Translate.vc / Espagnol → Turc / Nuestra
Nuestra traduction Turc
123,150 traduction parallèle
Después de todo lo que ha sucedido esta mañana, nuestra gente te necesita aquí, ahora más que nunca.
Bu sabah yaşadıklarımızdan bu yana insanlarımız sana her zamankinden çok burada ihtiyacı var.
Sí, para ganarse nuestra confianza.
- Evet, böylece güvenimizi kazanabilir.
Nuestra escolta al cónclave está esperando. ¿ Estás lista?
Toplantıya götürecek muhafızımız bekliyor. Hazır mısın?
Reunir a nuestra familia, coger lo que haga falta.
Ailemizi bir araya getirip, istediklerimizi alacağız.
¿ Quiere oír la nuestra?
Bizim açımızdan duymak ister misin?
No sé cuál va a ser nuestra jugada.
Planımız ne olacak, bilmiyorum.
Es nuestra costumbre.
Gelenektir.
Pero tu mentira ahora es nuestra.
Ama senin yalanın şimdi bizim yalanımız oldu.
Va contra nuestra política.
Kurallara aykırı.
Travis, él era nuestra brújula, y él...
Travis, o bizim yol göstericimizdi, ve o...
"Cristo Resucitado" es nuestra banda.
Christ Rizen bizim grubumuz.
Irrumpió en nuestra casa y amenazó a Nick.
Odamıza girmiş, Nick'i tehdit etti.
Nuestra familia fundadora.
Kurucu ailemiz.
Va a darles nuestra ubicación. Pero, maldita sea, tenemos que enviarles un mensaje de alguna forma.
Konumumuzu bırakalım ama lanet olsun ki bir şekilde onlara bir mesaj iletmemiz gerek.
Hacíamos que la protomolécula hiciera lo que queríamos. La hicimos a nuestra semejanza.
Protomoleküle yapmak istediğimizi yapıp onu kendi suretimizde yarattık.
Hicimos a la protomolécula a nuestra semejanza.
- Protomolekülü kendi suretimizde yarattık.
Todo lo que hice, lo hice por amor. Por la Tierra. Por nuestra gente.
Yaptığım her şeyi sevgiden, Dünya için ve insanlarımız için yaptım.
Puedo ofrecerte las miras y los sensores térmicos con detección de movimiento total, pero no puedo darte ningún radar o ladar activo, no sin hacer notar nuestra presencia a las patrullas de arriba.
Sana tam hareket algısıyla periskopları ve termal tarayıcıları sağlayabilirim Ancak üst kattaki devriyelere varlığımızı belli etmeden hiçbir aktif radar ya da lidar sağlamam mümkün değil.
Chrisjen, esta puede ser nuestra única oportunidad de seguir en el juego.
Chrisjen oyunda kalmak için tek şansımız bu olabilir.
No podemos llenar los tanques de aire de nuestra nave.
- Gemimizin hava tanklarını dolduramıyoruz.
Entonces, cargamos a todos y cuando nuestra nave regrese, transferimos el excedente a la Rocinante. Y cuando su nave no regrese,
Öyleyse herkesi gemiye alırız ve gemimiz döndüğünde fazlalığı Rocinante'ye naklederiz.
Pero está descartado hasta que recuperemos a nuestra díscola marine.
Ancak asi denizcimiz dönene kadar bu konu tartışılmaz.
Maldición, piensa en nuestra gente. Liquidándose unos a otros sobre Ganímedes.
Lanet olsun, Ganymede'de birbirini öldürmek üzere olan insanlarımızı düşün.
No dejemos que la próxima guerra se convierta en nuestra última.
Önümüzdeki savaşın son savaşımız olmasına izin vermeyelim.
Cada uno de ustedes sabía, tenía la certeza, desde el día que nacieron, que nuestra vida es dura.
Her biriniz doğduğunuz günden bu yana hayatımızın zor olacağını kesinlikle biliyordu.
Y nuestra familia necesita nuestra ayuda ahora.
Ailemizin şu an yardımımıza ihtiyacı var.
Esta es nuestra única y última advertencia, apártense.
Bu ilk ve son uyarımız, yaklaşmayın.
Todos los días en nuestra aldea explotaban bombas.
Köyümüzde her gün yerden veya havadan bombalar atılıyordu.
Creo que nuestra deuda con él es hacer exactamente lo mismo.
Biz de aynı şeyi yapmayı ona borçluyuz bence.
Enseñarles a nuestros niños, a nuestros hijos, su historia y parte de nuestra cultura.
Çocuklarımız kendi geçmişlerini öğrenir ve kültürümüzün parçası olurlar.
Entonces nuestra relación continúa cancelada. No es negociable. Tu esposo dañó a mi compañía.
Bir durum seni uykusuz bırakacak kadar derinden etkiliyorsa harekete geçmen gerekir.
Bueno, para no reiniciar nuestra relación con mentiras no es la única razón, pero sí eso fue algo que tenía contemplado que pasara.
Emekliliğim risk altında. Bu tarz reklamlar ilçe idam cezası değil de bir kurtarma operasyonu elde ediyormuş gibi gösterilmek için Astroturf kampanyamızı bitirecektir.
No creas que ese pedazo de bronce cumple con nuestra misión.
Bir parça bronz geldi diye görevin başarılı olduğunu sanma. Foley'nin işimizi neden baltaladığını öğrenmem gerek.
Y si cree que esa será nuestra relación durante la campaña...
Kampanya sırasında öyle bir ilişkimiz olacağını düşünüyorsa...
Elijamos nuestra ropa.
Gidip biraz keyif çatalım.
Pero nuestra relación termina ahí.
- Ama ilişkimiz burada sona eriyor.
Estaba pensando en nuestra pelea.
- Bir süredir kavgamızı düşünüyorum.
Nuestra fuerza policíaca está diezmada.
Polis kapasitesi yarıya düşecek.
La nuestra estaría en las Montañas Rocosas de Canadá y la de tu familia en Jersey.
Bizimki Rocky Dağları'nda olur. - Aileninki de Jersey'de.
- Lo celebraremos a nuestra manera.
Kendi başımıza kutlarız.
- No podemos huir de nuestra naturaleza.
- Doğamızdan kaçamayız.
Estaba pensando sobre lo profundo de nuestra relación.
Düşünüyordum da aramızdaki bağ ne kadar da derinleşti.
Él mismo reformó nuestra casa.
Evimiz için yenileme yaptı.
- Defender nuestra tierra.
- Arazimizi savundum.
O es nuestra tierra o de ellos.
Burası ya bizimdir ya onların.
¿ Pensando en robarse nuestra mierda y salir corriendo? Esto es lo que pusimos. Estoy siguiendo las reglas.
Bir şeyler çalıp topuklamayı mı? Bunlar bizim koyduklarımız.
Pues las reglas son para los miembros de nuestra comunidad.
Kurallar bizim toplumumuz için geçerli.
Nuestra gente, ¡ ¿ y tú solo huirás?
Ve sen kaçıyor musun!
Nuestra familia, no estábamos preparados como ustedes.
Ailem, biz sizin kadar hazır değildik.
Fue asesinado por las mismas personas que mataron a Phil y a nuestra gente en el puesto de vigilancia.
Phil'i öldüren insanlar tarafından. İleri karakoldakileri öldürenler tarafından.
Esa es nuestra propuesta. La rechazamos.
Belki hemen fark etmem diye araya sıkıştırdın ama fark ettim.