Translate.vc / Espagnol → Turc / Nombré
Nombré traduction Turc
124,347 traduction parallèle
¿ Y jura en nombre de Dios que el informe que ha enviado no dice...
Sana bildirilen bu suçun doğruluğuna dair Tanrı'nın şahitliğinde yemin ediyor musun?
Entonces, en nombre de Dios y de sus siervos en la Tierra se declara culpable a la acusada.
O halde Tanrı'nın adıyla, dünyadaki hizmetkarları olarak sanık suçlu bulunmuştur.
Me llamo Aubrey. Mi nombre es Gabriela ".
Benim adım Gabriela.
Me llamaron cuando apareció tu nombre.
İsmini görünce beni aradılar.
No quiero oír más ese nombre.
- O ismi bir daha duymak istemiyorum.
- y luego tendremos... - Donna, ¿ sabes? no quería hacer esto, pero dejé un nombre fuera de la lista.
Donna aslında bunu söylemek istemiyordum ama hiyerarşideki bir ismi es geçmiştim.
- El problema es que esas fantasías no eran de ser terapeuta con un hombre que todavía tiene miedo de admitir que necesita ayuda y de tomar control de la firma que tiene su nombre.
- Sorun o fantaziler bana hala yardıma ihtiyacını olduğunu söylemekten korkan bir adam için değil isminde adının geçtiği firmanın kontrolünü ele alan bir adam içindi.
Hay un escritorio ahí que literalmente tiene tu nombre en él.
Demek istediğim, hemen şurada üstünde gerçek anlamda ismin olan bir masa var.
- ¿ Sí? Mi nombre es Michelle Ross y tenía la esperanza de contratar sus servicios.
Ben Michelle Ross hizmetinizi kullanabilmeyi umuyorum.
- Y mi nombre es Benjamin.
Ben Donna. - Ben de Benjamin.
Cuando me enteré, en lugar de ir a policía o al colegio de abogados, lo usé para poner mi nombre en la firma.
Öğrendiğimde polise ya da baroya gitmek yerine adımı duvara yazdırmak için koz olarak kullandım.
Lo usé para poner mi nombre en la pared.
İsmini duvara yazdırmak için bunu koz olarak kullandım.
Y podrás decir que no conoces el nombre de Mike Ross, pero sé que has escuchado el mío.
Mike Ross'u tanımadığını söyleyebilirsin ama beni tanıdığından eminim.
Esas fantasías no eran de un hombre que todavía tiene miedo de tomar control de la firma que tiene su nombre.
İsmini verdiği şirketinin başına geçmeye cesareti olmayan biri değildi o hayalimdeki.
Y cuando Gordon, Schmidt y Van Dyke lo echaron, no solo sacaron su nombre del mural.
Arthur Reeves bu şirketin kurucusu. Gordon, Schimdt ve Van Dyke onu piyasadan sürerlerken sadece ismini duvardan silmekle yetinmediler.
¿ Qué puedo hacer por usted, Sr. Ross? Bueno, puede empezar escribiendo un cheque a nombre de Harry Kirst.
- Sana nasıl yardımcı olabilirim Bay Ross?
Porque mi nombre estará en esa pared en un año.
Çünkü bir yıla kalmadan adım bu şirketin duvarında yerini alacak.
Así que agregas mi nombre al membrete o toma tus fichas y vete a casa.
Yani ya o duvara ismimi eklersin ya da pullarını toplar dönersin.
- No me importa si provienen del mismo vientre. No pones el nombre de alguien en la pared - por un cliente.
İsterseniz aynı rahimden çıkmış olun, sırf bir müvekkil için duvara isim yazdırılmaz.
- No pongo su nombre nada más, Louis. Es una jugada. - Harvey...
- Duvara öylece bir isim yazdırmıyorum, hamle yapıyorum Louis.
Quiere un cliente del tipo y el precio es poner su nombre, y creo que es un gran error.
Adamın müvekkilini istiyor, karşılığı da isim ortaklığı ve bence bu büyük bir hata.
Pero no traigas a cualquiera y arruines el nombre
Çaylağının birinin ismini bu şirkete vermezsin.
- de este bufete. - Te importa un carajo el nombre de este bufete.
Şirketin ismini umursadığın yok.
No puedes regalar el nombre como dulces en Halloween.
İsim ortaklığını şeker gibi dağıtamazsın.
- Que quieres vivir aquí y tener tu nombre en la pared porque no estás lista para dejar mi bufete.
- Burada yaşamak ve hem de ismin duvarımda olsun istiyorsun çünkü şirketimi bırakmaya hazır değilsin.
Si eso es lo que sientes, quita mi nombre de tu maldita pared y puedes hacer lo que se te dé la gana.
Peki, eğer gerçekten hissettiğin buysa, ismimi lanet duvarından sök ve ne istersen yap.
Harvey pondrá a su amigo en el nombre del bufete.
Harvey arkadaşını yeni isim ortağı yapıyor.
Tu nombre.
İsmini.
Defred, ¿ cuál es tu nombre de pila?
Offred göbek adın neydi?
Ya no uso ese nombre.
Artık kullanmıyorum.
Ese no es mi nombre.
Adım bu değil.
Mi nombre es June.
Benim adım June.
Defred, ¿ cuál es tu nombre de pila?
Offred, sana verilmiş isim neydi, bundan önceki?
¿ De antes? Ya no uso ese nombre.
Onu artık kullanmıyorum.
- ¿ Cuál es su nombre?
Onun adı ne?
Mi nombre es June.
Benim adım June. Luke.
Quizá "acto" no sea el mejor nombre desde una perspectiva de branding.
Buna ilişki demek doğru olmaz. Yani pazarlama açısından.
Hall, oigo su nombre en mis sueños y está detrás de cada uno de mis pensamientos.
Hall uykumda ve düşüncelerimin her birinde sürekli ismi kulaklarımda.
Porque Axe me invitó a jugar con él a nombre de la compañía.
Axe, onun yanında şirketin ikinci koltuğunu teklif etti de bana.
¿ Cuál era tu nombre de usuario?
- Oyundaki adın neydi?
Pero tendrá tu nombre grabado para siempre.
Ama üstünde sonsuza kadar senin ismin olacak.
El nombre suena mejor.
Bu isim daha güzel.
¿ Por casualidad has visto el nombre de "Wes Driscoll"?
"Wes Driscoll" ismine denk geldin mi hiç?
- Mi nombre es Lemony Snicket.
- Benim adım Lemony Snicket.
Con un nombre y un traje, quizás una capa.
Bir isimle ve bir kostümle, belki de bir pelerin.
Dices su nombre como si debiera importarme.
Adını sanki benim için bir önemi olması gerekiyormuş gibi söylüyorsun.
Es el nombre del asesino del Dr. Mid-Nite.
Doctor Mid-Nite'ın katilinin adı yazıyor.
No recuerdo su nombre.
İsmini hatırlayamadım.
Soy sir Raymond de los Palm, y en nombre de mi yo de 12 años, permíteme disentir.
Ben Palm ailesinden Sör Raymond'ım. 12 yaşındaki halim adına, karşılık vermeme izin ver.
Mi nombre es Livewire.
Benim adım Livewire.
Livewire es el nombre que te pusiste...
Livewire kendine taktığın isim...