Translate.vc / Espagnol → Turc / Olive
Olive traduction Turc
1,168 traduction parallèle
Quédate con Olive.
Sen, Olive'le kal.
¡ Olive, quieta!
Olive, bırak.
¡ Olive!
- Olive.
¿ Olive?
Olive mi?
La dormimos cuando yo tenía 1 2 años.
Olive'i uyuttuğumuzda 12 yaşındaydı.
Olive no está muerta.
Olive ölü değil.
¿ Crees que ese diploma te ayudará a conseguir una mejor sección cuando trabajes de mesera en el "Olive Garden"?
Bu diplomanın sana Olive Garden'da garsonluk yaparken yardımcı olacağını mı sanıyorsun?
- Olive Kaplan.
- Olive Kaplan.
Olive Kaplan.
Olive Kaplan için.
Esta tomografía es de Olive Kaplan, la nena que se encoge.
Bu, Olive Kaplan'ın tomografisi. Meşhur "küçülen çocuk."
Cuando lo hagan tendrás que iniciar terapia de reemplazo de inmunoglobulina.
Sonucu gelince Olive'e immünoglobin tedavisine başlatırsın.
Olive y 29.
Olive ve 29. Cadde.
- Olive y 29.
- Olive ve 29. Cadde'de.
- El nombre que puso en el formulario... es "Olive Martini". - ¿ Una prostituta violada?
- Fahişeye tecavüz mü?
Olive abandonó el edificio.
Olive binadan ayrılmış.
Tenemos una filmación que muestra que te violaron, Olive.
Elimizde tecavüzü gösteren bir güvenlik kamerası kaydı var Olive.
Tenemos la identificación de Olive.
Hey, Olive'in parmak izi sonuçları geldi.
¿ Por qué cojones hacen esos idiotas una hora de cola en el puto Olive Garden y dejan que cierre esta maravilla?
Olive Garden denen o siktirik yerde bir saat kuyrukta beklerler bu güzelim yerin batmasına izin verirler. Dayanamıyorum.
- En el Olive Garden.
- Olive Garden'da.
No iría a Olive Garden ni a cagar.
Olive Garden'da sıçmam bile.
Hemos comprado una franquicia de Olive Garden aquí cerca.
Yakınlarda bir Olive Garden restoranı aldık.
Hay un carnicero en Olive.
Olive'de bir kasap var.
2 cuadras hacia el este. En la calle Olive.
İki blok doğuda, Olive Sokağı'nda.
¿ Recuerdas que Olive fue el 2º lugar en la Pequeña Srta. Sol?
Olive'in Little Miss Sunshine'a aday olduğunu hatırlıyor musun?
¡ Olive!
Olive!
- ¡ Olive, anda!
Olive, haydi!
Voy por Olive.
Olive'e bakayım.
Hola, Olive. Estás creciendo.
Olive, vay kocaman olmuşsun.
Descuida.
- Olive.
Olive, tu tío Frank no tuvo un accidente en realidad.
Olive, Frank Amcan kaza... gerçekten kaza geçirmedi.
Es importante que entiendas que tu tío Frank se dio por vencido.
Olive, bu konuda çıkaracağın ders ; Frank Amcan kendisinden vazgeçmiştir.
Olive, cuéntale de tu número entre tanto.
Oliveciğim, yaptıklarından amcana bahsetsene.
Dwayne fue a ver a su papá a Florida dos semanas y Olive fue a Laguna a ver a sus primos.
Dwayne, iki haftalığına babasını görmek için Florida'ya gitti. Olive, kuzenlerini görmek için Laguna'ya gitti.
¿ Recuerdas que cuando Olive estuvo aquí el mes pasado quedó en 2º lugar en La Pequeña Srta. Sol?
Olive'in geçen ay burada olduğu zamanı hatırlıyor musun? Yöresel Little Miss Sunshine'da ikinciydi.
¿ Y Olive?
Ya Olive?
Olive, ven un segundo. Ven.
Olive, bir dakika gelsene.
Olive, te daré un millón de dólares si te vuelves.
Olive, arkanı dönersen sana bir milyon dolar veririm.
No te disculpes.
Özür dileme, Olive.
- ¿ Para desayunar?
- Olive, kahvaltıda mı?
En realidad, Olive, "à la mode" en francés significa, literalmente, "de moda".
Esasen, Olive "à la mode" Fransızca'dan harfi harfine "modadan" olarak çevirilir.
Olive, ¿ puedo decirte algo sobre el helado?
- Richard! Olive, sana dondurma hakkında bir şey diyeyim mi?
- Richard es un idiota.
- Olive, Richard salağın teki.
Pero, Olive, déjame preguntarte :
Tamam ama Olive, sana bir sorayım.
- Olive no se comerá su helado.
- Olive dondurmasını yemeyecekmiş.
- ¿ En verdad no quieres, Olive?
- Olive istemediğine emin misin?
Muy bien, Olive...
- Tamam, Oli...
Olive, papá, quiero que sean los primeros en el vehículo.
Olive, Baba, ilk siz bineceksiniz arabaya.
¡ Anda, Olive!
Haydi, Olive!
"¿ Dónde está Olive?".
"Olive nerede?"
- ¿ Olive?
- Olive?
- ¿ Olive?
Baba?