Translate.vc / Espagnol → Turc / Personas
Personas traduction Turc
74,388 traduction parallèle
Lo extraño es que... perder a esas personas es lo que nos ha unido.
Garip olan şey bizi bir arada tutan şey o insanları kaybetmek.
Hasta que mi hijo abrió un portal al infierno y dejó salir a algunas personas.
Oğlum cehennemi açıp birkaç kişiyi dışarı çıkarana kadar.
Lucifer, somos personas muy diferentes con personalidades muy diferentes y no te estoy juzgando.
Lucifer çok farklı karakterlere sahip çok farklı insanlarız ve bunu yargılamıyorum.
Tienes que aceptar, Lucifer, que somos personas muy diferentes con diferentes prioridades.
Farklı öncelikleri olan farklı iki insan olduğumuzu kabul etmen gerek Lucifer.
¿ Por qué hay malas personas en el mundo?
Neden dünyada kötü insanlar var?
Puede que haya malas personas en el mundo, ¿ pero sabes qué?
Dünyada kötü insanlar olabilir ama bak ne diyeceğim?
Como todas las buenas personas que ayudan a tu madre.
Mesela annene yardım eden iyi insanlar gibi.
Pero ya que te has traído a unas cuantas "personas" de más a nuestra pequeña charla, deberíamos ir a un sitio más privado.
Konuşmamıza birkaç kişi ilave ettiğine göre daha özel bir yere gitmeliyiz.
Pero estas personas saben muchísimo.
Ama bu adamların bilgi dağarcığı çok fazla.
Estaba matando personas, pero ella no quería herir a nadie.
İnsanları öldürüyordu ama bunu istememişti.
Quizás algunas personas puedan controlarlo, pero apenas puedo mantenerme calmada en un buen día.
Belki bazı insanlar bunu kontrol edebiliyordur ama ben iyi günümde bile zar zor duruyorum.
Bueno, esto es incómodo, pero... los perros del infierno solo van tras las personas que vendieron sus almas... a un demonio.
Şimdi bu garip gelebilir ama cehennem köpekleri sadece ruhlarını şeytana satanları takip ederler.
Esta organización hace un importante trabajo, caballeros... un trabajo que permite que millones de personas duerman con seguridad en sus camas por la noche.
Bu organizasyonun önemli bir görevi vardır beyler. Bu da milyonlarca insanın gece yataklarında güven içinde yatmasıdır.
Pero para hacer este trabajo, para proteger a estas personas, necesitamos cadetes que empleen sus habilidades y ejecuten órdenes sin preguntar.
Ama işimiz olan bu insanları korumak için çalışmaya aday olan kişilerin beceri ve emri soru sormadan yerine getirmesini isteriz.
Es solo cuando creces cuando te das cuenta de que son solo personas.
Sonra büyüdüğünde onların da insan olduğunu anlarsın.
¿ Qué les hiciste a esas personas?
Bu insanlara ne yaptın?
Las personas que hacen lo que hacemos, sabes que habrá muertes, pero... esto...
Bizim işimizi yapan insanların öleceğini bilirsin ama... Bu...
Han asesinado a personas inocentes solo porque se interponían en su camino.
Yollarına çıkıyor diye masum insanları öldürdüler.
No podemos evitar que esto sea público durante demasiado tiempo, pero hay personas con las que queremos hablar antes de que se sepa.
Bunu uzun süre saklı tutamayız. Ama duyulmadan önce konuşmamız gereken kişiler var.
¿ Cuántas personas trabajan aquí?
- Burada kaç kişi çalışıyor?
Necesito estar donde están las historias, donde están las personas. No puedo hacer eso desde aquí.
Haberin, insanların arasında olmalıyım, buradan olmaz.
Es importante para las personas.
İnsanlar önemsiyor.
Apoyamos a las personas que han experimentado violencia sexual.
Cinsel şiddete maruz kalmış insanlara destek oluyoruz.
Básicamente... si me dices algo que me da motivo de Preocupación, para ti u otras personas, tengo el deber de comunicarlo.
Mesela senin ya da başkaları için endişelendirecek bir şey söylersen söylediklerini gerekli kurumlara bildirmek gibi bir sorumluluğum var.
Compartí un taxi con un par de personas.
Davetlilerden birkaçıyla aynı taksiyi paylaştık.
Estamos recompilando un registro de los movimientos de las personas.
Kişilerin gece boyunca yaptıklarını derlemeye çalışıyoruz.
¿ Y cuántas personas llevaste contigo?
Kaç kişi götürdün beraberinde?
Llamamos a todas estas personas.
Bu insanlarla konuştuk.
Solo se pega a una o dos personas y creo que ella ya tenía suficiente.
Sürekli aynı kişilerle takılır. O gün üstüne fazla gitmişti. Bardan Martin Skittles ile de.
Con mis chicas y con personas como Trish.
- Kızlarıma ve Trish gibilere.
¿ Les importa si atiendo a estas personas?
- Bekleyenleri alsam olur mu?
Bueno, llevé a algunas personas allá aquella noche.
- O gece birkaç kişiyi getir götür yapmıştım.
Así que nos quedan personas como...
Elimizde kalan kişilere gelirsek...
Las personas como tú entran en el cuerpo con solo seis meses de experiencia una formación de mierda y os creéis que sois los dueños del mundo.
Senin gibiler altı aylık deneyimle Adli birime geçtiğinizde hiçbir şey bilmiyorken bile kendinizi bir halt sanıyorsunuz.
No recuerdo todos los nombres de las personas con las que he trabajado.
Müşterilerimin isimlerini teker teker aklımda tutmuyorum.
Esos tres teléfonos, esas tres personas juntas.
Bu üç telefon yani bu üç kişi o sırada birliktelermiş.
Estas son personas de cartón reales.
Bunlar gerçek karton insanlar.
O cómo es que personas cuerdas A verlo se atrevieron
Ya da siz güzel insanlar Nasıl dayanacak bu ıstıraba
Todos, en cierto momento de la vida, deseamos estar al cuidado de otras personas distintas a las que nos crían.
Hayatının bir döneminde herkes, kendilerini yetiştirenler değil de başka ebeveynler tarafından yetiştirilmek istemiştir.
No describiría a alguien que hace dormir a tres personas en una sola cama, las obliga a hacer tareas espantosas y les pega en la cara.
Üç kişiye tek yatak veren, onları korkunç ev işlerine zorlayıp tokatlar savuran birini tarif etmek için kullanılmaz.
Hay innumerables tipos de libros en el mundo, lo cual es perfecto, porque hay innumerables tipos de personas.
Şu dünyada sayısız türde kitap var, zaten olmalı da çünkü sayısız türde insan da var.
Mi habilidad es tomar a las personas y hacer que sean más auténticos.
Benim yeteneğim insanları kendilerine daha da yaklaştırmak.
Y algunas personas creen que esa información los conducirá a tener sexo.
Bazı insanlar böyle bilgilerin... onları seks yapmaya ittiğini düşünüyorlar.
Y estás consciente de que muchas de estas personas son imbéciles superficiales.
Farkında mısın bu insanların hepsi birer yüzeysel şerefsiz.
"Se hallaron seis personas muertas, presuntamente asesinadas por un oso".
"6 insanın ayı tarafından öldürüldüğü düşünülüyor."
Estas personas... estuvieron adentro de mi casa.
Bu insanlar... evime girmiş.
Que las personas no sean imbéciles.
İnsanların adilik yapmamasını.
Más que muchas otras personas.
Bu dünyadaki pek çok iki kişiden daha fazla hatta.
Miles de personas van a estar afuera mañana llevando el rojo, el blanco y el azul. Van a ser objetivos gigantes para esta cosa.
Binlerce insan yarın kırmızı, beyaz ve mavi giyerek dışarı çıkacak.
Hasta que encuentres estas personas que te secuestraron vendrán más demonios, ¿ verdad?
Seni kaçıranları bulana değin daha çok iblis gelecek, değil mi?
De lo que son capaces algunas personas.
İnsanları yapabilecekleri şeylere.