Translate.vc / Espagnol → Turc / Rapida
Rapida traduction Turc
7,063 traduction parallèle
Tendre que hacer una parada rapida en el camino.
Yolda hızlıca bir yere uğramam gerekecek.
Una intervención rápida.
Biraz araya gireceğim.
Esta es la salida más rápida.
Bu, en kestirme yol.
Sí, si queremos hacerlo, como, una rápida prueba de ADN...
Bilmek güzel olurdu.
Dale Carnegie dice que la forma más rápida de entrar en confianza es preguntarle sobre ellos.
Dale Carneige, insanların size ısınmasının en kısa yolunun onları, kendileri hakkında konuşmaya teşvik etmek olduğunu söyler.
Seré rápida.
Hemen hallederim.
Me va a tomar una ducha rápida.
- Hızlıca bir duş alacağım.
Soy sólo a ir a tomar una ducha rápida.
Hemen hızlı bir duş alacağım.
Y nuestra forma rápida de arreglarlo fue eliminar los programas artísticos.
Ve bizim kısa süreli çözümümüz sanat programlarını tamamen kaldırmaktı.
Allí, Murtagh hacía una rápida evaluación de los pobladores locales, reunía a aquellos enfermos o heridos, y los traía para que los trate.
Orada Murtagh yöre halkı arasında hızlı bir araştırma yaparak hastalık ya da yaralanmadan muzdarip kim varsa tedavi etmem için bana getirirdi.
Un muerte rápida es demasiado buena para él.
Hızlı bir ölüm onun için iyi olur.
Es la forma más rápida de perder todos los datos.
Bütün veriyi kaybetmenin en kolay yolu bu.
Es la forma más rápida de ir al Sur.
Tahribatın güneyinde en hızlı yoldur.
¡ rápida y de manera ordenada!
Ve düzenli moda!
O'Malley vendió el bar a su hijo idiota, quien lo convirtió en una monstruosidad... de restaurante de comida rápida para niños... así que lo compré de nuevo y lo cambié a esto.
O'Malley, onun aptal çocuğa bar sattı Kim, bir fast-food Funland kiddie canavar çevirdi Bu yüzden ı geri aldım bu haline değişti.
Soy rápida aprendiendo cosas.
Birçok konuyu hızlı öğrendiğim doğrudur.
Tu amiga es rápida, Sally.
Arkadaşın hızlı çıktı Sally.
Vale, los rollos de una noche son como la comida rápida.
Tek gecelik ilişki fast food gibidir.
Pregunta rápida...
Minik bir soru.
Mire, me gusta que sea rápida e inteligente,
Bak, eli çabuk ve akıllı bir kızsın. Bu hoşuma gidiyor.
Doctor Edwards, su respiración es rápida y débil.
Dr. Edwards, hızlı ve düzensiz nefes alıyor.
En una conferencia de prensa, el Jefe de Policía Keppler elogió su departamento por la rápida acción.
Basın toplantısında, Emniyet Müdürü Keppler departmanını tebrik etti.
Soy rápida.
Ben hızlıyım.
Creo que no esperamos tanto éxito de forma tan rápida.
Sanırım bu kadar kısa sürede bu kadar başarıyı beklemiyorduk.
Si tu madre necesita un espacio para minusválidos, házmelo saber, porque tengo a la gente de los aparcamientos en la marcación rápida, ¿ de acuerdo?
Annene engelli park yeri lazım olursa bana haber ver. Otoparkçılar hızlı aramada kayıtlı tamam mı? - Annesiyle yaşıyor.
Y otros términos de los que jamás había escuchado Hasta que hice una búsqueda rápida en Wikipedia esta mañana.
Ve bu sabah Vikipedi'den hızlı bir araştırma yapana kadar hiç duymadığım başka terimlere de.
Vale... ¿ Sabéis qué? Voy a tomarme una pausa para fumar rápida y nos ponemos a ello.
O zaman bi'sigara molası verelim ve sonra işe koyulalım.
¿ Le importaría una pregunta rápida?
Hızlıca bir soru sormamın bir sakıncası var mı?
Si, bueno, qué te parece si hecho una mirada rápida, ¿ sí?
Evet, gene de şöyle kısaca bir bakalım, ha?
Superintendente, dos disparos en rápida sucesión... 22 metros, aproximadamente... con precisión milimétrica en la noche, un blanco móvil, digo...
Başkomiser, birbiri ardına iki atış, 23 metreden, yaklaşık, gece vakti nokta atışı, hareketli hedefe, yani...
Patrulla de lancha rápida, dos horas.
Devriye botu, iki devir.
Es la manera más rápida de asegurar la invasión estadounidense.
Amerika'nın işgal etmesi için en kolay yol bu.
Si ruegas perdón por intentar lastimar a mi hija, te concederé una muerte rápida.
Kızıma zarar vermeye çalıştığın için af dilersen sana hızlı bir ölüm bahşederim. Sana bu memnuniyeti yaşatmayacağım Al Sa-Her.
Pregunta rápida.
Tek bir soru.
Encontraremos a Sally, y será una salida rápida.
- Sally'i bulup hemencecik girip çıkacağız.
Nunca será una salida rápida.
Hemencecik girip çıkamayacağız.
- Es una "salida rápida" cuando tú lo quieres, pero cuando yo lo quiero...
- Sen hemencecik girip çıkalım dediğinde sorun yok ben deyince -
La restricción no pasa tan rápida como nuestro sistema legal.
Hukuk sistemimiz o kadar hızlı çalışmıyor.
Coágulo rápida, torniquete, - vendaje.
Pıhtılaştırıcı, turnike ve bandaj.
Y más rápida.
Ve daha hızlıydım.
El Hawkesbury es el sitio para hacer fortuna rápida.
Hawkesbury, çabucak para biriktirebileceğin yerdir.
El Hawkesbury es el único sitio para hacer fortuna rápida, señora Thornhill.
Size çabucak para kazandıracak tek yer, Hawkesbury'dir, Bayan Thornhill.
De acuerdo, parada rápida para los suministros.
- Sarf malzemeleri için Tamam, hızlı durdurmak.
Sé que es muy rápida, ¿ no?
- Şipşak yemek yaptığını biliyorum.
¿ Podéis disculparme un momento? Tengo que hacer una llamada rápida.
Müsaadenizle, hemen birini aramam gerekiyor da.
Maldita sea, Derek, tu chica es rápida.
Vay be Derek, sevgilin hızlı çıktı.
Creíamos que la guerra sería breve y nos traería una victoria rápida.
Savaşta hızlı bir zafer elde etmeye inandık.
Por favor, dile a Frederick si le ves, que le deseo una rápida convalecencia y que espero que no quede muy feo.
Lütfen onu görürsen ona hızlı bir nekahet dönemi dilediğimi ve çok çirkin olmamasını umduğumu söyle.
Voy a comprobar una exploración rápida.
- Bir tarama yapacağım.
Será rápida y brutal.
Aniden gelir ve acımasızdır.
Es rápida, nuestra chica.
Kızımız duruma iyi uyum sağlıyor.