Translate.vc / Espagnol → Turc / Notes
Notes traduction Turc
121 traduction parallèle
No, pero puedo llevarte afuera sin que siquiera lo notes.
Hayır, ama sana fark ettirmeden dışarı doğru yürütebilirim.
Cuando notes temblar la tierra, serán nuestros tanques, cañones y camiones.
Toprağın sallantısını hissettiğinde bizim tanklarımızı, silahlarımızı, kamyonlarımızı duyacaksın.
No, no creo que lo notes.
Hayır, sen fark etmezsin.
Cuando notes que mi mano Repasa tu cabello
Titreme ve ürkme
Nota de Jazz está a 7 contra 1.
Blue notes 7'ye 1 veriyor.
$ 2.000 para Nota de Jazz en la cuarta carrera de Narragansett.
Blue Notes, 2000 dolar. Dördüncü yarış, Narragansett.
Cuando notes la cinta, gritas.
Kurdeleyi boynunda hissettiğin an çığlık atmaya başlayacaksın.
Antes que lo notes estás solo en una casa grande y vacía con arroz en tu traje preguntándote qué le pasó a tu vida.
Sonra bir bakmışsınız, koca evde tek başınıza kalmışsınız. Smokininizde pilav vardır ve hayatınıza ne olduğunu düşünmeye başlarsınız.
Estarás al interior antes que lo notes.
Radyasyon sen anlayamadan içini kızartacak.
- Pasarán sin que lo notes.
- Aksi halde bu süre bana sonsuzluk gibi gelecek. - Zaman dolmadan ben gitmiş olurum.
Seguro que esa es la razón de que le notes raro.
Bahse varım aranızdaki tuhaf durumun sebebi bu.
Primero le ponen el chocolate... para que no notes la diferencia hasta que no sea demasiado tarde.
Çikolata'nın içine sokarlarsa anladığında çok geç olur.
Las cosas que hace para que notes su presencia.
Dikkatinizi çekmek için yaptıklarına bir baksanıza.
Despues antes de que lo notes, estas orando por la muerte.
Sonra farkında bile olmadan, ölüm için dua ediyor olursun.
Pienso que solo leeré el resumen de sus obras.
"Cliff Notes." u almayı düşünüyordum.
Probablemente no lo notes, pero Ginger tiene la costumbre de hacer un ruido con la garganta.
Ginger arada boğazından bir ses çıkartır.
Antes de que lo notes, todo el mundo paseará con un parche en la cabeza.
bunu bilmeden önce, herkes kafalarında yamayla etrafında dolaşıyor olacak.
- Sólo quiero que lo notes.
- Dikkatini çekmek istedim.
- Está dentro de las paredes... y crece sin que lo notes disparando esporas... que lentamente matan a tu familia.
- Duvarların içine işler görünmeden büyürler sporlarını yayarlar bu yavaşça seni ve aileni öldürür.
Voy a hacer que tú Que tú me notes
Anlamanı, anlamanı, anlamanı sağlayacağım,
Quizá notes, esto es interesante que estamos caminando hacia la casa y las cosas se están poniendo escabrosas.
Şimdi de ilginçtir, eve geri dönüyoruz ve yeniden zıtlaşmaya başladık.
- No lo sé. - No lo sé. Sólo tengo las visiones, no las Cliff's Notes.
Bilemiyorum, ben sadece imgelemleri görüyorum, özet kitapçıkları değil.
Harold Melvin y the Blue Notes.
"Harold Melvin" ve "the Blue Notes".
Estoy contento de que lo notes. Lo aprecio.
Fark ettiğine sevindim.
-'No notes el meo.. no notes el meo'- ok Mark?
- Çişi fark etme. - Tamam mı Mark?
Papá Noel vendrá antes de que lo notes.
Noel Baba az sonra burada olur.
¿ Sabe qué dicen los entendidos de los buenos vinos?
Harold Melvin ve Blue Notes'u duydunuz mu? Earth, Wind Fire?
Cada mes, quizá notes un cambio en tu cuerpo...
Her ay vücudunuzda bir değişim fark edersiniz.
No tanto para que lo notes pero lo suficiente para hacerte ser quien realmente eres.
Fark edebileceğin kadar değil, sadece seni gerçekten olduğun kişiye döndürecek kadar.
Ella quiere que la notes.
Ona bakmanı istiyor.
Y pierde el encanto Tengo las Cliff Notes...
Söylemek istediklerini anladım.
Oh, Bob, significa mucho para mí que notes cuan especial soy. Lo hago.
Oh, Bob, ne kadar özel olduğumu farketmen, benim için çok önemli.
No lo notes. No notes nada.
Onları fark etmemiş gibi yap.
Espero que notes cuanto controlo mi temperamento.
Umarım sinirlenmemeye çalıştığımı fark ediyorsundur.
Cuando notes que el tren va a salir de la estación...
Trenin gardan ayrılacağını hissettiğinde...
¿ Sabías que las compañías cometen errores intencionales en las cuentas... con la esperanza de que no lo notes, para que se ahorren unos centavos?
Binaları yaparken, şirketler fark etmeyeceğimizi düşündüğü eksik kısımlarla, bir miktar para tasarruf etmeye çalışıyorlar, biliyor musun?
Quizás notes que me falta una oreja.
Belki bir kulağımı kaybettiğimden haberin vardır?
Tú quizás no lo notes, Marshall Eriksen... pero tienes un enorme paquete.
Farkında olmayabilirsin, Marshall Eriksen. Ama dev gibi bir paketin var.
¿ Cuánto tiempo más debo estar aquí media desnuda antes que lo notes?
- Sen fark edene kadar böyle yarı çıplak ne kadar daha beklemeliyim?
Sí, pero ellos no lo saben ¿ Flaks Notes?
Evet, ama bunu bilmiyorlardı. Yulaf ezmesi?
A primera vista, tal vez no notes nada diferente aquí.
İlk bakışta, burada değişik bir şey dikkatini çekmeyebilir.
Espero notes mi pulso acelerado.
Yüksek nabzımı not ettiğinizden emin olun.
Antes de que lo notes, no sabes cuál fue tu vida ni cuáles fueron tus errores.
Bunları yaşamadan, hayatının neden ibaret olduğunu da yaptığın hataları da bilemezsin.
El Sr. Smith quiere que notes que está haciendo puchero.
Bay Smith, üzüntüden paramparça olduğunun farkına varmanı istiyor.
En caso que no lo notes, quiero que todo salga bien.
Sen söyleyemezsin belki ama bunun gerçekten iyi geçmesini istiyorum.
Ahora recuerda, Stevens, ese taladro no va a pararse como un taladro neuroquirúrgico, así que en cuanto notes menos presión para el taladro, o penetrarás su cerebro.
Unutma Stevens, bu matkap, beyin cerrahisindeki matkaplar gibi durmayacaktır, basıncın gittiğini hisseder hissetmez, matkabı durdur, yoksa beynini delersin.
Confía en lo que notes.
Hislerine güven.
Los resúmenes dejaban fuera prácticamente todo el buen material.
"The Cliff Notes" sandığımız gibi harika şeylerin olduğu bir kitap değilmiş.
Sabes que papi, Ariel y Bridgette estarán aquí para cuidarte y yo regresaré a casa antes de que notes mi ausencia, ¿ de acuerdo?
Biliyorsun, baban, Ariel ve Bridgette seninle ilgilenmek için burada olacak. ve sen farketmeden evde olacağım, tamam mı?
Oye, empleamos a Cliff Notes para montar el esqueleto...
Şöyle bir anlaşma yapalım.
Espero que notes la ironía.
Umarım ironiyi görüyorsundur.