Translate.vc / Espagnol → Turc / Parecé
Parecé traduction Turc
198,915 traduction parallèle
¡ Parece que el silo se va a caer!
Silo pes etmek üzere gibi!
Parece ser que las camisetas fueron el último negocio de David y Robbie antes de venir aquí.
Tişörtler, buraya gelmeden önce David ve Robbie'nin son adımıymış.
Parece ser que Jamal trabajaba para Toj.
Jamal Toj için çalışıyormuş.
La industria de preparación de textiles es tan despiadada como parece.
Hazır giyim endüstrisi bayağı acımasızdır.
Eso parece el tipo de trauma que motivaría a un asesino movido por la venganza.
Birini intikam amaçlı misillemeye itecek türden bir travma.
Este lugar parece genial.
- İçerisi çok güzel olmuş.
Bueno, Lorraine parece buena.
Lorraine iyi birine benziyor.
Bueno, esto parece merecer una conversación privada, así que volveremos a eso.
Bunu özel olarak ele almak lazım, daha sonra döneriz.
Hemos quitado una pieza de metal. Parece metralla.
Şarapnel gibi duruyor.
Parece que es donde está usted, doctor.
Asıl sıkıntı o tarafta gibi doktor.
Parece que he tocado alguna fibra por ahí, señoría.
Karşı tarafı anlamakta sıkıntı çekiyorum sayın yargıç. Aptallıktan kaynaklanıyor olabilir.
Parece haber un retraso este año.
Bu sene bir gecikme oldu sanırım.
¿ Así que el hermano de Tariq, Aimar, parece que sería el terrorista que busca Estados Unidos y no Tariq?
Yani Tariq'in kardeşi Aimar, Amerika'ya göre terörist olarak görülüyor ama...
No, no parece lluvia.
Hayır, yağmura benzemiyor.
Parece que daría una imagen pública desastrosa ir detrás de un bufete totalmente afroamericano.
Afroamerikan bir şirketin peşine düşersek basının hedefi oluruz gibi geliyor bana.
No parece tu estilo.
Senden beklenecek bir hareket değil.
Esto parece el Mago de Oz, Lucca.
Bu aynı Oz Büyücüsü gibi hissettiriyor Lucca.
Dirige un equipo y parece que está yendo a por nuestro bufete.
- Bir görev gücü ve şirketimizi hedef almış gibi gözüküyor.
No está tan mal como parece.
- Göründüğü kadar kötü değil.
- Esa sopa parece buena. ¿ Qué es?
Çorba güzel gibi, ne çorbası?
Parece que ya hubieras bebido.
Sesine bakılırsa erkenden içmeye başlamışsın.
- Supongo. - Dios mío, parece un interrogatorio.
- Tanrım çapraz sorgudayım sanki.
Me parece que habla de una película.
Bana göre bir filmden bahsediyor gibi görünüyor.
Parece que estamos de barbacoa.
Sanki gönlümüzce barbekü yapmamız gerektiğini hissediyorum.
Yo también. Parece como cuando tenía ocho años.
Sekiz yaşıma dönmüş gibiyim.
Parece que alguien las ha filtrado.
Biri sızdırmış gibi görünüyor.
Srta. Tascioni, siento ser prosaica en mi forma de pensar, pero esto no parece un asunto barroco.
Bayan Tascioni düz düşünce yapım için kusura bakmayın ama bu bana biraz fazla alengirli gibi geldi.
Parece que hable de nosotros, Jay. Bailar.
- Bizi tarif etti resmen değil mi Jay?
Eso parece. ¿ Te molesta?
Sanırım. Bu seni rahatsız eder mi?
Barbara, ¿ qué te parece?
- Barbara, sen ne dersin?
- Parece una persecución.
- Bir eziyet gibi gözüküyor.
La Srta. Quinn, pese a su pretendida inocencia, parece dispuesta a comprometer la integridad del sistema judicial.
Bayan Quinn adalet sisteminin bütünlüğünden ödün vermeye kararlı gibi görünüyor.
Vale, voy a tomar algunas notas si le parece bien a la abogada.
- Bir yandan da not alacağım sakıncası yoksa avukat hanım?
Parece que te han limpiado muy bien las heridas.
Görünüşe göre yaralarını iyi temizlemişler.
Vaya, parece que me ha tocado el premio.
Sanırım iddiayı kazandım.
Me parece que pudo cruzar el portal porque algo aquí es real para él.
Bence portaldan geçebilmesinin sebebi... içinde gerçek bir şeylerin olması.
- el arma homicida. - Bueno, no parece un robo.
Soygun gibi gözükmüyor.
Y esto. Parece que el grupo ha perdido a su líder.
Görünüşe göre grup solisti artık yok.
Parece que le están dando un yogurt helado para celebrar... ¿ la vida de recién casado?
Görünüşe göre yeni evliliklerini donmuş yoğurtla kutluyorlar.
Parece exagerado.
- Bir şey yokmuş gibi geliyor bana.
Bueno, al parecer, se suponía que teníamos una asociación y ahora simplemente parece que ya no funciona.
Bizim ortak olmamız gerekiyormuşuz gibi hissediyorum fakat artık bunu yapamıyoruz.
- Es lo que parece.
- Öyle hissettiriyor.
Parece que tenemos un nuevo sospechoso.
Görünüşe göre yeni bir şüphelimiz var.
¿ Y si esta Candy es exactamente lo que parece?
Ya Candy göründüğü gibi biriyse?
Bueno, parece que está intentando ayudar.
Yardım etmeye çalışıyor gibi duruyor.
Vale, de todos modos, para mí, Marla, parece una alborotadora, no una asesina.
Pekala, her ne ise bence Marla baş belası olabilir fakat katil değil.
Es decir, todavía tengo que hacer más pruebas, pero es seguro que para mí se parece al Tetris.
Test etmeliyim fakat bana çoktan oymuş gibi geliyor.
Parece que cubren el momento de la muerte.
- Ölüm saatinde tanığı var.
Amenadiel parece creer que te debo una charla.
Amenadiel seninle konuşmam gerektiğini söyledi.
Parece que hemos encontrado nuestro cuchillo enorme.
sisman bıcagımızı bulduk gibi görünüyor.
¿ Te parece bien?
Sana uyar mı?