Translate.vc / Espagnol → Turc / Nemo
Nemo traduction Turc
465 traduction parallèle
Nemo, ¿ te gustaría caminar hacia mi casa y beber algo?
Nemo, benim eve gidip bir şeyler içmeye, ne dersin?
CUANDO RESOLVAMOS EL CASO, TODO ESTARÁ ARREGLADO.
Nemo! Clinkersville. Çak bakalım.
Llámeme capitán Nemo.
- Bana, Kaptan Nemo, diyebilirsiniz.
El capitán Nemo y yo no estábamos solos.
Kaptan Nemo ve ben, yalnız değildik.
Una rebosante despensa submarina a disposición del capitán Nemo.
Sanki Kaptan Nemo'nun alması için doldurulmuş bir sualtı kileri.
Quiere quedarse para descubrir los secretos de Nemo.
Nemo'nun sırlarını öğrenebilmek için, sabırla beklemek istiyorsunuz.
Puedo ganarme la confianza de Nemo, pero necesito tiempo y su ayuda.
Kaptanın güvenini kazanabilirim, ama bunun için, zaman ve yardımınız lazım.
Nemo está loco.
Nemo delinin teki.
Hemos de evitar que contraríe a Nemo.
Ned'in, Nemo'ya zarar vermesine izin veremeyiz.
Al parecer, el capitán Nemo había descubierto lo que la humanidad tanto anhelaba, la verdadera energía dinámica del universo.
Kaptan Nemo'nun, insanoğlunun her zaman aradığı şeyi bulduğu belliydi ; ... evrenin gerçek aktif enerjisi.
El capitán Nemo poseía la llave del futuro del mundo.
Farklı görünmesine karşın Kaptan Nemo, elinde geleceğinin anahtarını tutmaktaydı.
Tras viajar 10.000 leguas bajo el mar, aún no había averiguado el misterio de Nemo.
Deniz altında 10,000 fersah yol aldıktan sonra bile hala Kaptan Nemo'nun sırrını çözememiştim.
No valora la vida.
Nemo'ya, cinayet bile bir şey ifade etmiyor.
Nemo lo tiene totalmente convencido.
Nemo onun aklını çeldi. Tabii ki haklıydım.
Al leer el diario del profesor, me enteré de los planes de Nemo.
Profesörün günlüğünü okurken, Nemo'nun planlarını öğrendim.
- Es la base de Nemo.
- Evet, Nemo'nun üssü oradaymış.
- Éste es el camarote de Nemo. - Sí.
- Burası Nemo'nun kamarası.
Sé que ansiaba recoger muestras, pero no quiere pedirle favores a Nemo.
Numune toplamak için yanıp tutuştuğunu biliyorum, ama Nemo'dan iyilik yapmasını istemiyor.
Es pan comido. Nemo no nos habría dejado venir.
Ben kolay olacağını sanmam, yoksa Nemo karaya çıkmamıza izin vermezdi.
Y haré que toda la Armada caiga sobre Nemo.
Sonra da donanmadaki tüm gemilerle Nemo'nun peşine düşeceğim.
Empiezas a parecerte a Nemo.
Nemo'ya benzemeye başladın.
Nemo tiene un gran corazón.
Altın kalpli Nemo.
Nemo es amable por primera vez.
Ne de olsa, Nemo ilk kez minnet gösteriyor.
- La nave del capitán Nemo.
- Kaptan Nemo'nun gemisi.
Ese Nemo y su...
Şu Nemo...
Soy el capitán Nemo.
Ben Kaptan Nemo.
¿ Nemo?
Nemo mu?
Capitán Nemo, soy del New York Herald.
Kaptan Nemo, ben New York Herald muhabiriyim.
Capitán Nemo, si alguna vez salimos de esta isla, quisiera escribir la historia de su vida.
Kaptan Nemo, bu adadan kurtulacak olursak hayat hikayenizi yazmak isterim.
Aunque el capitán Nemo estuviera seguro, yo tenía muchas dudas.
Kaptan Nemo emin olsa da ben çok şüpheliydim.
Nemo nos dijo dónde había árboles de caucho, y las mujeres buscaron savia para sellar las uniones de la tubería.
Nemo bize kauçuk ağaçlarının yerini gösterdi... kadınlar bağlantılara sıvamak için ağaçlardan özsuyu topladı.
Y con gran esfuerzo fabricamos un gran parche de madera... según las indicaciones de Nemo.
Nemo'nun dediklerine uygun olarak büyük bir ahşap yama... yapmak için var gücümüzle çalıştık.
Entonces Nemo nos dio equipos subacuáticos que tenía en su submarino.
Sonra Nemo bize denizaltısından sualtı teçhizatı verdi.
Luego Nemo nos enseñó el increíble arma eléctrica que había inventado... para protegerse de los peligros de las profundidades.
Sonra Nemo bize kendi buluşu olan inanılmaz elektrikli silahı gösterdi. Bunu derinlerdeki tehlikelere karşı kullanacaktık.
Nemo nos mostró ruinas de una antigua ciudad de una civilización olvidada.
Nemo bize antik bir kentin ve unutulmuş bir medeniyetin kalıntılarını gösterdi.
Neb, avisa a Nemo, o no saldremos de aquí.
Neb, Nemo'ya sinyal ver, yoksa hiçbirimiz buradan gitmeyeceğiz.
Hay que subir a las mujeres a bordo y volver por Nemo.
Kadınları gemiye bindirip Nemo'yu almak için dönmeliyiz.
Y cuando volvimos a la civilización, todos nos comprometimos a trabajar... por un mundo pacífico y bondadoso, como al capitán Nemo le habría gustado.
Medeniyete döndüğümüzde hepimiz barış ve refah içinde bir dünya için... çalışmaya söz verdik. Kaptan Nemo da bunu isterdi.
Extra Ecclesiam, nemo salvatur..
Extra Ecclesiam, nemo salvatur.
¡ Por el capitán Nemo!
Ulu Kaptan Nemo!
¿ Alguna vez sentiste que eras el Capitán Nemo y estabas en el submarino, amenazado por un calamar gigantesco?
Hiç daha önce Kaptan Nemo oldun mu Dev bir ahtapot sana saldırırken denizaltında mahsur kaldın mı?
Barba Negra, Capitan Nemo, Capitan Garfio, Barba Azul.
Blackbeard, Kaptan Nemo, Kaptan Hook, Bluebeard.
La primera vez que lo leí, cuando era niño, quería conocer al Capitán Nemo.
Küçük bir çocukken o kitabı okuyunca Kaptan Nemo'yla tanışmak istemiştim.
El consejero del Rey, Nemos, lo está buscando.
Kral'ın danışmanı Nemo her yerde onu arıyor.
Nemo, Kali, Curve y Judah.
- Nemo. Kali, Curve ve Judah.
Voy a comenzar por Nemo y después seguir la cadena alimentaría.
Nemo'yla başlayacağım. Sonra da diğer besin zinciri üzerinde çalışacağım.
Nemo es un tipo pervertido.
- Evet. - O eski bir sapık.
¡ Mataste a mi hijo!
Sen benim oğlumu öldürdün Nemo.
mientras sea el capitan. Lo que diga se hara.
Nemo'nun kaptanı ben olduğum sürece, ne dersem olacak.
La pizzeria de Nemo debio destruir al restaurant chino de WooIhoff.
Nemo Pizzeria, "WooIhoff Chinese Takeout" u paramparça etmeliydi.
¿ Dónde está el?
- O nerede? - Nemo mu?