Translate.vc / Espagnol → Turc / Olly
Olly traduction Turc
269 traduction parallèle
Soy Olly Perkins, el alcalde.
Ben Olly Perkins, buranın Belediye Başkanı.
Olly, no tenemos elección.
Olly, ince eleyip sık dokuyacak durumda değiliz.
Olly Olly, Oksolivich.
Çık dışarı, çık dışarı, neredesin?
¿ Dónde estabas la noche que desapareció Olly?
Olly'nin kaybolduğu gece neredeydin?
¿ Es él?
- Buradaki o mu? - Bu Olly mi?
¿ Es Olly? Si fuera tú, no vería eso, hijo.
- Yerinde olsaydım ona bakmazdım evlat.
Olly, sé que te despidieron, correcto?
Olly senin de "ateş" olduğunu biliyorum, tamam mı?
- Es tan dulce! - Olly es maravilloso.
Olly harika biri.
Olly me odiaría por contarles esto... Pero no puedo resistirlo.
Olly, bunu anlatmama çok kızacak ama kendimi tutamıyorum.
Me llamo Olly
Ben Olly.
Era Olly, que si nos apuntamos a unas copas en el Lava Lounge
Arayan Ollie'ydi. Yanında Jude ve güzel Laura varmış. Lava Lounge'da kokteyl içelim diyorlar.
Mark, te encantará Olly, es un encanto
Bilmem ki, Mark. Ollie'ye bayılırsın. Çok komiktir.
Olly alucinó cuando le dije que estabas aquí
Burada olduğunu söyleyince Ollie çok sevindi.
- Shush, tengo algo importante que decir - Olly.
- Sessiz olun, mühim bir şey açıklayacağım.
¿ Puedes poner a Angela al teléfono con Olly?
Angela'yı Ollie için telefona çağırır mısınız?
¿ Puedes con esto, Olly?
Halledebilirsin, değil mi Ollie?
- Vale, la puntuación la sé poner yo, Olly.
- Yazım kurallarını biliyorum, Ollie.
- Genial, Olly. ¿ Me lo puedo quedar?
- Bu harika, Ollie. Alabilir miyim?
Olly, ¡ vamos!
Ollie, haydi!
- ¡ Aquí Olly!
Buradayız! Ollie!
- ¿ Qué está pasando Olly?
Hayır. - Neler oluyor, Ollie?
- Olly, esto es ridículo.
- Çok özür dilerim. - Ollie, bu saçmalık.
Venga, Olly. Piensa en algo.
Haydi Ollie, bir şeyler bul.
- Puedo perder mi trabajo, Olly. - Sí..
- İşimi kaybedebilirim, Ollie.
Y Olly le ha ofrecido a Angela un reportaje sobre tu vida privada - Genial
Bir de, Ollie Angela'ya özel hayatınla ilgili bazı bilgiler vermiş.
Creo que está todo listo para la patada inicial y vamos a verlo en vivo.
Kesinlikle haklısın Olly. Burada mükemmel bir maça tanık olacağımıza inanıyorum. Ve siz bunu canlı olarak izleyeceksiniz.
Gracias, Olly.
Teşekkürler Ollie.
Creí que esa Ollie le gustaba.
Olly pilicinden çok etkilendiğini düşünmüştüm.
Ollie es increíblemente hermosa.
Olly inanılmaz güzel bir kadın.
- ¡ Olly olly todo libre!
- Özgürüz dostlar!
- Hola Olly.
- Selam Olly!
Todos estos tratamientos y no ha mejorado.
Tüm bu tedaviler ve Olly'nin hala iyileşmemiş olması.
¿ Cómo está Olly?
Olly nasıl oldu?
Cubine, acabo de examinar a Olly y su condición se está deteriorando.
Bay ve Bayan Cubine, tekrardan bazı testler yaptım ve Olly'nin durumu maalesef kötüye gidiyor.
Voy a referirlos a un consultor de especialistas en Londres.
Olly'nin durumunu Londra'daki bir uzman doktora ileteceğim.
Y después de eso... Olly se enfermó...
Ve sonra da Olly hastalandı.
Bien... te veré entonces.
Güzel, Olly seni özledi.
Porque tienes que concentrarte en Olly.
Çünkü... Olly ile ilgilenmelisiniz.
¿ Entonces por eso pasarán muchos años antes que Olly lo sepa?
Tahminen Olly'ye sırrını söylemene yıllar olmasının sebebi de bu?
- Dale mi amor a Olly.
Olly'ye selam söyle.
Lo hice solo por Olly.
Sadece Olly için yaptım.
- ¿ Quién es Olly?
Olly de kim?
Olly está muriendo, tu juegas y el sol brilla ¿ qué más puedo querer?
Olly ölüyor, sen oyun oynuyorsun, güneş parlıyor, başka ne bilmeliyim?
Si regresas a ese sitio, nunca más volverás a ver a Olly.
Eğer oraya bir daha adımını atarsan, Olly'yi bir daha asla göremezsin.
No devolverás el dinero, es para Olly.
Parayı geri vermeyeceğim, bu Olly için lazım.
Está con Olly esperando en el hospital.
Doktor, Olly ile hastanede kaldığını söyledi.
Debo intentarlo... por Olly. Por favor.
Lütfen.
. ¿ Olly?
Şimdi The Standard'ta çalışıyor, değil mi Ollie?
- Olly
- Ollie!
- Olly, no ayuda que te pongas cínico
- İğneleyici konuşmanın bir faydası yok.
- Olly.
- Ollie.