English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Prosecco

Prosecco traduction Turc

40 traduction parallèle
- Prosecco.
- Prosecco.
- Prosecco, una botella.
- Bir şişe Prosecco.
Dos Prosecco y dos tés con limón.
İki bardak şarap ve iki limonlu çay.
Dame la botella de prosecco.
Bana bir şişe şarap ver.
Vamos a tomar el prosecco, aún sigue estando frío.
Hadi şarap içelim, hala soğuk.
En realidad, es Prosecco, y voy a ir a Titan.
Aslında, bu bir Prosecco *, ve Titan'a gidiyorum.
- Tampoco es tan malo si lo rematas con un poco de Prosecco.
- Ayrıca bir yudum Prosecco ile bitirince de güzel oluyor.
Pásame el Prosecco.
- Ver şarabı bana.
¿ Y un poco de prosecco frío para acabar con el sufrimiento?
Acıyı dindirmesi için biraz beyaz italyan şarabına ne dersin?
¿ Prosecco?
İtalyan şarabı?
Y, además... Me las apañé para colar una botella de Prosecco, si quieres probarlo.
Ayrıca küçük bir şişe prosecco kaçırabildim, eğer tatmak istersen.
Obviamente compraste esto en otro momento, supongo que en la tienda de licores de Atlantic donde compró la caja de Prosecco que tiene en la despensa.
Belli ki bu şarabı başka zaman aldınız tahminen kilerinizdeki bir kasa şarabı aldığınız Atlantic'deki tekel bayiinden.
Pídete un postre, termínate la botella de Prosecco.
Bir tatlı ye, Prosecco'yu içip bitir.
Mia, ¿ tienes vino prosecco?
Mia, köpüklü şarap kaldı mı?
Dos proseccos, por favor.
İki Prosecco, lütfen.
- Prosecco.
O da ne? - Prosecco.
La quería, y debería haber tenido peras D'Anjou y un buen prosecco y bombones gourmet y cosas de baño.
İstedim. Fransız armutu da olmalıydı. Güzel bir İtalyan şampanyası da istedim.
El fin de semana de mi cumpleaños, hamburguesas grasientas, un motel infestado de cucarachas, y una botella de prosecco de dos dólares.
Doğum günü haftam, yağlı burgerler, kara fatmalarla istila edilmiş motel ve iki dolarlık şarap şişesi.
Oye, toma algo de Persecco.
Biraz prosecco al.
- Este es un proseco delicioso.
- Harika bir prosecco.
Ya sabes, dejamos a estos dos con sus jueguecitos de palabras.
Şu iki gıcığı kendi prosecco şakalarıyla baş başa bırakalım.
Y el proseco realmente me está quitando la ansiedad.
Prosecco üzerimdeki endişeyi yavaş yavaş alıyor.
- Es Prosecco, el favorito de Maggie.
- Bu bir Prosecco, Maggie'nin en sevdiği.
¿ Eso es Prosecco?
Bu bir Prosecco mu?
¿ Tal vez al hombre le guste el Prosecco?
- Belki de partide Prosecco istiyorsundur.
Entrega de prosecco.
Prosecco teslimatı.
Este prosecco me pone juguetona.
Bu Prosecco beni oynak yapıyor.
- ¿ Eso es prosecco?
- Prosecco mu o? - Evet.
¿ Prosecco?
- Tamam. - Prosecco?
Prosecco.
Prosecco.
¡ Pedí vino espumoso para el mani-pedi y sólo hay champaña!
Manikür pedikür seansı için Prosecco istedim... ellerinde sadece şampanya var!
Me encanta el prosecco rumano.
Rumen şarabı şahane oluyor.
_
Yalnız gel. Prosecco's Restoranı. 30 dakika.
Oh, es Prosecco, es italiano.
Prosecco'ymuş. İtalyan.
Oh, es polaca Prosecco.
Polonyalı Prosecco.
Si ese conejo fuera prosecco, estaría de acuerdo.
Tavşan yerine Prosecco olsaydı katılırdım.
Tráiganos un prosecco
Bir Prosecco alalım.
Es Prosecco
Bu Prosecco.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]