Translate.vc / Espagnol → Turc / Riley
Riley traduction Turc
4,279 traduction parallèle
- Riley, hola.
- Riley merhaba.
- No, no, Riley, espera, espera, espera.
- Hayır, hayır Riley bekle bekle.
- Riley es abogada.
- Riley de bir avukat.
Y que básicamente me usaste para devolvérsela a Riley... Pero cuando vi a ese autobús dirigirse hacia mí...
Ve beni Riley ile ödeşmek için kullandın... Ama o otobüsü bana doğru gelirken gördüğümde...
Hola, Riley, precisamente estábamos hablando de ti.
Riley biz de tam senden bahsediyorduk.
Riley, hola.
Riley merhaba.
Pero que no se te olvide decirle a Riley que he venido... porque lo he hecho.
Ama Riley'ye uğradığımı söylemeyi unutma... -... çünkü uğradım.
Riley, tienes que confiar en tu corazón y darle el beneficio de la duda.
Riley, kalbine güvenip onu masum olarak görmelisin.
Desde que me he dado cuenta de que Riley no me perdonará nunca si descubre la verdad.
Riley'nin gerçeği öğrendiği zaman beni asla affetmeyeceğini fark ettiğim zaman.
Riley, ¿ hay alguna posibilidad de que consideres casarte conmigo?
Riley, acaba benimle evlenmeyi düşünür müydün?
¿ Has visto a Phil y a Riley!
Phil ile Riley'i gördün mü?
Riley, espera.
- Riley, dur.
Riley, esta decisión es demasiado importante.
Riley bu çok büyük bir karar.
Riley, solo intentaba demostrar que podía ser tu amigo intentando ser tu amigo.
Riley ben onun arkadaşı olmaya çalışarak arkadaşın olabileceğimi kanıtlamaya çalışıyordum.
Pero eres uno de los amigos más antiguos de Riley.
Ama Riley'nin en eski dostlarından birisin.
¿ Y tú, Riley?
Ya sen Riley?
- Riley, ¿ estás bien?
- Sen iyi misin Riley?
Riley, si alguna vez empiezo a fijarme en los chicos que vienen aquí, se va a convertir en un tipo de bar muy diferente.
Riley, eğer bana yazan erkekleri fark etmeye başlasaydım burası da farklı türde bir bar olurdu.
Hola, Riley, me alegra que estés aquí.
Riley, burada olmana sevindim.
Y espera a ver la escena que Riley y yo hemos estado trabajando.
Riley ile çalıştığımız skeci görene kadar bekle bir de.
Pero, cariño, Riley va contigo.
Ama tatlım Riley de seninle geliyor.
Vale, ¿ recuerdas cuando te dije que tal vez deberías dejar ir a Riley?
Sana Riley'i unutman gerektiğini söylediğim günü hatırlıyor musun?
Vale, Danny, Creo que tal vez podrías gustarle a Riley.
Bak Danny, sanırım Riley senden hoşlanıyor olabilir.
¿ Sabes qué, Riley? Tenemos un par dos, tres cosas que hacer antes de ir.
Riley, bizim gitmeden bir, iki, üç şey yapmamız gerekiyor.
Riley, iba a esperar hasta la feria renacentista para decirte esto, pero eso sería más tiempo sin saber exactamente cómo... Vale, alguien debería revisar si Emma tiene bichos en los dientes porque acabamos de establecer un nuevo récord de velocidad en el paseo.
Riley, sana bunu söylemek için panayıra kadar bekleyecektim ama bu da tam olarak hislerini bilmeden geçen... Birisi Emma'nın dişlerini böcek var mı diye kontrol etsin çünkü az önce bebek arabası hız rekorunu kırdık.
Riley, tienes que oír esto.
Riley bunu duyman gerek.
Siento mucho lo de Riley.
- Riley konusunda çok üzgünüm.
Riley tal vez piense que encontró a su caballero de brillante armadura, pero sé cómo termina esta historia.
Riley beyaz zırhlı şövalyesini bulduğunu düşünebilir ama ben bu hikâyenin nasıl bittiğini biliyorum.
La última vez que vi una obra de teatro, fueras príncipe azul y Riley era el árbol número dos.
En son bir tiyatro izlediğimde, sen yakışıklı prenstin ve Riley iki numaralı ağaçtı.
Riley : Oh, gracias.
Oh, teşekkürler.
Oh, Dios mío, Riley, Estoy muy emocionado por día de spa.
Aman tanrım, Riley, spa günü için çok heyecanlıyım.
Así persuasiva realidad soy tarde para satisfacer Riley.
O kadar inatçı ki Riley'le buluşmaya geç kaldım.
Y después de dos días, ella es el mejor amigo de Riley?
Ve iki gün içinde Riley'nin en yakın arkadaşı oldu?
Vaya, este lugar está en llamas, no lo es, Riley, ¿ eh?
Whoa, bu mekan yakıyor, değil mi, Riley, değil mi?
Bonnie : No, Margie, te digo nadie va a trabajar más duro que Riley para conseguir esa promoción.
Hayır, Margie, sana söylüyorum, hiç kimse Riley'den daha sıkı çalışamaz o terfiyi almak için.
Gabriel, Riley y yo iremos a San Francisco.
Gabriel, Riley ve ben San Francisco'ya gidiyoruz.
Es un ritual, Riley... como un amuleto de la suerte.
Bu bir uğur Riley, muska gibi birşey.
Tu amiga de ahí, Riley Neal, ella parece existir.
Oradaki arkadaşın, Riley Neal, o kayıtlarda var.
Gabriel, Lillian, Riley... - están todos ahí afuera.
- Gabriel, Lillian, Riley hepsi şu an oradalar.
Gracias, Riley.
Teşekkür ederim Riley.
¿ Riley? ¿ Dónde está Gabriel?
Riley?
Soy Riley.
Riley'le tanış.
Oye, Riley del pasado, aquí Riley del futuro.
Geçmişteki Riley, ben gelecekteki Riley.
Confía en mí, Riley.
Bana güven Riley.
¿ Por qué no te olvidas de la Riley de primaria y empiezas a salir con la Riley adulta?
Beşinci sınıftaki Riley'i terk edip yetişkin Riley'le çıkmaya başlasana.
Ten cuidado, Riley.
Kendine dikkat et Riley.
¡ Dios mío, Riley!
Riley'i unuttum!
¿ Riley, he llegado tarde?
Çok mu geç kaldım Riley?
Su compañera del KGB asumió la identidad de Leanne Riley, que murió al nacer en Springfield, Missouri.
KGB'den ortağı da Leanne Riley'nin kimliğini üstüne almış kendisi Springfield, Missouri'de doğumda hayatını kaybetmiş.
¡ No seas dura conmigo, Riley! ¡ Sí!
Bana fazla yüklenme Riley! Herkes otursun Ve kaybeden ayak dansımı izlesin
Soy Riley.
- Ben de Riley.