English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Pablo

Pablo traduction Turc

2,709 traduction parallèle
Pablo y sus abogados tomaron la ofensiva, tratando de ensuciar a Lara con acusaciones.
Pablo ve avukatları Lara'yı suçlamalarla lekelemek için saldırıya geçti.
Incluso multó a Pablo por importación ilegal de elefantes y camellos de África.
Hatta Pablo'ya Afrika'dan yasadışı yollarla deve ve fil getirttiği için para cezasına çarptırdı.
Y con los actos de un hombre valiente, Pablo supo que su sueño de ser presidente había acabado.
Cesur bir adamın harekete geçmesiyle Pablo başkanlık hayalinin sona erdiğinin farkına vardı.
"Los hombres de siempre" se equivocan si creen que pueden derrotar a Pablo Emilio Escobar Gaviria.
"Yönetimdeki adamlar" Pablo Emilio Escobar Gaviria'yı yenebileceğini sanarak yanılıyorlar!
Pablo y sus socios construían superlaboratorios del tamaño de un pueblo.
Pablo ve partnerleri küçük şehirler boyutunda labaratuarlar kurmuşlardı.
El primo de Pablo, Gustavo, traía químicos de Alemania para licuar la cocaína.
Pablo'nun kuzeni Gustavo kokaini sıvılaştırmak için Almanya'dan kimyagerler getiriyordu.
Hora de ganarle a Pablo.
Pablo'nun parasını almanın vakti geldi.
Gacha le apostó a Pablo que ni un alemán podría engañar a su perro.
Gacha Pablo'yla bu köpeği Alman bilim adamlarının bile kandıramayacağı konusunda bahse girmişti.
¿ Pablo?
Pablo?
- Tenemos un problema ni el hijo de puta.
- Pablo, çok kötü bür sorunumuz var.
Si no resolvemos esto nos van a quebrar a todos, Pablo.
Bu sorunu çözmezsek, hepimiz öleceğiz.
La gente nos está mirando, Pablo.
İnsanlar bizi izliyor, Pablo.
Vos sí sos huevón, Pablo.
Sen bir gerizekalısın, Pablo.
Porque Al Capone nunca tuvo tanto billete, Pablo.
- Neden? Çünkü Al Capone'nin hiç bu kadar parası olmamıştı.
En los papeles, Pablo tenía la empresa de taxis más rentable de la historia.
Kağıt üzerinde, Pablo en fazla kâr eden taksi şirketinin sahibi olmuştu.
Estás gastando mucha plata, Pablo.
Çok fazla para harcıyorsun, Pablo.
Hasta metieron un millón de dólares en el sillón de la madre de Pablo.
Hatta bir milyon doları Pablo'nun annesinin koltuğuna bile sakladılar.
- Déjame rezar, Pablo.
- Dua ediyorum, Pablo.
Pablo llamaba a su contador Barbanegra, no porque pareciera un pirata sino porque su trabajo era trazar el mapa del tesoro.
Pablo bu muhasebeciye "Karasakal" derdi korsan gibi gözüktüğünden değildi bu, çünkü bu adam hazinenin nerede saklandığını haritada işaretliyordu.
¿ Y Pablo Escobar, qué?
Pablo Escobar'a ne dersiniz?
¡ Pablo!
Pablo!
Pablo intentaba meterse en política.
Pablo politikaya girmeye çalışıyordu.
- Hola, Pablo.
- Merhaba, Pablo.
Comparó a Pablo Escobar con Robin Hood, carajo.
Az önce Pablo Escobar'ı Robin Hood'a benzetti.
- ¡ Pablo!
- Pablo! Pablo! Pablo!
En ese momento, Pablo no era más que un punto en mi radar.
Zamanında, Pablo benim radarımda sadece bir noktaydı.
En cuanto a Valeria Vélez, primera en entrevistar a Pablo... cuidado.
Valeria Velez'e ise, Pablo ile ilk röportaj yapan gazeteci... dikkat edin.
Perdón, Pablo...
Özür dilerim, Pablo...
... fue la primera en detectar a Pablo.
Pablo'nun ortaya çıkacağını bir mil önceden görmüştü.
Pablo dice que no paga un peso por Marta Ochoa.
Pablo, Marta Ochoa için bir kuruş bile ödemeyeceklerini söyledi.
Al día siguiente, fui con Peña a Medellín el terruño de Pablo.
Hemen bir sonraki gün, Pena ile Medellin'e uçuyorduk, Pablo'nun çetesinin ana vatanına.
Gustavo y Pablo.
Gustavo ve Pablo.
Pablo aprovechó el secuestro de Marta Ochoa para reunir a todos los narcos por primera vez.
Pablo, Marta Ochoa'nın kaçırılmasını bütün uyuşturucu tacirlerini ilk defa toplamak için bir fırsat bildi.
El mensaje de Pablo a los secuestradores era simple :
Pablo'nun kaçıranlara mesajı son derece açıktı.
Pablo había probado el sabor de la sangre, y le había gustado.
Pablo kanın tadını almıştı, ve onu sevmişti.
Las fotos de los M-19 colgados que salieron en los diarios mostraron a un Pablo invencible.
Asılı M-19'ların fotoğraflarını gazeteye gönderiyorum. Pablo'yu görünmez yap.
Don Pablo.
Hey, Don Pablo.
Un sicario apresado tras el asesinato de Lara Bonilla confesó que Pablo había dado el golpe.
Lara Bonilla'nın öldürülmesinin ardından yakalanan adamlardan biri suikastı Pablo'nun ayarlattığını itiraf etti.
Pablo Escobar fue imputado por el crimen de Rodrigo Lara Bonilla.
Rodrigo Lara Bonilla'nın cinayeti için Pablo Escobar'a soruşturma açıldı. ARANIYOR PABLO ESCOBAR GAVIRIA ÖDÜL 100.000 DOLAR
Ahora Pablo tenía a quién temerle : A nosotros.
Artık Pablo'nun da korktuğu birileri vardı.
Estados Unidos quiere mostrar que gana una batalla con Pablo Escobar, cuando es evidente que está perdiendo una guerra.
Amerikalılar bu savaşı kazandıklarını kanıtlamak için Escobar'ı istiyor. Hem de kaybettikleri açık olan bir savaşı.
Como no pudo con Galán, Pablo recurrió a muchos jueces del país.
Galán'a ulaşamadığı sıralarda, Pablo birçok ülke hakimine ulaştı.
Y como siempre, cuando fallaba la pluma... Pablo siempre estaba listo con la espada.
Tam da beklendiği gibi, kalem işe yaramadığında Pablo her zaman kılıçla cevap vermeye hazırdı.
Pablo Escobar ya no es representante.
Pablo Escobar artık bir meclis üyesi değil.
Mire, yo tengo asignado al general Gómez en el operativo contra Pablo.
Pablo'ya karşı yapılacak operasyon için General Gomez'i atayacağım.
Quieren que capture a Pablo Escobar.
- Pablo Escobar'ı yakalamamı istiyorlar.
Es que ese es tu problema, Pablo.
Senin sorunun da bu Pablo.
Nos importaba Pablo Escobar.
Bizim tek önemsediğimiz şey Pablo Escobar'dı.
Según datos de Jaramillo, Pablo estará en su finca El Bizcocho mañana.
Jaramillo'nun istihbaratı Pablo'nun yarın Bizcocho çiftliğinde olacağını söyledi.
Ya dijo el nombre de tres fincas, pero Pablo no estará allí.
Şu an 3 tane çiftliğin ismini ve yerini söyledi. Fakat Pablo onların herhangi birinde olabilir.
Mira, hermanito... Yo sé que estás cagado del susto de que Pablo te mate.
Bak, küçük kardeşim Pablo'nun seni öldüreceğinden delice korktuğunu biliyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]