Translate.vc / Espagnol → Turc / Quedó
Quedó traduction Turc
12,034 traduction parallèle
Se quedó con la casa cuando su tía murió.
Amcası öldükten sonra o eve geçti.
Y se quedó pegada.
Birbirine de yapıştı.
- Estoy seguro que solo se quedó dormida.
Eminim, uyuya kalmıştır.
Cuando Barbara lo hizo en 1983, la Debilidad quedó abierta un minuto.
Barbara 1983'te bunu yaptığında ince bir dakika boyunca açık kalıyordu.
Entre los heridos se encontraba su prometida, quien quedó en coma y en respiración asistida hasta hace 18 meses, cuando falleció.
Yararilar arasinda nisanlisi da varmis öldügünde 18 aydir komada ve yasam destek ünitesine bagliymis.
Trato de aprovechar al máximo lo que quedó de él.
Geriye ne kaldıysa istifade etmek istiyorum.
Sin embargo tu bisabuelo se quedó en Rumania.
Ama senin büyük deden Romanya'da kalmış.
Si, se quedó en Rumania.
Evet, Romanya'da kalmış.
- Pero se quedó sin dinero.
- Ama parası kalmadı.
Quedó atrapada adentro con él durante horas.
Saatlerce onunla içeride kaldı.
Es la única que quedó.
- Geriye bir tek bu kaldı.
Aquí no quedó nada. Lamento lo de su amigo.
Burada görülecek bir şey yok.
Eso ya quedó atrás.
O köprünün altından çok su geçti.
Le golpeé con el arma. Se quedó sin sentido.
Başına silahla vurdum.
Y fue contigo con quien se quedó.
Neticede annemin yanında kaldığı adam sendin.
Exiliada a la Zona Fantasma, el mismo lugar en que tu nave quedó varada, pero al igual que la tuya no quedó ahí.
Hepsi Hayalet Bölge'ye sürgüne gönderilmişti. Senin kapsülünün sıkıştığı yere ama aynen seninki gibi, onların gemisi de olduğu yerde kalmadı.
Mm. Y yo sólo... quedó atrapado en el momento.
Ben sadece anı yakalamıştım.
Marta se quedó en el stitch demasiado.
- Marta ilmekte çok kaldı.
El atacante forzó la ventana, encontró el arma dentro de la casa, y se quedó esperando a su víctima, que es el mismo modus operandi que el asesino de este caso.
Saldırgan pencereyi levyeyle açmış, evin içinde silahı bulmuş ve kurbanını beklemiş, ki bu çalışma şekli tam olarak bu davadakiyle aynı.
Ahora, Luciano se apodera de lo que quedó de la operación de contrabando de Genovese... y la convierte en suya.
Şimdiyse Luciano, Genovese'nin kaçakçılık işinden geriye ne kaldıysa el koydu.
Por dejarte hoy en la oficina del registro, así quedó el auto.
Sabahleyin sana yardım edeceğim diye, arabayı ne hale soktum!
El bote de mi corazón quedó atrapado en una tormenta.
# Gönül gemim kapıldı fırtınaya #
Mi corazón se quedó despierto toda la noche luego de tu pequeño engaño.
# Senin bu küçük sahtekârlığın yüzünden uyku tutmadı gözlerim #
- ¿ Cuánto quedó? ( ¿ Cuánto se salvó?
- Kim olduğunu öğrenemediniz mi?
) - No quedó nada. - Se quemó todo.
- Hiç bir şeye zamanımız yoktu.
Su madre, pero se mudó al continente el año pasado y Rebecca se quedó para acabar la universidad.
Annesi vardı ama geçen yıl anakaraya taşındı Rebecca üniversiteyi bitirmek için burada kaldı.
- No te pidió que le dejaras pensar, ni te preguntó dónde escuchaste ese nombre, o quién te habló de él. Se quedó callado.
Bir düşüneyim dememiş, nereden duyduğunu kimin sorduğunu sormamış.
No quedó nada.
Hiçbirşey bırakmamışlar.
Michael, él se quedó dentro, pero Evie, no pudo esperar para empezar.
Michael, yerinden kımıldamadı ama Evie, bir an önce başlamak için bekleyemedi.
Fuiste allí para obtener gratis y quedó atrapado.
You went there to get free and you got caught.
Dijo que tenía entradas para el concierto de 4for1 esta noche, pero se quedó atascado en el trabajo, así que su madre nos recogió.
Bu geceki 4for1 konserine bileti vardı, ama işten çıkamadığı için bizi annesi alacaktı.
Y usted se quedó en medio.
Siz de yoluma çıktınız.
"Y el quinto ángel derramó su copa, y su reino se quedó en tinieblas, y se mordían la lengua de dolor".
"5. Melek şişesini döktü ve krallığı karanlığa büründü, ve onlar da acıdan dillerini kemirdiler."
Throckmorton se quedó en Inglaterra.
Throckmorton İngiltere'de kaldı.
¿ Por qué... por qué no se quedó con nosotros?
Neden... Neden o bizimle kalmadı?
Espera, ¿ no se quedó en tu casa anoche?
Bekle, dün gece o senin yanında değil miydi?
Recuerdo una vez que el caballo quedó cojo y las dos nos quedamos atrapadas en el barro.
Bir keresinde hatırlıyorum da atın ayağı sakatlanmıştı da, çamura saplanmıştık.
Quedó claro para mí que estas no podrían ser posiblemente memorias de ninguna batalla o lucha en Irak.
Bunların muhtemelen Irak'taki herhangi bir savaş ya da çatışmadan hatıralar olmadığı benim için netlik kazanmıştır.
Se quedó allí con ella toda la noche.
Tüm geceyi kızın ameliyatında geçirdi.
Sí, tuve que... ir al Stanwick para por una señora que se quedó encerrada en su apartamento.
Evet, Stanwick'e geri dönüp kapıda kalan bir kadına yardım etmiştim.
Winston se quedó dormido sacándole brillo a su candelabro.
Winston şamdanını parlatırken uyuyakaldı.
Se quedó entrenando mientras yo rellenaba los boletines de notas.
Çalışmadan sonra biraz daha kaldı. Ben karneleri hazırlıyordum.
Piensas que hizo contacto con Baitfish, ¿ y quedó atrapada en esto?
Balık Yemi ile haberleşip, bunun içine dahil olduğunu mu düşünüyorsun?
Nuestro editor se había ido, así que quedó en mis manos y del resto de la oficina, y durante una noche llena de terror, lo conseguimos.
Editörümüz ayrılmıştı. İş de bana ve ofise düştü. Korku dolu bir gecenin ardından, başardık.
Papá quedó muy golpeado.
Baba gerçekten hırpalandı.
Me dijiste que no a pensar pollas, Así que mi cerebro quedó verdadera aburre Y empecé a leer estos sitios Web,
Bana penis düşünme deyince beynim iyice sıkıldı ben de birkaç siteyi okumaya başladım, sonra da onlara karşı çıkan siteleri okudum.
No reviviré los sueños de Lord Merton a menos de que sea invitada a hacerlo... por el mismísimo Larry Grey. ¿ Quedó claro?
Bunları Larry Grey bizzat gelip söylemedikçe, Lord Merton'ı yeniden umutlandıracak değilim.
Dónde estaba cuando Severide quedó atrapado.
- Severide sıkıştığında neredeydi?
Matt ayudó a conseguir a Gemma limpia... y luego se enamoraron... ellos se comprometieron y ella quedó embarazada.
Matt Gemma'ya arınması için yardım etti sonra aşık oldular, nişanlandılar ve Gemma hamile kaldı.
¿ Y la camioneta? Se quedó hasta después de cerrar hace un par de semanas.
Birkaç hafta önce kapanana kadar beklemişti.
Quedó atrapada.
Sıkışmıştı.