Translate.vc / Espagnol → Turc / Pendejo
Pendejo traduction Turc
2,369 traduction parallèle
- Dale es un pendejo.
- DALE tam bir denyo.
- Hola, pendejo.
- Merhaba, dümbük.
Dale Waters, que pendejo.
DALE WATERS, ne hıyar herif! .
Saben que Dale es un pendejo.
DALE'in ne halt olduğunu biliyor.
Que pendejo.
Ne hıyar ama.
- Ok, mira, uh... esta es una de esas cosas en donde digo algo y tu te sentirás cono un pendejo,
- Tamam, UH... Bunu söyleyeceğim zaman kendini hıyar gibi hissedeceğin zamanlardan biri, ama sen öyle hissetme tamam mı?
Te tengo noticias, pendejo.
Sana yeni bir haberim var hıyar herif.
- Si realmente quisieras a Dale el pendejo, No te sentirías tan asqueada al respecto.
- Bak eğer gerçekten bu Dale hıyarını isteseydin, bu olup biten yüzünden bu kadar iğrenç hissetmezdin.
Y haces ese - Pequeño discurso, Y me dejas aquí parado como un pendejo.
Sen sen o küçük tatlı konuşmanı yaptın, ve ben hıyar gibi kaldım ortada.
- ¡ Que pendejo!
- Ne tip ama.
Devuélveme el globo. ¡ Pendejo!
Balonu geri ver pislik.
Cierto, ésa no fue tan buena porque no voy a estar en ese pueblo. ¡ Pendejo!
Evet, bu o kadar da iyi değildi. Çünkü ben o kasabada olmayacağım. Sikik!
Para eso vinieron, pendejo.
Olan bu, aptal.
El pendejo nos dio la tarde libre.
Dick akşamı ayarladı.
Muérete, pendejo.
Gebersene lan amcık!
Vete al carajo, Bradley White, pendejo asqueroso con tu verguita, ¿ eh?
Siktir git Bradley White, seni çük kafalı serseri.
¡ Te odio, pendejo!
Senden nefret ediyorum.
Pequeño pendejo, haz lo que dije.
Şu küstaha bak sen! Ne dediysem onu yap.
Eres un pendejo peludo, ¿ no?
Pek de cesur bir züppeymişsin sen.
Hablas de mi novia, pendejo desgraciado.
Sevgilimden bahsediyorsun seni siktiğimin salağı.
Eres un pendejo estúpido.
Geri zekalının tekisin.
¡ Maldito pendejo!
Amına koduğum seni!
Voy a desenterrar al pendejo.
- Dalyarağın mezarını kazacağım.
Okay, Mullet, pendejo gordo. Veamos qué hay aquí.
Hadi bakalım Mullet, seni şişko dalyarak, bakalım ne haldesin.
Oye, pendejo gordo.
- Vurun şişkoya.
Y yo no hago nada. Me quedo sentado aquí como un pendejo.
Hiçbir şey de yapmadım, hödük gibi tüm gün burada oturdum.
Probablemente golpearía a algún pendejo en la cara.
Muhtemelen senin gibi bi pisliğin suratının tam ortasını yumruklardı.
- ¡ Pendejo!
- Seni aşağılık!
¿ Por qué eres tan pendejo?
Neden bu kadar pisliksin?
Sigues siendo un pendejo para mí.
Hâlâ bana göre bir köpeksin.
Me porté como un pendejo.
Bu benim pislik olmuş halim.
- Eres un pendejo.
- Pisliksin.
El camarero era un hijo de puta. Era un pendejo.
Garson tamamen berbattı.
Y tú pasaste suficiente tiempo siendo un pendejo.
Sanırım sen de bir pislik olarak yeterince zaman geçirdin.
Así es, pendejo. Estoy al tanto de eso.
Ben de bunun farkındayım.
¡ Pendejo!
- Lanet olası!
Eres un pendejo. Y tú eres un idiota.
Pisliğin tekisin ve sen de aptalın birisin.
Ven, acércate, pendejo.
Gel de ye bakalım, yarak kafalı.
Esos imbéciles van a entrar a la galería de ese maldito pendejo.
Aşağılık pislikler o kan emici piçin mağazasına giriyorlar.
Un pendejo estaba tratando de quitármelo.
Puştun biri beni uyutmaya çalışıyordu.
Pendejo flequilludo.
Seni küçük i * ne.
Eres un idiota, un pendejo.
Bıçak ve tuğla kullandın.
- Pendejo.
- Hayır, hayır, hayır, Bug.
- ¿ Quieres robar mi carro, pendejo?
Arabamı mı çalmaya çalışıyorsun, bok herif?
El pendejo se robó mis cintas.
- Yavşak kasetlerimi çaldı.
¿ Estás drogado, pendejo?
- Amfetamin mi kullanıyorsun lan? - Hayır.
Y después me dejas solo en la calle, pendejo.
Bir de beni sokağın ortasında bıraktın gittin, götveren.
Pendejo.
Yavşak.
- Soy un pendejo.
- Ben bir hıyarım.
Como todo un pendejo.
- Mal gibi.
Lo mataste tú, pendejo.
Onu da sen öldürdün, göt herif.