Translate.vc / Espagnol → Turc / Posicion
Posicion traduction Turc
317 traduction parallèle
- ¡ Mi querida, considera tu posicion!
- Tatlım, sosyal statünü düşün!
De hecho, no creo que este en posicion de opinar al respecto.
Gördüğünüz üzere, bu konuda bir şey söyleyecek konumda değilsiniz.
¿ Elevarias a un esclavo a la posicion de medico del Gobernador?
Bir köleyi Vali'nin doktoru olma şerefine nail eder misin?
Como una dama le dijo a un esclavo una vez... no esta en posicion de opinar al respecto.
Köle bir bayan olarak pek de bir söz söyleme konumunda değilsiniz.
Asegurense de que sus asientos esten en su posicion vertical y sus cinturones ajustados en preparacion para nuestra llegada a L.A.
Los Angels'a iniş için koltuklarınızı dik duruma getiriniz ve kemerlerinizi bağlayınız.
Hay que colocarlos en posicion para rechazar una invasion.
Saldiri ihtimalini uzaklastirmak için onlari yerlestirmeliyiz.
- Despues de calcular nuestra posicion.
- Konumu düsündükten sonra.
Tres columnas convergen en ia posicion dei coronel gregory.
Üç ayri parça, hepsi Albay Gregory'nin oldugu yerde birlesiyorlar.
- ¿ cual es su ultima posicion?
- Son sinirin nedir?
Cuando empezó la guerra, tuve que decidir en lo que creia realmente, en mi posicion.
Savaş çıktığında neye inandığıma ve nerede duracağıma karar vermem gerekti.
Por respeto a su edad y posicion...
Yaşınıza ve pozisyonunuza saygılıyım.
Nosotros creemos que esa es una posicion falsa.
Bunun yanlış bir bildiri olduğunu zannediyorum.
Despues pienso en mi posicion, mi estatus social... ¡ Me gusta creer que soy usted!
Sonra kendi durumumu düşündüm, sosyal durumumu... tıpkı sizin yaptığınız gibi, ve oynadım!
Es un placer para alguien de mi posicion conocer a una persona tan desinteresada.
Benim gibi zengin bir kadının fakir birini bulmaya çalışmasının ne hoş bir his olduğuna inanamazsınız.
- Lo que soy, es mas rapido que tu. ¿ En posicion?
- Senden daha hızlıyım.
Como Lord Fauntleroy tienes una posicion que mantener
Lort Fountleroy olarak konumunu koruman gerekir
Es la madre del niño tiene una posicion que mantener
Çocuğun annesi olarak pozisyonunu koruması gerek.
Aun no se te han dicho las responsabilidades de tu futura posicion, pero cuando asi sea entenderas que es esencial que seas firme con los que son menos que tu y quienes son menos que yo?
Gelecekteki konumun için henüz sorumluluk öğrenmedin Öğrendiğinde anlayacaksın Ayaktakımına karşı sert olmak gerektiğini anlayacaksın Ayak takımı nedir?
Se que Setti hubiera usado su posicion para mejorar la vida de los demas Hubiera sido decente y cariñoso
Öyle fakirlik var ki, eminim Saddy pozisyonunu diğerlerinin düzeltmeye harcardı, nazik ve düşünceli olurdu
Amplieme la posicion del Riga, por favor.
"Riga"'nın konumunu büyütün lütfen.
Es raro ver directores Que toman su trabajo como una posicion especial, que el destino les dio, y simplemente explotar su profesión.
Ve bir yönetmenden kendisi ile katkıda bulunması gerekliliğinden beri, çalışmalarını, sanki bu onlara özel bir pozisyon veriyormuş gibi, kaderleri sayesinde verilmiş gibi karşılamaları ve ustalıklarını basitçe yoketmelerini görmek oldukça tuhaf.
Señor Brewster, tiene usted tomada una posicion para hacerle frente a los problemas de la ciudad?
Mr Brewster, şehrin yüzleştiği sorunların herhangibirinde hiç görev aldınız mı?
con solo diez dias antes de la eleccion....... que soporte encontrara para esta posicion?
Seçimlere sadece 10 gün kala, .. nasıl destek bulacaksınız?
Estas flechas marcan la posicion del sol a la hora del crimen.
Bu oklar suç sırasında güneşin ışınlarını gösteriyor!
[Roosa] Estan en posicion de encendido.
Ateşleme pozisyonundasınız.
[AG / LMP] Creo que es el mejor lugar para el ALSEP... es al ML a las 11 : 00 posicion.
Bence deneylerimizi gerçekleştirmemiz için en iyi nokta şuradan 11 yönü.
tengo que llenar esa posicion.
O işe birini almam lazım.
Si, durante esa semana... ves a alguien que pueda llenar esa posicion... Contratalo en forma de medio tiempo o lo que sea.
Eğer o bir hafta içinde... işe uygun birini bulursan... onu yarım günlük olarak falan işe alırsın.
- Creo que como estan las cosas, no estas en posicion de hacer grandes favores hoy.
Peki ya onlar? Yerinde olsam onları pek düşünmezdim. Bugün sana iyilik yapıyor gibi bir halleri yoktu.
Sra. Simpson, en los 9 segundos que quedan, ¿ podría resumir su posicion?
Bayan Simpson, şu kalan 9 saniyede, yerinizi özetleyebilir misiniz?
Y esto, I asume es su posicion tactica?
Ve burası da tahminimce taktik konumunuz?
Algunos pedazos de porqueria te pusieron en una mala posicion.
Bazen değersiz insanlar seni zor duruma koyabiliyorlar.
Sin embargo, Yo estaria dispuesto dejar de lado todas las acusaciones, hacerme de la vista gorda respecto a tu linaje bancario, y permitir que vivas aqui hasta el fin de tus dias como esposo de mi nieta, padre de sus hijos, y heredero de mi posicion.
Her neyse, niyetim, tüm cezaları silmek, banker kanını görmezden gelmek, ve burda yaşamana izin vermek torunumun kocası, çocuğunun babası, ve koltuğumun veliahtı olarak.
Asi que, Bob, ¿ que posicion tenemos sobre el Bosque Springfield?
Ee, Bob, Springfield ormanını ne yapıyoruz?
Pero cuando los debates durante la guerra comenzo Cardassiano, ataco la posicion de Sarek.
Ama tartışma Kardasya Savaşı'nın başlamasına gelince Sarek'in mevkisine saldırdı.
Sr. La Forge, cuando estamos en posicion, apagar los motores y todos los sistemas excepto sensores y apoyo a la vida. Si, senor.
Bay La Forge, pozisyonumuzu aldığımız zaman, motorlar ile yaşam desteği ve sensörler dışında ki tüm sistemleri kapatın.
Él esta tomando la posicion asignado a la Tripoli.
Tripoli'ye verilmiş olan yeri alıyor.
Me gustaria hacerle ganar mas dinero, pero debo conocer su posicion sobre dciertas cosas.
Sana daha çok para kazandırmak istiyorum. Ama önce birkaç konuda konumunu belirlememiz gerek.
Goldberg, fuera de posicion.! McGill va directo y anota.!
Mavi çizgiyi geçiyor, kale etrafında dönüyor
Primero ponte en posicion de hacer un intento!
Önce bir deneme yapabilmeyi dene de, ondan sonra!
Yo esta parado aqui.. ... y aqui estaba el receptor ( cricket ) de la posicion.
Ben tam burada duruyordum ve buradada karşı takımın kalecisi duruyordu.
Muy bien Ricky, corta por debajo de la canasta hasta llegar a la línea de base a esta posicion aqui.
Pekala, Ricky. Dip çizgiler boyunca aldatma hareketi yap ve bu perdelemeye dön.
- ¿ En que posicion esta?
- Kaçıncı?
con el debido respeto inspector no estoy en posicion de reveñarselo en este momento no me impaciente, MacGyver.
Tüm saygımla, başkomiser, kendimi görüş bildirmekte özgür hissetmiyorum. Beni deneme, MacGyver.
No estoy en posicion de hacer esas preguntas, esta bien?
Bu tür sorular soracak durumda değilim tamam mı?
No sabia que era a causa de la posicion del sol,
Güneşin konumundan dolayı tam olarak ne olduğunu söyleyemem.
posicion de descanso, muevanse!
Hemen şınav pozisyonunu alın bakalım!
¡ Ya ubiqué la posicion de la isla!
Adanın pozisyonunu buldum.
Seccion 6 esta en posicion y lista para entrar.
6.Şube yerinde ve içeri girmeye hazır.
Equipo B en posicion.
B ekibi yerinde.
Pero no te encuentras en posicion de defenderte, ¿ no es así?
Senin şeklinde birisi için bunu söylemesi kolay!