English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Ram

Ram traduction Turc

5,294 traduction parallèle
¿ Por qué no puedes separar tus negocios de tu placer?
İşle eğlenceyi neden ayıramıyorsun?
- Ram... Ram... ¿ Puedo hablar contigo un momento por favor?
Seninle bir şey konuşabilir miyiz?
- * Rammer Jammer... *
- Rammer Jammer, Ram..
No te imagino ahí.
Orada çalıştığını gözümde canlandıramıyorum.
Vosotras no nos elegís a nosotros.
Bizi kaldıramıcaksınız.
No me fue posible hacerlo desde hace un tiempo.
Bir süredir çağıramıyorum.
Como un niño que siempre hace lo contrario. Yo puedo ver fantasmas... pero no puedo convocarlos.
Hayaletleri görebiliyorum ama onları çağıramıyorum.
Sí no puedo morderte, entonces... te controlaré.
Eğer seni ısıramıyorsam o zaman seni... kontrol ederim.
Supongo que sigo yo.
Sanırım benim sıram.
Tienes la prescripción llena ; ahora es mi turno.
Sen reçeteni aldın, şimdi benim sıram.
Probablemente porque el asesino no pudo girar el brazo desde arriba.
Muhtemelen katil kolunu yukarı kaldıramıyordu.
Gracias a ti, he visto cosas que no podrías creer, como motas de polvo brillando en un rayo de sol a través de la ventana del ático o el interior de una limusina, que es como un coche realmente grande, para el cual no tengo referencia porque nunca he estado en un coche de tamaño normal.
Senin sayende hayal bile edemeyeceğin şeyler gördüm çatı katındaki pencereden süzülen ışıkta dans eden toz parçacıkları gibi ya da bir limuzinin içi gibi ki çok büyük bir arabaya benziyordu ama hiç normal büyüklükteki arabada bulunmadığım için karşılaştıramıyorum.
- ¿ Mi turno para qué?
- Ne için benim sıram?
El chico no puede separar los labios suficiente de una pipa de agua. - para hacer bien el trabajo.
Adam ağzını nargileden kaldıramıyor ki işini yapsın.
La última vez llevaba una camisa salmón, un jersey gris, y testigos hablaron de problemas serios para meterse la lechuga en la boca.
Son görüldüğünde üzerinde somon rengi bir gömlek, gri bir ceket varmış ve bir görgü tanığının ifadesine göre ağzına marulları sığdıramıyormuş.
Dios.
- Benim sıram. - Tanrı aşkına.
"No me digas dónde esconderme" parece un... "no podrías soportar la verdad".
"Sen söyleme için stand nerede mesela," Sana geliyor gerçekleri kaldıramıyor. "
No puedo subir su presión. Es 80 sobre 40.
Kan basıncını arttıramıyorum.
Richard no aguanta el alcohol.
Richard içkiyi kaldıramıyor.
Su hijo Lyle entonces era tan solo un crío, y su mujer no cogía nada más pesado que una pala de jardinería, y la naturaleza personal de estos crímenes nos dice que solo había un agresor.
Şimdi, oğlunuz Lyle o zamanlar yeni yeni yürüyordu ve karınız bahçe çapasından daha ağır bir şey kaldıramıyordu ve bu suçların kişisel doğası bize bir tane suçlu olduğunu söylüyor.
- Tenemos cola.
- Sıramız var.
No tengo estómago para esto.
Böyle şeyleri hiç kaldıramıyorum.
Y yo hago mi gira por las grandes iglesias, y en vez de acallar esas voces disconformes, expongo mi caso para la candidatura Langston.
Şikayetçi sesleri bastırmak yerine mega kiliselerde kendi sıramı hallederim. Langston bileti için ben kendi üzerime düşeni sessizce yaparım.
¿ Y nuestros padres no falsearon también nuestras fechas de nacimiento?
Bizimkiler doğum sıramızı da karıştırmamıştır.
¿ Y dejar mi lugar en la cola para el pabellón de las orquídeas?
Ve orkide köşkü için sıramı mı kaybedeyim?
¡ Es mi turno!
Hey, benim sıram!
Si la Srta. Audrey no se hubiera ido, si... las cosas podrían haber sido diferente... Pero ahora, no puedo acallar este hambre que se ha despertado en mí.
Bayan Audrey gitmemiş olsaydı her şey daha farklı olurdu ama artık gitti ve ben içimdeki bu arzuyu bastıramıyorum.
Una camioneta Dodge Ram de entre el 2003 y el 2005.
2003-2005 yılları arasında üretilmiş Dodge kamyonet.
Así que estamos camioneta una furgoneta Dodge Ram de 2005.
Dolayısıyla 2005 model, kırmızı Dodge kamyonet arıyoruz.
No puedes afrontar el hecho de que también soy su madre.
Benim de onun annesi olduğum gerçeğini kaldıramıyorsun.
¿ No quería más ser la otra mujer?
Karısına söylemekle mi? Artık ikinci kadın olmayı kaldıramıyor muydu?
No puedo piratearlo.
Kıramıyorum.
Ahora es mi turno.
Şimdi de benim sıram.
¡ Para! No puedo soportarlo más.
Daha fazlasını kaldıramıyorum.
No puede pagar su matrícula, entonces su visa ha sido revocada y será deportado.
Öğrenci harcını yatıramıyor bu yüzden de vizesi iptal edildi ve sınır dışı edilmek üzere.
Que rápido Ram.
Hızlı gittin, Ramu.
Aquí Ram.''Seeker " destruido.
- Ramu konuşuyor : Füze vuruldu!
Ram!
Ramu!
Ram, dispara!
Ramu, ateş et!
Ram y Male buscad por el lado este.
Ramu ve Maru, doğu tarafını arayın.
El traje de Ram esta rígido.
- Sis bombası atıyorum!
Donde esta Ram?
- Ramu nerede?
No puedo dibujar su cara.
Yüzünü aklımda canlandıramıyorum.
Ya no puedo dibujar su cara.
Artık yüzünü aklımda canlandıramıyorum.
Apenas tengo tiempo para salir.
Kız arkadaşıma bile vakit ayıramıyorum.
¡ Me toca!
- Benim sıram!
Ram te bendiga, con cuidado.
- Oğlum. Tanrı sizi korusun. Dikkatli olun.
Mi turno.
Benim sıram.
Aquí Ram.
Ramu konuşuyor :
Ram...
- Ramu!
Yo no podía dejar de leerlo.
Onu yere göğe sığdıramıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]