Translate.vc / Espagnol → Turc / Senin
Senin traduction Turc
467,310 traduction parallèle
Seth, tú también tendrás que renunciar.
- Tabii. Seth, senin de istifa etmen gerekecek.
Por usted y por sus seres queridos haría cualquier cosa.
Senin ve sevdiklerin için her şeyi yaparım.
Si tuviese mejor fortuna y algo que poder sacrificar, me sacrificaría por usted y por sus seres queridos.
Fedakârlık yapma fırsatı ya da kapasitesi barındıran daha üstün bir kariyere sahip olsaydım senin ve sevdiklerin için her türlü fedakârlığa göğüs gererdim.
Klein sería un refuerzo contra los que pedirían destituirla.
Klein, senin suçlanmana yönelik taleplere karşı en güçlü siper olur.
Sé que su opinión significa mucho para usted.
Bak, onun fikrinin senin için çok önemli olduğunu biliyorum.
Pero necesito que te vayas.
Ama senin gitmen gerekiyor.
Del mismo modo que sé que nadie me amará como tú.
Tıpkı hiç kimsenin beni senin kadar sevemeyeceğini bildiğim gibi.
Puedo hacer que esta transición sea fácil o difícil para ti.
Geçiş sürecini senin için ya kolaylaştırırım ya da zorlaştırırım.
Prefiero que me lo diga usted.
Senin söylemeni yeğlerim.
Pero no creo que matara a Zoe Barnes.
Ama senin Zoe Barnes'ı öldürdüğüne inanmıyorum.
Es una gran noche para usted.
Senin adına güzel bir gece.
Mira, el único motivo por el que seguía esta pista era porque pensé que podrías ser tú.
Bu konuyu araştırmamın tek sebebi senin yapmış olabileceğini düşünmemdi.
Seguramente es algo que se te ha pasado por la mente de vez en cuando, ¿ eh?
Bu konu zaman zaman senin de aklına geliyordur, değil mi?
No tengo tiempo para tus tonterías de payaso.
Senin palyaço saçmalıklarına ayıracak zamanım yok.
Esta es tu despedida, ¡ no la tuya!
Bu senin bekârlığa veda partin, senin değil.
Con razón. Cuando erais pequeñas ella siempre iba a la zaga.
Siz küçükken, o senin aksine her şeyi geç kavrardı.
No te importa, ¿ verdad, tío Mitch?
Senin için sorun olmaz, değil mi Mitch dayı?
10 dólares delfines a que Phil y tú perdéis.
Phil'le senin yenileceğinize 10 Yunus Doları'na bahse girerim.
Acaba de decir lo mismo de ti.
O da senin için aynı şeyi söylemişti.
Casi llego a sentir algo por ti, pero cuando has dicho que no te sentías culpable, mi rabia volvió multiplicada por diez.
Tam senin için bir şeyler hissetmeye başlıyordum ki kendini suçlu hissetmediğini söyleyince öfkem on kat büyüdü.
Sí, necesitan a alguien como tú.
Senin gibi birini arıyorlar.
¿ No es justo lo que te has propuesto?
Senin de yapmak istediğin bu değil mi?
No sabía que tenías una hermana.
Senin kız kardeşin mi vardı?
Esa era toda la historia. Y fue tu culpa el que te corrieran.
Hikâye bundan ibaret ve kovulman senin suçundu.
Yo no soy como tú.
Bak, ben senin gibi değilim.
No quiero que te pase eso. Y menos si quieres a Artie.
Artie'ye değer veriyorsan aynısı senin başına gelsin istemiyorum.
Me pondré una cosa de tu vestuario si tú te pones una mía.
Senin kıyafetlerinden birini giyerim. Sen de benimkilerden giyersen.
¿ Ese es su abrigo?
Bu palto senin mi?
Ahora sabes que apestan tanto como tú.
Şimdi senin kadar berbat olduklarını biliyorsun.
Y estás preocupada que vayas a heredar la papada colgante.
Ve ileride senin de boyunluk takacağını düşünüyorsun.
¿ Qué demonios te pasa?
Senin derdin ne?
Eso es genial, estoy feliz por ti.
Çok iyi, senin adına sevindim.
Sabes, ¿ cómo es esto diferente de hacerme vivir con Sheldon?
Senin beni Sheldon'la birlikte yaşatmandan ne farkı var bunun?
Definitivamente han habido días cuando estaba triste y pudiste notarlo.
Üzgün olduğum ve senin net bir şekilde bunu söyleyebidiğin günler oldu.
Pensé que eras genial, pero, Dios mío, estabas tan dominado por tus padres.
Senin mükemel olduğunu düşünmüştüm, fakat gel gör ki, ailen tarafından o kadar bastırılmışsın ki.
Se lo estás poniendo difícil a Alana.
Alana'dan aşağı kalır yanın yok senin de.
Soy tu madrina, él es el hijo de mi hermana.
Ben senin destekçinim, o da benim kardeşimin çocuğu.
Te diré lo que no es justo, ese caballo desnudo abajo de él en lugar de ti.
Sana neyin adil olmadığını söyleyeyim, senin yerine bu at, onun altında.
Seré con gusto tu... pequeño y oscuro secreto.
Seve seve senin gizli sırrın olurum.
* Dama... * * Soy tu caballero con su brillante armadura *
Bayan ben senin beyaz atlı şövalyenim.
No sé cuál es tu problema, parece que el tío está loco por ti.
Derdin ne bilmiyorum, çocuk senin için çıldırıyor gibi görünüyor.
- No, es malo para ti.
- Hayır, bu senin için kötü.
Ella te aceptó por una apuesta.
Senin üzerine bahse girdi.
Este es tu bebé, tu otro bebé.
Bu senin bebeğin, değil mi? Yani, diğer bebeğin.
Ojalá estuviera tan relajada como tú.
Senin kadar rahat olmayı isterdim.
No, escucha, tu posición aquí es completamente inatacable.
Hayır! Bak, senin pozisyonuna dil uzatılamaz.
Ella piensa que Paula y tú tenéis más en común ahora.
Paula ile senin birden fazla ortak noktanız olduğunu düşünüyor.
No puedo ser responsable de los cambios que estás pasando, pero te quiero y siempre estaré ahí para ti.
Seni neyin değiştirebileceğinden sorumlu değilim. Ama seni seviyorum ve senin için daima buradayım.
Nadie te va a reemplazar.
Kimse senin yerini almayacak.
Espero que te vaya bien.
Umarım senin için uygundur.
Quiero decir, no importa un bebé, una vez que está en tu CV, realmente estás fastidiada.
Yani, bebeği bir kenarda bırak. Bu senin özgeçmişinde.