Rose traduction Turc

Rose, querida... eres lista, amable e ingeniosa.

- Rose, canım zeki, nazik ve becerikli birisisin.

Así es ella.

Rose böyledir.

¿ Por qué se hizo cargo Lady Rose?

Niye Leydi Rose müdahale etti?

- ¿ El chico que tuvimos en Londres para la boda de Lady Rose?

- Londra'da Leydi Rose'un düğününde olan delikanlı mı?

El Sr. Atticus y Lady Rose vienen, lo cual es bonito.

Bay Atticus ve Leydi Rose geliyor, ki hoş bir durum.

Solo googlea "Frank Clark, rose bowl, voltereta hacia atrás".

Google'a "Frank Clark, Rose Bowl *, Ters takla." yaz

Rose sabe que fue una bomba.

Rose bomba olduğunu biliyor.

¿ Y Rose?

Peki ya Rose?

¡ Consejera Rose!

Konsey üyesi Rose!

Y sin embargo, no eres capaz de averiguar cual de mis oficiales está espiando para Rose.

Ama hâlâ Rose için casusluk yapan subayımın kim olduğunu öğrenemedin.

¡ Consejero Rose! - ¿ Sí?

Konsey üyesi Rose.

¿ Conoces al Consejero Rose?

Konsey üyesi Rose ile tanışmış mıydın?

- ¿ Consejero Rose?

- Konsey üyesi Rose?

El concejal Rose tiene.

Konsey üyesi Rose gördü bile.

¿ De verdad crees que ha estado espiando para Rose todo este tiempo?

Gerçekten başından beri Rose için casusluk yaptığını mı düşünüyorsun?

- ¿ Y Rose?

- Peki ya Rose?

¿ Crees que todos mis esfuerzos por mantenerte en ese asiento, las negociaciones, el intercambio de favores, mis almuerzos con Rose, se deben a que tengo miedo de volver a las cubiertas inferiores?

Sence seni o koltukta tutmak için gösterdiğim tüm çabaları müzakereler, hediye alıp vermeler, Rose ile öğlen buluşmaları alt güvertelere geri dönmekten korktuğum için mi yaptım?

Rose, la veré en Chambers.

Rose, büroda görüşürüz.

¿ Qué quieres, Rose?

Ne istiyorsun Rose?

¡ Maldita sea, Rose!

Lanet olsun Rose!

Concejal Rose, ¿ puedo hablar con usted?

- Konsey üyesi Rose sizinle konuşabilir miyim?

El concejal está en ingeniería.

Konsey üyesi Rose mühendislikteyken onunla da iletişim kesildi.

Está en la ciudad para visitar a su sobrina, Rose.

- Yeğeni Rosie'yi ziyarete gelmiş.

Su interpretación de Mama Rose en Gypsy... ¡ Fue perfecta!

Gypsy'deki Mama Rose karakteriniz kusursuzdu!

Y hablando de complicaciones, la Doctora Luisa se está enrrollando con su madrastra, Rose.

Ve karışık demişken, Dr. Luisa da üvey annesi Rose'la yatıyordu.

- Rose... sé que va a ser duro, pero confía en mí, una vez que lo hagas, te sentirás mucho mejor.

- Rose... Biliyorum bu zor olacak, ama güven bana, bir kere yapınca, kendini çok daha iyi hissedeceksin.

Rose, ¿ qué ha pasado?

Rose, ne oldu?

No es agradable, Rose.

Hiç hoş değil, Rose.

- Ahora no, Rose.

- Şimdi olmaz, Rose.

Dos vehículos accidentados, esquina de Jackson y Rose.

İki araç kazası, Jackson ve Rose virajında.

¡ Dios!

- Tanrım! Rose.

Rose. ¿ Qué haces aquí?

Burada ne yapıyorsun?

¿ Rose?

Rose?

DE acuerdo, vamos, Rose, sé que estás ahí abajo.

Gel hadi Rose, aşağıda olduğunu biliyorum.

Feliz Navidad, Rose. ¿ Qué tan lindo es eso?

Mutlu Noeller Rose. Ne tatlı bu? Ufacık bir Rose.

Dedos fritos.

Kızartılmış parmaklar. - Rose'un inceliği.

Charlie, prendamos una vela por la tía Rose.

Charlie, hadi Rose Teyze için mum yakalım.

Le daré uno de cinco a la tía Rose.

Rose Teyze'ye bi'beşlik atacağım.

Al diablo con la tía Rose.

Rose Teyze'yi boşver şimdi.

NASHVILLE 1953 ENTREVISTA A FRED ROSE

NASHVİLLE 1953 FRED ROSE RÖPORTAJI

Hank, ¿ conoces a Fred Rose?

Hank, Fred Rose'u tanıyor musun?

ACUFF-ROSE OFICINAS DE NASHVILLE

ACUFF-ROSE NASHVİLLE OFİSLERİ

Rose.

Gül.

Vamos, vamos hacia abajo al Rose and Crown.

Haydi gel lokantaya inelim.

Rose?

- Rose?

Rose solía jugar golf con él.

Rose onunla golf oynardı.

Pero Rose... ese es el fin para ella ¿ no es así?

Ancak Rose... Artık onun için bitti, öyle değil mi?

Me hubiera gustado haberle escrito al Padre Flood sobre ti, Rose. ¿ Yo?

- Peder Flood'a keşke senin hakkında da yazsaydım Rose.

Mi hermana Rose, dijo que escribiría de inmediato.

Ablam Rose hemen yazmak istediğini söylemişti.

- Eso fue tan dulce de parte de Rose.

- Aynen.

Rose.

- Gül.