Translate.vc / Espagnol → Turc / Popo
Popo traduction Turc
1,114 traduction parallèle
Tiene una estrella de mar en la colita y trae su propia pala.
Popo tarafında deniz yıldızı var ve kova seti de yanında geliyor.
Popo, atiendele las heridas, rápidamente!
Popo, onların yardıma ihtiyacı var, acele et!
Popo lo reparará de inmediato.
Popo burayı tamir edecektir.
Popo tiene la razon!
Popo haklı!
El trasero afuera, la nariz arriba.
- Popo dışarı, baş yukarı.
Trasero afuera, nariz arriba.
Francie Brady'ye yan bakanın alnını karışlarız. Popo dışarı, burun havaya.
Sólo se trata de menear el culo.
Sadece popo sallıyorlar.
Incluso ojos de culo.
Popo deliği bile olabilir.
Primero, para no causar ninguna sorpresa fue mi trasero el que ella olió hace 20 años.
Öncelikle ; belki sürpriz olmayacak, ama yirmi yıl önce kokladığı popo benimkiydi.
- ¡ Su obsesión era palpar culos!
Popo elleme hastalığı! - Onlara dokunmak zorundayım.
Dijo que se resbaló en la ducha y se sentó.
Duşta ayağı kaymış ve popo üstü radyonun üstüne düşmüş.
- ¿ Skuzzle qué?
- Ne popo?
- ¿ Para el paso o el trasero?
Adım için mi popo için mi?
Bueno, porque tienes que besar un trasero para tener una parte de él.
Şey, çünkü sanırım yalamayana popo yok.
Olvídame, no pienso morder más traseros.
Hey bana bakma. Başka bir popo ısırmayacağım.
el culo de Zaira, y...
Muhteşem bir popo, değil mi?
Alice la llamó Chanita-colita.
Alice ona Channy-popo diyor.
- ¡ No toquen la marca de mi trasero!
- Umarım benim popo çukuruma oturmuyorsundur!
- ¡ Hago popo, ma!
Geç oldu! — Kaka yapıyorum anne!
Cola linda.
Popo. Şirin.
"Bordear". Lamer el trasero.
Arkayı yalamak, popo emmek.
¡ Y hablando de esa deliciosa actividad, supongo que sabem que la semana pasada Ricky Lake tuvo un programa especial : "Mujeres que fingen orgasmos". ... así que esta noche, para no quedarse atrás,
Tahmin ediyorum, geçen hafta Rickey Lake'in özel bir programı olduğunu biliyorsunuzdur Sahte Orgazm Olan Kadınlar yani bu gece kaçırdığınız ise Jerry Springer'ın gece spesiyali Erkeklerin Sahte Popo Hareketleri.
No buscarás la marca del trasero de Thoreau en el estanque Walden, ¿ verdad?
Walden Pond'da Toreau'nun popo izini aramaya gitmeyeceğini söyle.
Este trasero es de campeonato. ¿ Qué me dices?
Bu popo Şöhretler Bulvarı'na konmalı.
¡ Diana está bien!
Güzel bir popo mu gördünüz?
Sudoroso, Alboroto, Tembleque, sir Trasero Ancho!
Lobsweat, Hoohah, Jitters, Sır Koca Popo!
Tendrá que usar este yeso para traseros bastante tiempo.
Uzun bir süre şu popo kalıbını giymesi gerekecek.
Ya no la necesito.
Doktor popo kemiklerimin her zamankinden daha sağlam olduğunu söyledi. İhtiyacım kalmadı.
- ¿ Ya eligieron "popó" y "trasero"?
- "Kaka" ve "Popo" alındı mı?
Estás celoso de que hablara conmigo. ¡ Adivina qué!
Kapa çeneni popo kralı, onunla konuştuğum için kıskanıyorsun.
- Cállate tú, cara de culo.
— Sen kapa, popo deliği.
Porque nunca lo sabes, cerebro de culo. ¿ Sí, Mark?
Çünkü sen hiç doğru cevap veremiyorsun, popo beyinli! Evet, Mark?
"El Teatro de la Raja".
"Popo çatalı tiyatrosu."
Puede que estés en la cima del mundo, pero hay algo llamado Karma, que un día volverá, y te dará un mordisco en el culo.
Şimdi zirvede olabilirsin, ama karma diye bir şey var. Gün gelir de o karma seni bulursa popo üstü yere çakılırsın.
Tuve que buscar entre cajas feas con títulos como "Conduce Esto, Srta. Daisy". "El Toquetón Sobre el Tejado". "El Zoo Anal".
Başlıkları şöyleydi "Bayan Daisy Şoföre Bindi" "Damdaki Çapkın" "Popo Kümesi"
- Es verdad, cachorrito.
- Bu doğru, popo kafalım.
Voy a conseguir un nuevo corazón, no un nuevo trasero.
Bana kalp naklediyorlar, yeni bir popo değil.
La carrera en solitario de Phil Collins... parece más comercial... y, por consiguiente, más satisfactoria en un sentido más limitado... sobre todo canciones como In the Air Tonight y Against All Odds.
Böylece Sabrina popo deliğini görebilsin. Phil Collins'in solo kariyeri biraz daha ticari gibi görünüyor. Bu nedenle daha dar bir açıdan tatmin ediyor.
Siempre supe que era un mal pirata.
Onun bir popo korsanı olduğunu olduğunu her zaman biliyordum.
Ese viejo trasero rebotando por ahí.
O yaşlı popo sağa sola sallanıyor.
Cual es el plural para "trasero"?
Sence aramızdaki en büyük popo kimde?
En realidad, Dan, tuve poco que ver con salvarle el trasero a nadie.
Gerçekten, Dan, popo kurtarma hakkında söyleyeceğim birşey var.
Tu abuelo tenía cabeza grande.
Senin dedenin koca bir popo gibi bir kafası vardı.
Era una pesadilla de traseros.
Bir popo kabusu.
Y nuevamente disculpas por todo el incidente... de la fotocopiadora / trasero.
Şu fotokopi makinesi-popo meselesi için de tekrar özür dilerim.
¿ Cuál es el problema?
Yüz, popo, ne önemi var?
No me importa.
Popo kasları harika.
- Dalva...
Dalva benim sıcak popolum. - Popo mu?
Chanita-colita.
Channy-popo.
¡ No lo harás, pendejo!
— Hayır götürmeyeceksin mongol popo.
Tiene un culo que no para.
Süper popo!