Translate.vc / Espagnol → Turc / Reform
Reform traduction Turc
300 traduction parallèle
Incluso los movimientos reformistas deben ser financiados.
Reform hareketlerinin finanse de edilmesi gerekir.
Pero el gobierno no escucha el pedido constante de la gente por una reforma.
Ama hükümet, reform içim çırpınan insanları biraz olsun önemsemiyor!
EL "CENICIENTO" REFORMA LA ÓPERA
'KÜLKEDİSİ ERKEĞİ'OPERADA REFORM YAPACAK
Sabes, Rocky es una revolución importante la que inició ese cura.
Bu rahibin başlattığı kökten bir reform değil.
Esas son las palabras que dice en su maldito testamento en el cual me deja 3.000 libras anuales... a condición de que hable para la liga de la reforma moral... un máximo de seis veces al año.
Wannafeller Moral Reform League'de... yılda altı kere ders vermem şartıyla... bana yılda 3,000 sterlin vereceğini söyledi.
Retrasé la sagrada causa de la reforma, ¿ es eso?
Kutsal reform davasına ihanet ettim. Bu mu?
Quizá él fue más afortunado que muchos pastores... porque en sus últimos años llegó un nuevo gobierno... para echar a la maquinaria política y brindar ímpetu a la planificación.
Belki de bir reform hükümetinin şehri devralıp çark politikacılarını yerinden ettiği ve şehir planlamasına yeni bir hız getirdiği yaşamının son döneminde çoğu papazdan daha şanslıydı.
Los periódicos como El Matutino... que intentaban ridiculizar al gobierno reformista... mantuvieron al público enfebrecido... hasta que todo hombre que vestía abrigo oscuro... se convirtió en sospechoso.
Gazeteler, özellikle Reform Yönetimi'ni alay konusu etmeye çalışan Record gibiler, koyu bir ceket veya açık renk bir şapka giyen her adam otomatik bir şüpheli haline gelene kadar halkın ilgisini canlı tuttu.
Prácticamente, la captura de John Waldron... había acallado el ataque contra el gobierno.
John Waldron'un yakalanması reform hükümetine yapılan saldırıları susturmuştu.
"Robo de auto, fuga del reformatorio, robo... " asalto a mano armada. " No está mal.
"Araba hırsızlığı, reform okulundan kaçış hırsızlık, ölümcül bir silahla saldırı." Fena değil.
La Teología de la Liberación.
Kurtuluş İnancı. ( Reform gibi birşey )
¿ Debo recordarle que se refiere a un miembro del Reform club?
Reform Kulübü'nün bir üyesi hakkında konuştuğunuzu hatırlatmama gerek var mı?
No puedo imaginarme como logró ingresar al Reform club.
Reform Kulübü'ne nasıl girdiğini hayal bile edemiyorum.
Debes estar en Londres en el Reform club... el sábado 21 de septiembre a las 8 : 45 p.m.
Londra'ya Reform Kulübüne dönüş zamanın tam olarak 21 Eylül Cumartesi gece saat 8 : 45 olmalı.
¿ Aún piensa que soy un agente de lo socios del Reform club?
Reform Kulübü'ndeki adamların ajanı olduğumu mu sanıyorsun hala?
Un miembro del Reform Club. No puedo aceptar esa idea.
Reform Kulübünün bir üyesi olarak, aklım tüm bu olanları reddediyor.
Nuestro tren llega a Londres a las 6 : 02 p. m. nos da tiempo de sobra para ir... al Reform Club y cobrar la apuesta.
Trenimiz Londra'ya akşam 6 : 02'de varacak, böylece Reform Kulübe gidip bahsi kazanmam için yeterince zamanım olacak.
Cochero, al Reform Club.
Taksi, Reform Kulübü'ne.
- Al Reform Club.
- Reform Kulübü'ne.
No me importa, ni es asunto mío... pero cree que entrará al Reforma Club vestido así?
Beni ilgilendirmez fakat bu kıyafetle Reform Kulübü'ne girebileceğinizi mi sanıyorsunuz?
A los 15, fue a un reformatorio por robar un coche.
15 olduğunda, reform okulundaydı : bir araba çaldı.
Lo necesita en su Liga de Reforma Moral.
Ahlaki Reform Birliği'ne davet ediyor.
¿ No fue él quien escribió a un viejo americano llamado Wallingford... que daba 5.000.000 de dólares a sociedades de Reforma Moral... para decirle que el moralista más original de Inglaterra era el Sr. Alfred P. Doolittle, un vulgar basurero?
Ahlaki Reform cemiyetleri kurmak için 5.000.000 veren... Wallingford adında Amerikalı bir mübareğe yazıp... İngiltere'deki en ilginç ahlakçının Bay Alfred P. Doolittle, bir çöpçü olduğunu... yazan o muydu diil miydi?
No servirá... para conseguir una reforma.
Reform getirmeye çalışmanın kimseye bir faydası olmaz.
No importa cuanto resista el Shogunato, deberán hacer reformas.
Liderliğin direnmesi önemsiz, reform yapmaya mecburlar.
Los subordinados como tú dicen que quieren reformas, pero realmente buscáis el poder.
Senin gibi kıdemsizler reform istediğini ancak, hakikatte iktidar peşinde olduğunu söyledi.
¿ Entonces se aprueban nuestros planes de reforma?
Yani, reform planlarımızı onaylıyor musun?
Yokoi del clan Higo y Yoshida del clan Tosa fueron ascendidos a altos rangos a pesar de sus orígenes humildes, y sus reformas ha tenido éxito.
Higa klanından Yokoi ve Tosa klanından Yoshida mütavazi başlangıca rağmen yüksek mevkilere terfi edildi ve reform hareketleri, çok başarılı oldu.
Pero el consejero Yamaoka rechaza nuestro plan reformista.
Ama Yönetici Yamaoka reform planlarımızdan hoşlanmıyor.
Sin embargo, lo samurais de alto rango no pueden llevar a cabo las reformas.
Aylak, yüksek rütbeli samuraylar reform gerçekleştiremez.
Seguimos el consejo del vice-consejero : Si eliminábamos al consejero Yamaoka, nuestra reforma sería aceptada.
Yönetici yardımcısından ipucu almıştık : şayet Yönetici Yamaoka'yı devirseydik reform planımız kabul edilebilecekti.
Tú serás el próximo consejero... el clan será reformado... y el liderato dado a nuevas personas... ¡ Pero no seré una de ellas!
Yeni yönetici sen olacaksın klanda reform yapılacak ve liderlik yeni insanlara geçecek ama ben onlardan biri olmayacağım!
- Segundo hospital reformado.
- İkinci Reform Hastanesi.
Esto no es una reforma, es una guerra contra la lglesia.
Bu reform değil, Kilise'ye karşı açılan bir savaş.
De Gaulle aparece como reformista y modernizador. Cuando lo que quiere es regular las tendencias naturales del capitalismo.
Gaullist hükümetin modernleşme reform maskesi altında ana hatlarıyla kapitalizmi içleştirdiği sonucuna varmıştım.
Hasta el momento, no ha habido manifestaciones en contra de la reforma.
Son ana kadar reform karşıtı gösteriler yapıldı.
Una declaración del gobierno ha promovido reformar todo nuestro sistema de Defensa. La declaración dice así :
Tüm savunma sistemimizde reform gerçekleştirecek bir hükümet bildirisi yayınlandı.
San Miguel y la fiesta de la Reforma, así como para las tres fiestas de María y para la renovación del Ayuntamiento.
St. John's Günü, Aziz Michael Yortusu, Reform Günü, Meryem'in üç bayramında, ve şehir meclisinin yenilenişi kutlamalarında tekrarlanırdı.
No, verás, han estado acabando de renovar la Capilla del Santo Oficio,... y dentro de un momento se celebrará la Ceremonia de la Consagración.
Hayır, göreceksin, bu kilisede bir reform olacak. Ve kutsama törenleri olacak.
Después de los malos resultados contra los finlandeses, se tomaron para su jubilación.
Fin ordusu karşısındaki başarısızlık reform hareketlerine hız kazandırdı.
- Cuál es su opinión... De esta reforma que...
- Bu reform hakkında ne düşünüyorsunuz,
Una reforma, Para reunir a la cristiandad.
Hristiyanlık alemini bir arada tutmak için bir "reform".
En buena hora se me ocurre hacer reformas en la casa.
Evde reform yapmak için iyi bir zaman.
- Fue en la época de la Reforma.
- Reform dönemiydi.
Que presente un proyecto de reforma de la policía.
Yeni bir polis reform yasası çıkarttırmalı...
Intentar reformar el sistema monetario europeo crea enemigos.
Ben Avrupa para sistemine reform getiriyorum.
No tiene ninguna prestación por enfermedad, no hay seguro de vejez... la prostitución legalizada por el estado está organizada específicamente para la clase media... y todavía no hay una reforma contra el trabajo de los niños en fábricas.
Ne hastalık yardımı, ne de yaşlılık sigortası yoktu. Devlet özellikle burjuvalar için fahişelik örgütlenmelerini yasallaştırdı ve hâlâ fabrikalarda çalıştırılan çocuk işçi olayına karşı reform yoktu.
" Por supuesto, hay algunos políticos, hombres, que yo podría sumar, en muy altas instancias, que hablan de rehabilitación, de reformar.
Tabi ki yüksek makamlarda reform ve iyileştirme hakkında konuşan bazı politikacılar ve adamlar vardır.
Es una comisión de reforma penal.
12 kişilik hukukta reform komisyonu vardı.
SERVICIO DOMINICAL PASTOR
CADDE HOLLANDA REFORM KİLİSESİ
OTRO OFICIAL EN FAVOR DE LA REFORMA ES ATACADO.
# Ando Nobumasa, başka bir resmi reform destekçisi saldırıya uğradı. #