Translate.vc / Espagnol → Turc / Norm
Norm traduction Turc
941 traduction parallèle
Norm, ¿ recuerdas a'Patton Sangre y Agallas'?
Hop, Norm. Patton'un "Kan ve Bağırsaklar" sözünü hatırlıyor musun?
Hola, Wilcheck, soy Norman Butler.
Merhaba Wilczek. Ben, Norm Butler.
Oye, no le hables así, tiene influencia en el Consejo algún día le necesitarás.
- Norm ile o şekilde konuşma. Derneğin kodamanıdır. Ona bir gün işin düşebilir.
¿ No le oyes?
Norm, duymuyor musun?
Yo jamás he tenido dolores, ¿ y tú, Norm?
Çünkü ben hiç sancı çekmem. Sen çeker misin Norm?
Es una buena chica, Norm, no se ha casado con él por el dinero.
- O iyi bir kız Norm. Onunla maaşı için evlenmemiştir.
Has estado casado, ¿ verdad, Norm?
- Bir zamanlar evliydin, değil mi Norm?
Norm, chico, ¿ la cosa va en serio?
- Norm, bu ciddi bir iş gibi dostum.
Oye, Norm, ¿ qué hora es ya?
Sahi ya, saat kaç oldu acaba? Eyvah.
Mira Norm, es todo un genio se graduó en la universidad con todos los honores y sigue pensando que eso no significa nada.
Mesela, Norm'u düşün. Harika bir adam. Bir sürü onurla mezun olmuş biri.
- Vete a dormir, Norm.
- "Uyu, Norm."
- Norm.
- Norm.
¡ Ahora sabemos que solo debe haber un único propósito! ¡ Una única regla! ¡ Un único enfoque!
Tek bir amaç, ek bir norm, tek bir insan varlığı,..
¿ Qué tipo de mundo es ese, donde la fealdad es la norma y la belleza es la desviación de esa norma?
Bunlar ne zaman oldu? Çirkinliğin bir norm, güzelliğin de o normdan sapma olduğu bir dünya nasıl bir yerdir?
Norm, calma.
Sakin ol, Norm.
Sí, Norm.
Tamam, Norm.
Norm trae los billetes.
Norm birazdan biletlerle birlikte burada olur.
- Hola, Norm.
- Merhaba Norm.
No puedo evitar ser más alto que tú.
Üzgünüm Norm. Senden uzun olmak elimde değil.
El viejo nos pidió las fotos.
Yaşlı adam fotoğrafları alabilir miyim dedi ve Norm "Hayır" dedi.
Norm dijo que no y yo dije que no se pusiera así.
Ben de "Neden olmasın?" dedim.
No puede uno confiar ti.
Sana hiçbir konuda güven olmuyor Norm.
Son imaginaciones tuyas.
Sana öyle geliyor Norm.
- Sí. Llévalos a que les den polvos. Para el brillo.
Norm, onları makyaj odasına götürüp pudra sürer misiniz, ciltleri parlamasın.
- No necesito que me defiendas.
Beni korumana ihtiyacım yok Norm.
Tengo que ajustar los deciveles del balance.
Benim gitarı akor etmem gerekiyor Norm.
- Pero, Norm...
- Yapma Norm.
- Hola, Norm.
- Merhaba.
Sólo faltan veinte minutos.
Biz hallederiz Norm. Yirmi dakikamız kaldı.
- Eh, Norm.
- Norm.
- Vamos, Norm.
Ama Norm!
El pudor y el control de normas son dos fenómenos de la vida social cuya interacción nadie pone en duda Polos intenta salir del paso haciendo la distinción entre "aischrón" y "kakón".
Utanç ve norm kontrolü, toplumsal yaşamın birbiriyle etkileşimi herkes tarafından sorgulanmadan kabul edilen iki fenomenidir. Polos,'aischrón've'kakón'arasında bir ayrıma giderek bunun dışına çıkmaya çalışır. 'Aischron'a bakarsanız ;
- Norm, supón que vienen aquí.
- Norm, buraya geldiklerini varsay.
Norm, ¿ largarme adónde?
Norm? Nereye kaybolmak?
- Norm, dispérsalos.
- Norm, dağıt.
Norm Jones se encargará de defenderla.
Norm Jones şehrin savunma sorumlusu olacak.
- Norm, organízalo todo. - Pero jefe...
Norm, kal ve düzeni sağla.
No discutas, Norm, obedece.
- Ama Şef... - İtiraz etme, Norm.
Marchando un bourbon doble.
Norm! Duble burbon geliyor.
Escucha, Norm.
Norm! Dinle, Norm.
Te estamos ayudando, Norm.
Sana yardım ediyoruz, Norm.
Norm, ¿ dónde estás?
Hey, Norm! Norm, neredesin?
Alison, recoge las cosas de los niños que nos vamos.
Norm! Alison, benim eşyalar paketlendi. Sen çocuklarınkileri hallet.
Norm ¿ has visto ese cuadro llamado'El Teniente Feliz'? En persona.
Norm, baksana.
¿ Sabes, Norm?
Ne var biliyor musun Norm?
Vete a dormir, Norm.
- Uyu, Norm.
Norm.
Norm?
- Norm...
Norm?
Norm, supón que violan a las mujeres.
- Norm. - Evet?
Buenos días, Norm. ¿ Qué pasa?
- Günaydın, Norm. Ne haber?
- ¡ Norm!
- Norm!