English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Poder

Poder traduction Turc

62,624 traduction parallèle
Por eso vine a esta Tierra, para poder reescribir mi historia, tanto literal como figuradamente.
Bu dünyaya o yüzden geldim. Hem kendi hikayemi, hem de kitabımın hikayesini yeniden yazabilmek için.
Necesitaba saber dónde estaba para poder ir un paso por delante de ella.
Ondan bir adım önde olmak için nerede olduğunu bilmeliydim.
Y nuestro trato era que entrenaría para poder luchar contra Gypsy, pero supongo que vosotros dos queríais actuar a mis espaldas e intentar sustituirme.
Ve bizim anlaşmamıza göre de ben Gypsy ile dövüşmek için çalışacaktım ama sanırım siz ikiniz arkamdan iş çevirmek istemişsiniz.
Me alegra poder ser de ayuda.
- Yardımcı olabildiğime sevindim.
Voy a hacer todo lo que esté en mi poder para cambiar el futuro y soy el único lo suficientemente rápido para mantenerla con vida.
Geleceği değiştirmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. Onu hayatta tutabilecek kadar hızlı tek kişi benim.
Se trata de inspirar y darte el poder para que uses tus dones para que tengas éxito por tu cuenta.
Kendi başına başarılı olman için sana ilham vermek ve güçlerini kullanmana olanak tanımaktır öğretmek.
Voy a hacer todo lo que esté en mi poder para mantenerlo así. Agradezco eso, West.
Bu şekilde kalmasını sağlamak için elimden gelen her şeyi yapacağım.
Haría todo que estuviera en su poder para detener a Savitar.
Savitar'ı durdurmak için elinden gelen her şeyi yapardı.
Entonces la aparté para poder centrarme en salvarla, y ahora es un desastre.
Sonra da onu kurtarmaya odaklanmak için kendimden uzaklaştırdım. Şimdi ise her şey birbirine girdi.
El alcalde puede tener los votos... pero yo tengo el poder.
Oyları belediye başkanı elde etti, ben de gücü.
* Para poder llevarte lejos *
Seni taşıması için
* Para poder llevarte... *
Seni taşıması için
Vosotros tenéis ese poder.
Bu güce sahipsiniz.
El poder del amor y todo eso.
Aşkın gücüyle falan.
* Hay al menos un poder * * Que aún tenemos ambos *
Yine de ikimizin de sahip olduğu bir güç vardır
* Y ese es el poder de la... *
Ve o güç de...
Mi madre solía decir siempre que los musicales tienen el poder de hacer todo mejor.
Annem hep müzikallerin her şeyi düzelttiğini söylerdi.
Voy a hacer todo lo que esté en mi poder para cambiar el futuro y soy el único lo bastante rápido para mantenerla viva.
Geleceği değiştirmek için elimden gelen her şeyi yapacağım. Onu hayatta tutabilecek kadar hızlı tek kişi benim.
Todo ese poder, toda esa velocidad y aún así sigues siendo demasiado lento.
Onca gücün, onca hızın var ama yine de aşırı yavaşsın.
pero nunca pude descubrir qué usaba como fuente de poder.
Ama güç kaynağı olarak ne kullandığını hiç çözememiştim.
Entonces, ¿ es lo que cogió de la bóveda del tiempo, su fuente de poder?
Yani zaman kasasından aldığı şey bu mu? Güç kaynağı mı?
Está en mí. Ese poder, ese dolor, de ahí viene Savitar.
Savitar da o güç ve acıdan geliyor.
O quizá sois como esos criminales que engañan a la gente en habitaciones de hotel para poder robarle los riñones.
Belki de insanların böbreklerini çalmak için otel odalarına getiren suçlulardansınızdır.
Así que necesito que testifique para poder mantener que Coolidge vaya a juicio.
Bu yüzden Coolidge'in yargılanması için tanıklık etmesi gerekiyor.
Y mira... yo también deseo... poder quitarte tus malos recuerdos.
Bak karanlık anılarını yok edebilmeyi o kadar çok isterdim ki.
Deseo... poder hacer que todo ese dolor se vaya, pero no puedo.
Keşke tüm o acıyı yok edebilseydim ama yapamam.
Ese poder, ese dolor, de ahí es de donde viene Savitar.
Savitar da o güç ve acıdan geliyor. Kayıptan geliyor.
Desearía... que poder hacer desaparecer el dolor, pero no puedo.
Keşke tüm o acıyı yok edebilseydim ama yapamam.
FUENTE DE PODER. NO ENCONTRÉ NADA QUE FUNCIONE
İşe yarar bir şey bulamadım.
Y para poder encenderla, necesitamos algo para cargarla.
Ama çalıştırmak için güç verecek bir şey lazım.
Eso es un amortiguador de poder de metahumano.
Bu bir meta insan güç bastırıcısı.
Snart va a ayudarme a meterme en ARGUS... y conseguir la fuente de poder.
Snart, ARGUS'a girip güç kaynağını almama yardım edecek.
Barry regresó en el tiempo para conseguir la ayuda de Snart para robar la fuente de poder de ARGUS.
Barry, ARGUS'tan güç kaynağını çalmasına yardım etmesi için geçmişe gidip Snart'ı almış.
¿ Fuente de poder?
Güç kaynağı mı? Neyin güç kaynağı?
Supongo que la fuente de poder esté probablemente aquí.
Tahminime göre güç kaynağı büyük ihtimalle buradadır.
He cargado la fuente de poder en el aparato, lo que debería dar la cantidad necesaria de energía para atrapar a Savitar en la Fuerza de Velocidad.
Güç kaynağını cihaza yükledim. Savitar'ı Hız Gücü'ne hapsetmeye yetecek kadar güç sağlamalı.
Para poder unirme a él como un dios, tengo que curarme de "Caitlin".
Tanrı olarak ona katılmak için kendimi Caitlin'den arındırmalıyım.
Por favor, ayúdame a encontrar a Damon para así poder volver a tenerla.
Lütfen Damon'u bulmama yardım et, bende o hayatı elde edebileyim.
Desearía poder decir lo mismo.
Keşke aynı şeyi söyleyebilsem.
Primero tengo que absorber más poder.
İlk önce daha fazla güç sifonlamam gerek.
Sí, terminé a tiempo para darme una ducha para así poder llegar aquí un poco antes.
Buraya erkenden gelebilmek için işi erkenden bitirip duş aldım.
Espero poder verte tener este día con Elena.
Umarım bu günü Elena ile yaşadığını görürüm.
Con el poder que me ha sido recientemente conferido por la Commonwealth de Virginia, yo os declaro marido y mujer.
Yakın zamanda Virginia Eyaleti tarafından... bana verilen yetkiye göre... Sizi karı koca ilan ediyorum.
Bueno, desearía poder ayudarte.
- Keşke yardımcı olabilseydim.
Bueno, ojalá tuviera ese tipo de poder, pero, desgraciadamente, no puedo atribuirme el mérito.
Keşke öyle bir gücüm olsaydı. Maalesef övgüyü kabul edemeyeceğim.
El problema es que no estoy seguro de poder hacer que el dueño lo entregue.
Ama sahibini bize vermeye ikna edebileceğime emin değilim.
Deberías poder pensar mejor que eso.
Böyle düşünüyor olamazsın.
Si tiene este poder oscuro, hará falta que todos luchemos contra ella.
Eğer bu karanlık güce sahipse hepimizin onunla savaşması gerekecektir.
No puedo imaginar el poder.
Gücünü hayal bile edemiyorum.
Era el precio del poder. Y el poder es lo que importa, ¿ verdad?
Hepsi güç için bir bedeldi ve tek önemli olan güçtür değil mi?
No tienes poder sobre mí.
Bana karşı elinde hiçbir şey yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]