Translate.vc / Espagnol → Turc / Sem
Sem traduction Turc
139 traduction parallèle
Eres el tipo más entrometido que conozco, y siempre con lo mío.
Sem tanïdïgïm en meraklï adamsïn, ve hep isimin içindesin.
Conseguí entre los restos del naufragio varios arcones con toda clase de ropas, sebo, pólvora, herramientas de carpintero y decenas de útiles objetos, sin olvidar al único superviviente. Sam.
Harabeden biraz sandık ve kumaş aldım, donyağı, barut, marangoz araçları ve bazı önemli makaleleri, tabi ki hayatta kalan dostumu da unutmadım, Sem'i.
¿ Quién es usted?
- Peki sem kimsin?
Sí, puede, si se la doy.
Evet, eger sana söz vermiºsem, buna güvenebilirsin.
Marcello, ¿ dónde estás?
Marcello, neredesin sem?
Sem, Jafé y Cam.
Sam Yafet ve Ham.
¡ Sem!
Sam.
Cam, Sem, embarquen paja y grano.
Ham, Sam, saman ve tahılı yükleyin.
Sem,... ... tú cuidarás las reses y el ganado.
Sam sen geviş getiren toynaklı hayvanlarla ilgilen.
Sem, el ciervo rojo no ha comido grano.
Sam, kızıl geyik mısır yemiyor.
Los hijos de Sem :
Sam'ın oğulları :
Noé fue padre de Sem... ... y Sem, de Arphaxad...
Nuh, Sam'ın babasıydı Sam, Arfaksat'ın.
Pero tu mayor crimen fue tirar todo por lo que yo mataría destruir en un minuto por lo que trabajaré hasta el día de mi muerte sin llegar a conseguir.
Mas seu maior crime foi tirar tudo pelo que eu mataria. Foi destruir em um minuto o que terei que trabalhar até o dia da minha morte sem nunca conseguir.
¿ Qué dices, David?
Sem ne dersin David?
Sem... y... cómo es su nombre...
Sem... bir de öbürünün ismi neydi...
El estofado de sem'hal estaría mejor con un poco de salsa yamok.
Fakat sem'hal güvecine biraz daha yamok sosu konur.
Mi'i feliss sem'pe, ¿ ves?
Mi'i a'la felis sü'ekli, tamam?
Y él está definitivamente semi-interesado.
O kesinlikle kısem ilgi duyuyor.
Èisto sem zasvojen.
Kesinlikle bağımlılık yapıcı!
Reuben, ¿ puedes llamar al SEM para saber de este tipo?
Rueben, E.M.S arayabilir misin? Bu herif hakkında.
Hoy es el � ltimo paso hacia el oeste sin ning � n stop sin sem � foros, desde el centro hasta la playa en 20 minutos.
Bugün batıya doğru, kırmızı ışık olmayan yeni bir yol var, şehirden denize 20 dakikada.
El profesor está en una conferencia en Seattle por lo que les toca conmigo...
Profesör Taylor, Seattle'da semıyoloji konferansında. Yani bana kaldınız.
Si soy Max, No quiero ser parte de esto.
Ben Max'sem bu işe karışmak istemem.
No te voy a dejar.
Sem burada bırakamam!
Sin ofender, Donna, pero, amigo, estás que ardes!
Fakat ahbap, sem aşmışsın.
Es la composición de Bebel Gilberto "Sem Contençäo", grabada en 1999, editada por Six Degrees Records e inspirada originalmente en el legendario artista de bossa nova Joäo Gilberto, que resulta ser su padre.
Bebel Gilberto'nun 1999'da 6 Degrees plak şirketi tarafından basılan "Sem Contencao" sunu dinliyorsun. Şarkıda efsanevi bir bossa nova şarkıcısı olan babası Joao Roberto'nun etkileri açıkça görülüyor.
Uh-huh. el Señor Sem Antica?
Hı-hıh. Sen bay "herşey kayıt altına alınmalı" değil misin?
Bésame el culo, si fuera Linda Blair, no les diría nada
Kıçımı öp, eğer Linda Blair'sem niye siz çocuklara hiçbir şey anlatmıyorum
Pero si soy Larek, un alienígena... y tú eres Zan, también un alienígena...
Ama eğer ben Larek'sem,... bir uzaylı,.. ve sen Zan,... bir başka uzaylı,...
La temporada SEM se inauguró oficialmente.
ÖSY sezonu resmen başladı.
- ¿ "SEM"?
- "ÖSY" mi?
Si fuese gay, aunque un poco, estaría contigo.
Eğer ben gay'sem. Birazcık bile. Senindir.
El SEM no tarda tanto en analizar el polvo de los patines.
TEM'in paten tozunu taraması bu kadar uzun sürmez
Ahora utilizaré el S.E.M con el G.S.R para U.S.T.E.D
Şimdi senin için, GSR'yi bulmak için SEM'e bakıyoruz.
La verdad es que nos conocimos hace unas 2 o 3 sem- -
Aslında iki, üç hafta önce tanışmıştık.
Vas a ser una madre genial.
Sem mükemmel bir anne olacaksın.
Sí, vaya si se le paró.
Evet. Sem sert.
Ok, si soy Jane... por qué todavía puedo recordar todo sobre mí?
Ben şimdi Jane'sem niye hâlâ kendi anılarımı hatırlıyorum?
¿ Querrías...?
Sem...
- Si tengo 35...
- Eğer ben 35'sem...
- "Shim sham".
- Şim-Şem.
Arena sobre el escenario para la danza shim-sham de la arena.
Şim şem dansı için sahneye biraz kum.
Éste es el shim-sham de Etiopía.
İşte Etiyopya şim şem dansı.
esto está riquísimo.
"Çiğne-şem"
Es un hombre peligroso. Jack es estupendo ".
Jack, tehlikeli Jack, Muhh-tttee-şem bir adam " dediler.
Fa-bu-lo-so.
Muh-te-şem.
" El tío Sam es narcotraficante.
Sem amca dediğin lanet olası bir düzücü.
Ya estás en demasiados problemas.
Bundan sonra ben ne e sem onu yapacaksın.
No sé mucho acerca de este campamento, pero suena espectacular.
Kamp hakkında pek birşey bilmiyorum, Ama kulağa muh-te-şem geliyor!
¿ Chim... pancés?
Şem.. panzeler.
Es marfil.
SEM'de inceledik, fildişi çıktı.