Prego traduction Turc

Aquí tiene usted una vista muy bonita. "Prego".

Burada da çok güzel bir manzara var.

"Prego". ¿ Lo he dicho bien?

Tamam mı?

A ver si puedo convencerme a mí misma. "Prego, grazie".

- Belki kendimi ikna edebilirim. Drago?

"Grazie tanto". - "Prego". De acuerdo, es decir, "va bene",

Hayır, teşekkür ederim.

"Prego", señora. - Un momento.

Bir saniye.

Aquí tienes. - "Grazie". "Prego".

- Sakin ol bakalım.

- "Prego".

- Çok iyi.

- Prego.

- Prego.

- Due, prego.

- Due, prego.

Un café, prego.

Bir bardak kahve, lütfen.

- Prego.

- Sağ olun.

Stay, prego.

Kalkmayın lütfen.

- Prego. - ¡ Prego!

- Birşey değil.

Prego.

Prego.

Prego, prego.

Prego. Prego.

- Perdón. - Prego.

- Affedersiniz.

¡ Oh!

- Prego. Ah!

- Prego.

- Rica ederim.

e ti prego tieni e conserva anche me

Şuanda mektubumu ellerinin arasında tutuyorsun - ve tutmaya devam et lütfen. Mektubu tuttuğun gibi beni de. "

- Prego, maestro, abra la puerta. ¡ Maestro!

Kapıyı açın usta.

¡ Prego!

Prego!

¿ Ningún "grazie, prego, beso, beso"?

Teşekkürler, rica ederim, öpücükler?

Prego.

- Bir şey değil.

Bart te dijo que iba a tomar clases así que pensaste en venir. Eso quiere decir :

Bart ders alacağımı sana söylemiş sen de buraya gelip bana... prego i fermi ad ascoltare.

De nada.

Prego.

- De nada.

Prego.

No creo que Victoria Prego empezara su carrera de esta manera.

Catie Couric'in böyle başladığını sanmıyorum.

Por favor, Excelencia, por favor.

Lord Prego çağırdı.

Entrenador, ¿ está bien?

Prego. - Koç, iyi misin?

Prego.

Buyurun.

Prego.

Lütfen.

¿ Deberíamos pedir? Ecco lei, prego.

Sipariş verelim mi?

Prego, Señor Sanfino.

Rica ederim, Bay Sanfino.

No demasiados chiles. Prego y chiles es "no bueno".

Hamileyken acı yemek iyi olmaz.

¿ Hola?

- Prego?

Hola. ¿ Ha visto a un hombre con pelo largo?

Prego. Burada uzun saçlı birini gördün mü?

- Prego.

- Lütfen.

¡ Por favor!

Prego.

Prego mille.

Prego mille.

No voy a decir "prego mille".

"Prego mille" demeyeceğim.

- "Prego".

- Hayır akşam yemeğine geç kalıyoruz.

- Gracias. "Prego".

Bu, İtalya'daki tüm performansımı sona erdiriyor.

"Prego".

- Buyurun.

Prego.

Öpüşürler.

- Prego.

Prego ( önemli değil ).

- De nada.

- Prego.