English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Organ

Organ traduction Turc

3,000 traduction parallèle
Te llamaré cada noche, te asignaré internos estúpidos, y me aseguraré que coges cada intestino reventado y miembro destrozado Que entre en este hospital.
Her gece nöbete kalmanı sağlar, sana geri zekâlı stajyerleri veririm ve bu hastaneye gelen tüm kabızlık ve çürümüş organ vakalarını mutlaka senin başına sararım.
¿ O se conformaría con un órgano reconstruido... -... que tenga muy poca función?
Yoksa pek az işlevi olan rekonstrükte bir organ sizi tatmin eder miydi?
Me interesa lo del pene pero es un transplante y los pacientes transplantados rechazan los órganos.
Bakın, ben de çavuş için en iyisini isterim ama bu bir organ nakli ve nakil hastaları organları reddedebiliyor.
- ¿ El órgano donado? - Sí.
Donörün organını mı?
Para eso se hace un transplante para restablecer por completo la función urinaria y sexual.
Organ nakli yapmanın amacı da budur : Üriner ve cinsel işlevin yeniden sağlanması.
Iré a ablacionar el órgano.
Şimdi gidip organı alacağım.
- Trabajé en la Clínica Mayo sobre la viabilidad procedimental del trasplante de útero... -... y sí es posible.
Mayo kliniğinde rahim organ nakli üzerinde çalıştım ve imkansız değil.
Incluso si sobrevive Nina estará tomando inmunosupresores durante meses antes de que puedas hacer una transferencia embrionaria e incluso entonces, su cuerpo puede rechazar el útero poniéndola en peligro a ella y al feto.
Sağ çıksa bile, sen embriyo transferini gerçekleştirmeden önce, Nina aylarca vücudunun rahmi reddetmesini engellemesi için ilaçlar alacak ki o zaman bile vücudunun organı reddedip kendisi ve bebeği için tehlike arz etmesi gibi bir olasılık var.
Hay riesgo de hemorragias, rechazos del órgano y puede ocurrir antes que se lleve a cabo la implantación.
Kan kaybı, organ reddi riski taşıyorsun, ki bu implantasyon işleminin öncesi.
Había síntomas de inflamación en los genitales. Su himen estaba roto ya.
Cinsel organı iltihaplanmıştı ve kızlık zarı yırtılmıştı.
La lesión en los genitales del paciente y la ruptura del himen... no fueron causados por recientes... relaciones sexuales.
Hastanın cinsel organındaki zedelenme ve kızlık zarındaki yırtığın yakın zamanda gerçekleşmiş cinsel münasebetten kaynaklandığı sanılmamaktadır.
¿ Es un transplante?
Organ nakli mi?
Es el órgano más nutritivo de todos.
En yararlı organ.
Vamos a hablar sobre lo peligroso que es digerir órganos crudos.
Çiğ organ yemenin tehlikelerinden bahsedelim.
El daño de los órganos es severo como si los chicos se hubieran asfixiado pero ¿ qué pasa con las ampollas?
İç organ hasarı büyük, sanki bu çocuklar boğulmuş gibi, ama su toplamasının sebebi ne?
Él tenía un trasplante de órgano.
Organ nakli olmuş.
El trasplante había estado silenciosamente rechazando su cuerpo.
Vücudu organı yavaş yavaş reddediyormuş.
Si Paul tenía un órgano trasplantado, ¿ lo hubieras visto en la autopsia, no?
Paul bir organ nakli oluysa bunu otopside bulman gerekirdi, değil mi?
¿ No has dado nombre a los genitales de tu hija?
Kızının üreme organına isim vermedin mi?
El cirujano de trasplantes que ha venido aquí es el mejor de la profesión.
Organ nakli yaptığım en iyi işlerden biridir.
Transplante múltiple, Corazón y ambos pulmones.
Enblok organ nakli. Kalp ve iki akciğer için.
Vale, cuando sacas un corazón para trasplantarlo, ¿ Qué haces?
Bir organı nakil için aldığında ne yaparsın?
Especialmente después de años de seguir a ese pequeño tercer órgano.
Özellikle de yıllar boyunca, her ikisinden daha küçük olan üçüncü organının peşinde koşturduğun zaman.
Es donante de órganos, Jake.
- O bir organ donörü, Jake.
Ella firmó el carne de donante para poder salvar la vida a mucha gente con los órganos.
- Organ bağış kartını imzalamış. Bir çok kişinin hayatını kurtarabilir.
¿ Qué pasa después? Bueno, Shannon es donante de órganos.
Shannon organ bağış kartını imzalamış.
no un organismo gubernamental.
Ama SERN bir araştırma kuruluşu yönetim organı değil ki.
¿ Qué tal la foto donde se limpia las heces del espalda mojada del escroto y los genitales?
Adamın dışkılarını testislerin ve organınla sildiğin fotoğrafa ne dersin?
Tiene genitales masculinos y femeninos.
Hem kadın hem erkek cinsel organı var.
"¿ Lo llevo a mi hocico gustativo?"
"Koku alma organıma götüreyim mi bunu?"
Lesiones penetrantes.
İç organ yaralanması.
La música requiere de un aparato transmisor algo que enfoque y canalice el sonido.
Müzik, bir aktarma organına ihtiyaç duyuyor, sesi odaklayıp yönlendirecek bir şeye.
Estoy muy preocupado de que mi órgano sexual se encuentre dentro de mi cuerpo.
Seks organımın vücudumun içine kaçtığına dair kaygılarım var.
Le veo los claspers en sus aletas anales.
'Çünkü kıç yüzgecindeki cinsel organını görüyorum.
A ese puto tonto de Javi van a trasplantarlo en medio de la redada.
Salak herif Javi baskının ortasında organ nakli yapacak.
Dijeron que debía tener cuatro o cinco personas.
Temsil organını teşkil etmesi gereken dört, beş kişi olduğundan bahsetmişlerdi.
Ya sabes, un niño y una niña? Dos partes distintas en una sola persona?
Bir kadın veya erkekte iki farklı organın da olması.
Hay una pequeña posibilidad con un trasplante, pero...
Organ bağışı yetişirse küçükte olsa bir şansı var ama..
Tu solo apareces con tus organos sexuales y estás lista.
Cinsel organınızla gelmeniz yeter, hazırsınız.
Lloramos el falo perdido, es normal.
Kayıplar erkeklik organını mahvediyor, çok normal bir şey.
¡ Llena ese miembro de placer!
Şu organı zevkle doldur!
No puede diagnosticarse a sí mismo con el órgano que tiene la enfermedad igual que no puede ver su propio ojo.
Hasta olan organınla kendine teşhis koyamazsın. Kendi gözlerini göremediğin gibi.
Sí. Aparentemente no cree en la depilación masculina.
Cinsel organını da temizlemiyor anlaşılan.
No tocó lo órganos vitales.
Hayati organına gelmemiş.
"Re Sacramento" ¿ sería la junta de aprobación estatal del juego para los hipódromos?
"Re Sacramento" Eyaletteki hipodromlarda bahislerin yasama organı mı olacaklar?
Ha habido casos de vandalismo, o de tráfico de órganos. Pero los descartamos.
Zorbacıların işi ve organ ticareti olabilir ama bunları eledik.
Los vándalos dejan todo tipo de rastros. Y los traficantes de órganos no sustraen un sólo cadáver.
Zorbalar her türden iz bırakır ve organ ticaretçileri de sadece bir tane ceset almaz.
Es un órgano, un músculo.
Sadece bir organ, bir kas.
¿ La legislación de Virginia no tiene ya registradas dos opciones para el método de ejecución?
Virginia yasama organı, birini infaz etmek için iki farklı yöntem belirlemedi mi zaten?
En China, a los prisioneros se les extirpan los riñones, hígados y corazones tan regularmente que dos de cada tres operaciones de trasplante chinas cuentan con un órgano extraído de un criminal ejecutado.
Çin'de mahkûmların, böbrekleri, ciğerleri ve kalplerine kadar düzenli bir şekilde alınıyor, öyle ki Çinlilerin organ nakli ameliyatlarının 3 tanesinden 2'si idam edilen bir suçludan alınan bu organlara güvenilerek yapılıyor.
Incluso la sociedad médica de este pais ha expresado su disconformidad u hostilidad abierta contra el negocio de la recolecta de órganos de los condenados.
Ülkedeki sağlık kuruluşları, suçlulardan organ toplama işinden hiç rahatsız olduğunu veya açıkça karşı olduğunu beyan etmedi. Bunun farkındayım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]