Translate.vc / Espagnol → Turc / Primo
Primo traduction Turc
8,793 traduction parallèle
Jaysene tiene un primo mono.
Jaysene'in hoş bir kuzeni var.
Quizás sea un primo.
Belki de Kuzen Itt.
Tu primo aún trabaja en la DMV.
Mesajımı aldın mı? Kuzenin hala motorlu taşıtlar bürosunda çalışıyor.
Mi primo está trabajando para acortar la lista.
Kuzenim listeyi daraltmaya çalışıyor.
Deberías mantenerte alejada de tu primo y su basura.
Kuzeninden ve o iğrenç arkadaşlarından uzak dur.
Oye, ¿ tú y mi primo Edgar estuvieron muy unidos, eh, en el reformatorio?
Hey, sen ve kuzenim Edgar ıslahevinde sıkı bir beraberliğiniz oldu, değil mi?
- Primo, amigo. - No lo sé viejo.
Kuzen, Bilmiyorum, dostum.
Le comenté algunas cosas a mi primo.
Kuzenime bir kaç şeyden bahsetmiştim.
Mi primo dice que tal vez es él.
Kuzenim onun orada olabileceğini söyledi.
Mi primo encontró una coincidencia en la placa de identificación.
Kuzenim nihayet plakayla uyuşan bir araç buldu.
El momento del día cuando los actores se fotografían mejor... según mi primo gay.
Oyuncuların görüntüsünün en iyi olduğu zamanmış gey kuzenime soracak olursan.
- No, era su primo más próximo, tío.
O en yakın kuzeniydi dostum.
Eres ese primo parásito de fuera de Atlanta.
Atlantalı beleşçi kuzenisin.
Él era mi primo, Lucious.
O benim kuzenimdi Lucious.
¿ Qué te sucedió, primo?
Kuzen, sana ne oldu böyle?
Si, pasó por el local de cigarros de mi primo allá.
- Evet, kuzenimin dükkânından aradı.
Un primo alquila una bodega en la Sexta.
Cadde'de bir depo tutmuş. Orada kalıyorlarmış.
Puede ser mi primo.
O kuzenim olabilir.
El cojín-d-drasto es el primo de mi madre por lo que me lo hace?
Onun üvey-babasının annemin kuzeni, Bu yüzden bu beni ne oluyor?
- Y tu primo hace mampostería, ¿ no?
- Kuzenin de duvarcıydı değil mi?
Voy a llamar a mi primo.
Kuzenimi arayayım.
- ¿ Y tú primo es buena onda?
- Kuzenin iyi mi?
¿ Eres el primo Dan?
Kuzen Dan sen misin?
¿ Dijiste el primo de Daniel?
Daniel'ın kuzenine anlattın mı?
Me quedé con un primo lejano de ella, y me hice cargo de sus hijos :
Onun bir kuzeninin yanında kaldım ve çocuklarına baktım :
Primero era un tipo, luego era otro, después su primo.
İlk başta başka biri vardı, sonra başka biri. Sonra da kuzeni oluverdi.
Fui a Pensilvania la semana pasada a ver a mi primo.
Geçen hafta Pennsylvania'ya kuzenimi görmeye gittim.
Y mantuviste la boca cerrada acerca de mi primo.
Kuzenim için ağzını kapalı tutmuşsun.
Primo, te veo de muy buen humor.
Kuzen! Ruh halin çok iyi bakıyorum?
Mi primo murió cuando algún capullo destrozó un edificio luchando contra otro capullo que estaba intentando volarlo por los aires.
Kuzenim, bir hergelenin bir binayı havaya uçurmaya çalışan başka bir hergeleyle dövüşü sırasında binayı enkaz haline getirince öldü.
Mi primo me envió esta imagen.
Kuzenim bu fotoğrafı gönderdi bana.
Así me cuentas que tal está mi primo.
Bana onu anlatırsın.
Soy el primo de Peg, Billy.
Ben Peg'in kuzeni Billy.
Por ejemplo, mi primo fue, ya sabes...
Kuzenim de bunlardan biriydi.
¿ Primo Stosh?
Kuzen Stosh?
Así que, ¿ qué quieres hacer hoy, primo Stosh?
Ee, bugün ne yapmak istersin, Kuzen Stosh?
Como cuando a mi primo Ralphie lo llevó por delante un autobús.
Kuzenim Ralphie'ye otobüs çarptığındaki gibi aynen.
¿ No piensa que su primo se parece mucho a Howard Stark?
Kuzenin Howard Stark'a çok benzemiyor mu?
Mi primo es mucho más bajo.
- Benim kuzenim çok daha kısadır.
Dijiste que nadie sabía lo que tu primo significaba para ti.
Kuzeninin ölümünün senin için ne anlama geldiğini kimsenin bilmediğini söylemiştin.
¿ No es cierto, primo?
Haksız mıyım kuzen?
¿ Oyó, "primo"?
Anladın mı "kuzen"?
Tuve un primo llamado Randy.
Randy adında bir kuzenim vardı.
El primo de Frankie, Donald.
Frankie'nin kuzeni Donald.
Sol, ¿ te podría preguntar, por favor, por qué el primo Donald fue invitado a nuestra boda?
Sol, sana sorarım, kuzen Donald niye düğünümüze davetli?
El doce no es primo. No, pero el trece.
12 asal bir sayı değil.
Hay un kit de costura en el baño que robé de un hotel pijo en la boda de mi primo.
Kuzenimin evlendiği otelin banyosundan dikiş seti çalmıştım.
Mi primo, tiene dislexia, la cual es una palabra muy dura de deletrear, especialmente para las personas que les cuesta deletrear, ¿ no lo crees?
Kuzenimin disleksisi var, söylemesi bile zor bir kelime, özellikle de zor bir geceleme çeken insanlar için, sizce de öyle değil mi?
Veremos Mi Primo Vinny y sacaremos la mesa de ping-pong y hablaremos de lo locos que estuvieron mamá, papá y Libby toda la noche.
Kuzenim Vinny izleriz ve masa tenisi masasını sökeriz ve tüm gece annemin babamın ve Libby'nin nasıl delirdiğini konuşuruz.
El 12 no es primo.
12 asal değildir.
Su primo me contrató.
Beni kuzeniniz tuttu.