English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Olvidé

Olvidé traduction Turc

14,599 traduction parallèle
Como me olvidé de ella.
Aynı Maria'yı unuttuğun gibi.
No, solo olvidé a alguien que necesitaba mi ayuda.
Sadece yardımıma muhtaç birini unuttum, o kadar.
Olvidé mi teléfono en el restaurante.
Telefonumu lokantada unutmuşum.
Olvidé darle al abuelo su corona de cumpleaños.
Dedeme doğum günü tacını vermeyi unuttum.
Podría estar haciendo esto porque olvidé cambiar las toallas de invitados. Esta mujer está loca.
Tüm bunları misafir havlularını değiştirmeyi unuttuğum için bile yapıyor olabilir.
Sí, resulta que olvidé firmar y mandar esos papeles.
Ama meğersem belgeleri imzalayıp postalamayı unutmuşum.
Lo olvidé todo.
Her şeyi unutmuştum.
No me olvidé de Scarlett.
- Scarlett'i unutmuş değilim.
Olvidé que me encontraría con Mason en el gimnasio de la escuela.
Mason'la okulun spor salonunda buluşmamız gerekiyordu. Unuttum.
Lo olvidé.
Unuttum.
Olvidé el regalo en mi despacho.
Hediyesini ofisimde unuttum.
Nunca lo olvidé.
Bunu asla unutmadım.
Me olvidé.
Unutmuşum.
Lo lamento. Olvidé... lo de tu plan.
Üzgünüm senin planını unuttum.
Olvidé mantener mis brazos arriba.
- Kollarımı kaldırmayı unuttum.
Olvidé mis pastillas.
Haplarımı unutmuşum.
Olvidé lo de los Médicos del Pavor.
Korku Doktorları'nı unutmuşum.
Me olvidé de decir que alguien debe pagar por su café.
Kahvenin parası için birini gönderecektik.
Me olvidé de comprar leche, Maja. ¿ Vas tú?
Süt almayı unuttum Maja. Bir koşu gidip alır mısın?
Para ser honesto, me olvidé.
Aslına bakarsan unuttum.
Lo olvidé.
Unutmuş olmalıyım.
El Camarero Genio me mostró cómo agrandar las cosas, pero ya lo olvidé.
Genius barmeni ekrandakileri nasıl büyülteceğimi gösterdi ama unuttum bile.
Pero... no olvidé todo.
Fakat... Bütün anılarımı kaybetmedim.
Lo olvidé.
Hatırlayamadım.
- Me salté el desayuno, me comí la barrita energética a las once de la mañana, y me olvidé de reponerla.
- Kahvaltıyı atlayınca saat 11 gibi gofreti yedim ama yenisini almayı unuttum demek.
No te preocupes. No olvidé tus cosas.
Endişelenme, eşyalarını aldım.
Ya olvidé cual.
Ne olduğunu unuttum.
Lo siento, olvidé tu nombre...
Pardon, adını unuttum.
- ¡ Lo olvidé!
- Unuttum.
- No, me olvidé de la comisión.
- Komisyonu unuttum.
Lo olvidé porque soy tan deorgan...
Unuttum çünkü düzenli değil...
Porque solo lo olvidé, ¿ si?
Çünkü unuttum, tamam mı?
Ni siquiera te traje regalo. ¡ Lo olvidé!
Hatta sana hediye bile almadım! Unuttum!
Pude ver el pulso en su cuello y en ese momento, olvidé todos mis problemas.
Boynunda atan damarı görebiliyordum. O an tüm dertlerimi unuttum.
Solo... olvidé mi cancionero.
- Ben nota kitabı mı unutmuşum. - Hangi odada?
- Olvidé esa parte.
O kısmı unutmuşum.
Tengo una lista de cosas y me olvidé de algunas.
Aslında bir listem var ve bazılarını unutmuşum.
Yo... sabes, acabo de recordar que olvidé...
Bir şeyi unuttuğumu fark ettim.
Liam, antes de que me olvide, han llamado de la residencia de ancianos.
Liam, unutmadan, huzurevinden aradılar.
Hace que todo se olvide.
Her şey geride mi kalıyor?
El que se oponga a nosotros, terminará aquí, que no se te olvide.
Karşımızda duran kişinin son durağı burası olur, bunu aklına yaz.
Antes de que se me olvide... mi hermano me acaba de escribir, y viene a la fiesta de promoción que los chicos van a darme mañana.
Unutmadan... Erkek kardeşim mesaj attı, yarın çocukların benim için düzenlediği terfi partisine geliyor.
Nunca dejarás que me olvide de eso.
Bunu unutmama asla izin vermeyeceksin.
Supongo que disparar al hombre ha hecho que se le olvide.
Sanırım adamı vurduğunuz aklınızdan uçup gitmiş olmalı.
lo olvidé.
Tamamen unutmuşum.
Oh Ri Jin me olvide... cuando ella no sienta nada, incluso si pensaba en mí... y si Oh Jin Ri resulta estar dolida de su pasado... dile esto.
Oh Ri Jin beni tamamen unuttuğunda... Beni düşündüğünde bile hiçbir şey hissetmediğinde... Eğer geçmişi yüzünden canı yanarsa lütfen ona şunu söyle...
Antes de que se me olvide, Srta. Warren, tengo algo para usted.
Unutmadan, sizin için bir şeyim var, Bayan Warren.
Um... Lo siento, me olvidé que tengo una cita.
Kusura bakma, bir randevum olduğunu unutmuşum.
Así que si tienes un acuerdo por ahí, Es mejor que no se te olvide mencionarlo.
Yani eğer bir iş ayarlıyorsan, haberim olursa iyi olur.
Haz que me olvide de eso.
- Öyle zaten. Unuttur bana hadi.
Y cuando lo olvide... solo tengo que ver el vídeo.
Unuttuğum zaman videosunu izlesem yeter.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]