Translate.vc / Espagnol → Turc / Semen
Semen traduction Turc
1,429 traduction parallèle
Tal vez por eso nunca encontramos semen.
Belki bu yüzden hiç meni bulamadık.
¿ Por qué hay semen en la parte trasera de un autobus de la prisión de mujeres?
Kadınlar cezaevinin otobüsünde spermin ne işi var?
- Sangre o... ¿ semen?
- Kan ya da sperm?
¿ Qué hay del semen?
- Ya sperm?
El semen encontrado concuerda con el ADN del conductor.
Otobüsün arkasında bulunan spermde, şoförün DNA'sı var.
Encontré semen en la cama.
Yatakta sperm buldum.
El ADN del sobre concuerda con la contribución de semen encontrado en la cama de Ashley.
Hayran mektuplarındaki DNA, Ashley'nin yatağındaki sperm numunesi ile eşleşti.
- Semen.
İhtiyar çok çapkınmış.
Procesamos la ropa de la bailarina el semen no coincide con el de Michael Hanover.
Meni Mike Hanover'a ait değil. Ama 13 lokusta aleller birbirini tutuyor.
Siento ser la portadora de las malas noticias pero el ADN del semen que se encontró en las sábanas no coincide con el del novio ni con el del dueño de la casa.
Kötü haber için üzgünüm, çarşaflardan alınan menideki DNA sonucu geldi.
El análisis de ADN del semen que recogimos de la víctima tomó más tiempo de lo normal.
Kurbandan aldığımız meninin DNA analizi normalden uzun sürdü.
Es azoospérmico, produce semen pero no células de esperma.
O azospermik, sperm hücreleri olmayan meni üretiyor.
Eso quiere decir que no podemos comparar el semen del violador con la muestra de sangre que tomamos de Donovan Tracey.
Bu da, Donovan Tracey'den aldığımız kan örneğiyle,... tecavüzcünün menisini karşılaştıramayacağız demek oluyor.
Tenemos una muestra de semen de nuestro violador, sin esperma.
Tecavüzcümüzün spermsiz bir meni örneği var.
No podemos probar siquiera que las muestras de semen provienen de la misma persona.
Meni örneğinin aynı adamdan alındığını bile kanıtlayamayız.
Encontraron semen
Üzerinde sperm bulmuşlar.
Luego fue a Cabo Horn y a San Francisco, donde probablemente se volvió alcaldesa o alguna otra historia de éxito, a menos que por puta casualidad acabara como depósito para semen.
Sonra Cape Burnu'nu dolaşıp, San Francisco'ya gitmiş... belediye başkanı ya da öyle önemli biri olmuştur herhalde. Tabii bir ihtimal, kendini bir batakhanede bulmuş olabilir.
El semen de Sean no es bueno.
Sean'ninkiler iyi değil.
Al hombre nuevo le importa que pasa con su semen.
Yeni adam tohumlarının neye dönüşeceğini önemsiyor.
Envío al Sr. Palmer con las huellas de la víctima el semen y sangre para analizar su ADN.
Bay Palmer'la, kurbandan alınan parmak izini sperm ve kan örneğini DNA analizi için yolluyorum.
La muestra de semen del asesino de la Desconocida coincide con la muestra que me dio Ducky.
Kimliği belirsiz kadından alınan spermler Ducky'nin davasındaki spermlerle eşleşti.
Abs, ese semen es de un caso de hace diez años.
Abbs, spermler on yıllık, çözülememiş bir davaya ait.
Jefe, ese semen de Wilson ¿ fue insertado después de asesinar a Janice Santos?
Peki ya Wilson'ın spermleri, Janice Santos'ın içine öldükten sonra koyulduysa?
- ¿ Cómo consiguió el semen el asesino?
Katil spermleri nasıl aldı? Benimle aynı yoldan.
La tenemos grabada retirando semen del caso de una Desconocida en el que su padre trabajó hace 10 años.
Babanın on yıl önce çalıştığı davada, kimliği belirsiz kurbandan sperm aldığını gösteren bir kaset var.
Ud. estranguló a Janice Santos le puso un uniforme naval, le talló el tridente en el cuello y le insertó semen del primer asesinato en la vagina.
Janice Santos'u boğdun, donanma üniforması giydirdin boynuna mızrak işareti yaptın, ilk katilin spermlerini vajinasına koydun.
No, pero comprobamos su ADN con el semen hallado en ambas víctimas.
Hayır ama, kurbanlarda bulunan spermler ile DNA'sını eşleştirdik.
Si no querías compartir la paternidad con alguien que tuviese el mismo derecho a decidir si el niño viviría o no. ¿ Por qué no lo hiciste más fácil para todos yendo a un maldito banco de semen?
Bu çocuğun yaşayıp yaşamayacağı konusunda eşit söz hakkı olan... bir baba istemediysen, neden bir sperm bankasına gidip... herşeyi herkes için kolaylaştırmadın?
Puedo encontrar mejor semen en un orinal de un club nudista.
Striptiz kulübünün pis pisuarında bile seninkinden daha iyi sperm bulurum.
Tienes que reservar tu semen para mi mamá de todos modos.
Doğru ya, senin kendini anneme saklaman gerekiyor.
Y de alguna manera, el colchón sucio, el aroma a nitrito rancio y los charcos de semen frío no me incitaban a tararear "Isn't it romantic".
Nedense, iğrenç şilteler, bozuk Poppers kokusu ve meni göllerinin üzerinden atlamak beni, "Ne romantik, değil mi?" demeye pek itmedi.
Hay semen en el abdomen de la víctima mayor. Hay semen en el abdomen de la víctima mayor.
Yaşlı kadının karnında döl var.
¿ Cuánto apuestas a que encontrará semen de pandillero en tu trasero?
Kıçında çete dövmesi bulacağıma bahse girerim.
- Hallaron semen en la escena del crimen.
Lucas söyledi, döl bulunmuş.
Su ADN coincidió con el semen encontrado en las víctimas.
DNA uyumlu dölü...
Semen sobre el abdomen.
Karında sperm var.
... derroche de semen de la gente guapa de la gran escuela de arte.
Sıradaki parça, Amerika'da Güzel Sanatlar Fakültesi kendini tatmin etme sanatsal prodüksiyonu.
Entonces quizá desee considerar congelar semen por si cambia de opinión algún día.
- O halde ileride fikrinizi değiştirebilirsiniz diye şimdiden biraz sperm dondurmakta fayda var.
- ¿ Semen congelado? No lo sé.
- Donmuş sperm, öyle mi?
Si te hace sentir mejor, voy a congelar mi semen.
Seni rahatlatır mı, bilmem. Ama şu dondurma işini yapacağım.
- No, en serio. Semen.
- Gerçekten, ne var?
- ¿ Semen de quién?
- Kimin spermi?
¿ Es semen de vampiro?
Vampir spermi mi bunlar?
Tienes suerte de que aún te hable después de que arrojaste mi semen en la autopista.
Benim ufaklıkları yolda camdan dışarı atmana rağmen hala seninle konuştuğum için şanslısın. - Ne?
Habría sido inútil. Evidentemente, un poder superior a mí no quiere que congele mi semen.
Anlaşılan benden büyük bir güç var ki spermlerimi dondurmamı istemiyor.
Rastros de semen.
Sperm izleri var.
Sólo el asesino sabe si había semen.
Üzerinde sperm olup olmadığını sadece katil bilebilir.
¿ Semen?
Meni mi?
Quizás tu no, pero tu semen estaba dentro del chicle.
Sen binmedin belki, ama sakızda menin bulundu.
Entonces, semen congelado.
- Evet, dondurulmuş sperm diyorduk.
- Semen.
- Sperm.