Translate.vc / Espagnol → Turc / Reddington
Reddington traduction Turc
1,131 traduction parallèle
Reddington acercó a Agente Keen.
Reddington Ajan Keen'e ulaşmış.
Sr. Reddington, tenemos un compromiso para cenar.
Bay Reddington, akşam yemeği için sözümüz var.
Sr. Reddington, No tengo ni idea -
Bay Reddington hiçbir fikrim...
Sr. Reddington, No tengo ni idea de quién -
- Bay Reddington kim olduğunu...
- Mr. Reddington, por favor.
- Bay Reddington lütfen!
Es del señor Reddington.
Bay Reddington'dan.
Reddington se acercó a usted?
- Reddington sana mı ulaştı?
Reddington dijo que estas personas iban a desaparecer.
Reddington bu insanların ortadan kaybolacağını söyledi.
Reddington cree que hay alguien dentro.
Reddington içeride hâlâ köstebek olduğuna inanıyor.
Pues reúnete con Reddington.
Reddington'la buluş.
Según Reddington, no lo están.
Reddington'a göre ölmediler.
Reddington ha estado hablando con Keen.
Reddington Keen ile konuşuyor.
¿ Puedo decirle algo? Es sobre Reddington.
Sana Reddington hakkında bir şey söyleyebilir miyim?
Lamento muchísimo su pérdida, Sra. Reddington.
Başınız sağ olsun Bayan Reddington.
Lo que le dije a Reddington fue en serio.
Reddington için söylediklerimde ciddiydim.
Hasta donde sé, esto es una investigación de homicidio y Reddington es nuestro principal sospechoso.
Benim şüphelendiğim kadarıyla bu bir cinayet olayı ve baş şüphelimiz de Reddington.
No me importa lo que él crea. Aunque Reddington tuviera razón y Fowler estuviera sucia él no es juez, jurado y verdugo.
Eğer Reddington haklıysa ve Fowler köstebekse bile o bu işin yargıcı, jurisi veya idamcısı değil.
¡ Reddington!
Reddington! Bu o!
¿ Dónde carajo está Reddington?
Reddington nerede?
Le atribuyen por entero el robo a Reddington.
Tüm okların Reddington'ı gösterdiğini söylüyorlar.
Me usó para disparar la alarma y usó la notoriedad de Reddington haciendo que los sirios crean que él la robó.
Benim sayemde alarmı çalıştırdı ve Reddington'ın kötü şöhretini kullanarak Suriyelileri peşine düşürdü.
Confirmamos la imputación de Reddington.
- Reddington'ın iddiasını onayladık.
¡ Maldito seas, Reddington!
Şerefsizsin Reddington!
¡ Maldito seas, Reddington!
Şerefsizsin Raymond!
¿ Reddington dice que Mark Hastings fue tomado prisionero?
Reddington, Mark Hastings'in esir tutulduğunu mu söylüyor?
Y Reddington que ha habido otros.
Reddington başkaları da olduğunu söylüyor.
¿ Que Reddington le informe sobre El Juez... y que yo sea el próximo en la lista de atentados de ese lunático?
Reddington sana Yargıç'ı ve o herifin listesindeki sonraki ismin ben olduğunu yedirdi mi?
La fuerza especial a su cargo me capturó. Daño colateral en su persecución de Raymond Reddington.
Raymond Reddington'ı yakalamaya çalışan ekibin tarafından hedef olmadığım hâlde esir alındım.
Apuesto a que esto tiene las huellas de Reddington.
Bana soracak olursanız, Reddington'ın bu işte kesin bir parmağı var.
Es sobre Reddington.
Reddington'la ilgili.
La fuerza especial para Reddington, ¿ quién más formaba parte?
Reddington'ın peşindeki ekipte başka kimler vardı?
Hace cuatro meses, tuve que pasar desapercibido... porque Reddington mandó a psicópata con un cuchillo a mi casa.
Dört ay önce gizlenmem gerekiyordu çünkü Reddington bıçaklı bir psikopatı evime gönderdi.
Ella no sabe y no puedo probarlo, pero... creo que Reddington le estuvo enviando dinero... a través de su padre adoptivo durante años.
O bilmiyor ama ben Reddington'ın yıllardır üvey babasına para akıttığını kanıtlayabilirim. - Bu ne?
Una vez estuve sentado al lado de Reddington... en un hospital.
Biliyorsun, bir defa hastanenin tekinde Reddington ile yan yana oturdum.
¿ Te acuerdas de Japón, cómo la fuerza especial... estuvo allí buscando a Reddington?
Japonya'da Reddington'ı yakalamak için kurulan ekibi hatırlıyor musun?
- ¿ Reddington?
- Reddington?
Reddington entiende cómo se manejan en ese ambiente.
Reddington bu kervanın nasıl döndüğünü çok iyi biliyor.
Reddington dice que Aiko Tanida está muerto. Que murió la misma noche que la fuerza especial de Ressler capturó al hermano.
Reddington Aiko Tanida'nın, Ressler'ın ekibinin abisini yakaladığı gece öldüğünü söylüyor.
¿ Fue Reddington? Alguien pudo haberte visto.
Reddington mıydı?
Fue Reddington.
Reddington'mış.
Reddington los utilizó para rastrearte, para llegar hasta ti, hasta mi.
Reddington onları seni takip etmek ve böylece beni yakalamak için kullandı.
Reddington.
Reddington.
Yo trabajo con Reddington.
Ben Reddington ile çalışıyorum.
Fue por causa de Reddington... que Audrey volvió a mi vida.
Reddington sayesinde Audrey hayatıma tekrar girmişti.
De parte del Sr. Reddington.
Bay Reddington'dan.
Pero, según Reddington, son asesinatos cometidos por suicidas.
Ancak Reddington'a göre bu ölümlerin sebebi cinayet.
Reddington cree que en todos estos casos el asesino murió junto con la víctima.
Reddington tüm olaylarda katilin de kurbanın yanında öldüğüne inanıyor.
Según Reddington, negocia con clientes alrededor del mundo. Cualquiera interesado en contratar a un asesino sin la mínima chance de que jamás lo vinculen con ellos.
Reddington'a göre dünya çapında kiralık katil arayışında olan ve cinayet takibinin yapılmaması konusunda titiz olan kişiler onun müşterileri.
Reddington dijo que este tipo sabe que sus asesinos están enfermos antes de que los reclutara.
Reddington, adamın suikastçıların hastalıklarını onları işe almadan bildiğini söyledi.
Reddinton... no es quién crees que es.
Reddington, sandığın gibi biri değil.
Dile al Sr. Reddington que todo marcha según lo planeado.
Bay Reddington'a her şeyin plana bağlı olarak ilerlediğini söyle.