minik yayları tetikler.
Radio comunitaria, kilómetro 29.9.
Nem oranı ise yüzde 30 civarında.
Pero se evaporará en pocos minutos.
Nem birkaç dakika içinde buharlaşacaktır.
No te ahogues en el lavabo.
Yağmurdan nem kapıyorsun.
Necesito un androide que comprenda el lenguaje binario de los evaporadores.
Bana nem buharlaştırıcılarının dilinden anlayacak bir droid lazım.
Mi primer trabajo fue programar elevadores binarios muy similares a los evaporadores.
Nem buharlaştırıcıları mı? İlk işim vinçleri programlamaktı efendim. Sizin nem buharlaştırıcılarına çok benzerler.
La temperatura es de 94.7 g. Fahrenheit, La humedad 82 %
Burada sıcaklık 94.7 Fahrenheit nem oranı % 82.
Hoy ha estado dos horas protestando por el maldito tiempo.
Eşim çok kasvetli, bense çok canlandırıcı buluyorum. Nesi canlandırıcı Basil... nem mi, yağmur mu, sis mi?
El calor húmedo aumenta y las playas van a estar a tope.
Sıcaklık ve nem oranı artacak. Plajlar dolup taşacak.
No sólo se rompe con facilidad, obviamente sino que deja que entre la humedad que corroe el diafragma sensible a la presión y la aguja.
Kolayca kırıldığının açıkça belli olmasının yanı sıra içeri nem sızdırarak, bu hassas levhanın ve ibrenin bozulmasına sebep oluyor.
Esta humedad, con el suelo ya empapado... aumenta las posibilidades de inundaciones en las áreas locales.
Bu nem, toprağın zaten suya doymuş olması nedeniyle... bazı yörelerde su baskını olasılığını artıracak.
- Por la humedad o por un animal.
Nem oranındaki artış ya da hayvan olabilir.
" Varío el agua
her düzeyde nem verdim.
Huelo mucho pantano ahí atrás.
Burnuma nem kokusu geliyor.
Estos medidores me dan la temperatura y la humedad del exterior.
Bu ölçüm aletleri bana dışardaki ısı ve nem oranın veriyor.
Calor, humedad, terrorismo.
Sıcaklık, nem, terör.
También pensaba en abedules para los valles donde, me dijo, había humedad justo bajo la superficie del suelo.
Demesine bakılırsa, toprak yüzeyinin hemen altında nem olan vadiler için de huş ağaçları düşünüyordu.
Los había plantado en todas las hondonadas donde suponía, y correctamente, que había humedad cerca de la superficie.
Yüzey yakınlarında nem olduğunu tahmin ettiği - ki bunda haklı çıkmıştı - bütün vadilere onları ekmişti.
La humedad te hace polvo.
Nem insanı mahvediyor.
Humedad, vapor en el aire...
Nem işte, havadaki su buharı yani.
Nada, un poco de sudor.
Yo hayır, biraz nem sadece.
Tengo miedo de que se me enfríen los pies.
Ayaklarımın nem kapmasından korkuyorum.
Es obvio que estamos sacando las cosas de quicio.
Şey, açıkçası bu havadan nem kapmak gibi.
- ¿ Detecta humedad?
Bay Crusher, hiç nem ölçüyor musunuz?
El exceso de humedad favorece las enfermedades.
Çok fazla nem hastalanmalarına davetiye çıkarır.
¿ Había humedad en el compresor?
Kompresörde nem var mıymış?
Hay mucha humedad.
Çok nem var.
Húmedo.
Nem.
Higrómetro.
Nem ölçer.
Debido a la humedad.
Havadaki nem olayından dolayı oluşan.
¡ Humedad!
Nem!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]