Translate.vc / Espagnol → Turc / Regalo
Regalo traduction Turc
22,043 traduction parallèle
No lo sabías. ¿ Lo creíste un regalo de Hanukah?
Haberin yok muydu? Ne sanıyordun bayram hediyesi mi?
Estoy envolviendo un regalo para ti.
Senin için hediye paketliyorum.
Pero ¿ por qué entraste si dije que estaba envolviendo un regalo?
Daha önemlisi, neden sana hediye sardığımı söylediğim halde içeriye girdin?
Tu regalo es ver a tu abuelo.
Hediyeni büyükbabanızı görmek.
Pero sería un regalo mejor si tuviera regalos de verdad.
Eğer gerçek bir hediyesi varsa daha büyük bir hediye olur.
Y toma, te compré un regalo adelantado por el Día del Padre.
Sana Babalar Günü hediyeni erkenden aldım.
Es el mejor regalo de todos.
Gelmiş geçmiş en güzel hediye bu.
¿ Abrimos nuestro regalo?
Hediyemizi açalım mı?
No me digas, nena, ¿ otro regalo?
Bir hediye daha mı?
Por favor acepten este regalo de esponsales de parte de la familia Tsuroka.
Lütfen Tsuruoka ailesinden gelen bu nişan hediyesini kabul ediniz
Por favor, acepten este regalo de esponsales, cortesía de la familia Minagawa.
Lütfen Minagawa ailesinden gelen... bu nişan hediyesini kabul ediniz
Te he traído un pequeño regalo, Nanami.
Sana küçük bir hediye aldım, Nanami.
Te regalo los pasos.
Dansları alabilirsiniz.
Eh, John. Tengo un regalo para ti.
John, sana bir veda hediyesi vermek istiyorum.
Incluso traje un regalo para ti.
Sana bir hediye bile aldım.
Mira, vamos a llamar a este un mal regalo y seguir adelante.
Bak, sadece kötü bir hediye diyelim ve devam edelim.
Le daremos otro regalo.
Size başka bir hediye alırız.
Sin embargo, no deben de ser un simple regalo, sino una dote.
Lakin, bu o kadar da basit bir hediye olmamalı. Ama bir çeyiz olabilir.
Hector, ¿ crees que es momento de darle a Ricky su regalo?
Hector, Ricky'ye hediyesini verme zamanı geldi mi?
- Muy bien. ¿ Se lo pongo para regalo?
Hediye paketi yapayım mı?
Un regalo.
Hediye.
Es un regalo de su exsuegro, el papá de Bruno, su socio.
Eski kayınbabasından hediye, Bruno'nun babası, onun ortağı.
Sí, hicimos un gran regalo.
Ona büyükçe bir hediye hazırlamıştık.
Vale, pues te quedas sin regalo de navidad.
Noel'de benden kart bekleme sakın.
¿ Te gustó mi regalo de bodas? Sí.
- Düğün hediyemi aldın mı?
John trajo ésto como un regalo De verdad, sólo tu habitual, limitada, botella de mil dólares
John bir hediye olarak getirdi bin dolar Gerçekten, sadece her zamanki, sınırlı, şişe
Gran título es un gran libro mi preferido de Velho siempre ha sido Regalo Humilde
Büyük başlık Bu büyük bir kitap En sevdiğim ise Velho Hediye Humilde olmuştur
Un regalo
bir hediye
Por favor. ¿ Lo tomaría como un regalo?
Lütfen. bir hediye olarak ne gerekirdi?
¿ Un regalo de despedida?
Bir ayrılık hediyesi?
Dijo que era un regalo del profeta.
Elçi'den bir hediye olduğunu söyledi.
Tengo un regalo especial para ustedes.
Hepiniz için bir ikramım var.
Este es un regalo del rey Roan de Azgeda para Wanheda.
Azgeda Kralı Roan'dan Wanheda için bir hediye.
Fue regalo de mi padre. ¡ Arriba!
Babamdan bir hediye. - Kalk ayağa!
¿ Recuerdas el regalo para este tipo?
Bu adam için bir hediyen olduğunu hatırladın mı?
¡ Quizá quiera unos misiles de regalo!
Belki birkaç hediye bombardımanı ister!
¿ Me estás dando un cuchillo... como un regalo?
Bir hediye olarak bana bıçak mı veriyorsun?
Algo explotó y usted recibe este regalo
Siz de bu armağanı almış oldunuz.
¿ Cual regalo?
Ne armağanı?
El regalo de ver a un chico llorar durante un vuelo
Erkek adamı ağlarken görme armağanını...
No lo compré con el dinero de mi padre, es un regalo de mi tío
Babamın parasıyla almadım. Amcam armağan etti.
Hoy en tu cumpleaños... Tengo un regalo No quiero nada papá
Mutlu yıllar sana.
Con motivo del cumpleaños de mi nuera He venido a pedirle un regalo
Sana verdiğimi kim söyledi?
- Tengo un regalo que puedes llevar.
- Götürebileceğin bir hediye var bende.
Les traje un regalo especial porque hoy es mi primer día.
Bugün ilk günüm olduğu için size sürpriz bir armağan getirdim.
Parecía un regalo hermoso.
İhtişamlı bir hediyeye benziyordu.
Sorprendentemente, estas cestas de regalo no han solucionado nada.
Şaşırtıcı ki bu hediye sepetleri hiçbir şeyi çözmedi.
Porque cuando regresé a casa de Irak, mi hermano me dio estos jeans, como regalo de bienvenida.
Çünkü Irak'tan eve geldiğimde kardeşim bunu eve hoş geldin hediyesi olarak verdi.
Gracias por el regalo de despedida.
Veda hediyesi için teşekkürler.
- ¡ Regalo!
Para! Hediye!
- Un regalo.
- Hediye.