Translate.vc / Espagnol → Turc / Show
Show traduction Turc
10,662 traduction parallèle
No queríamos convertir esto en un show.
Bunu bir şova çevirmek istemiyorduk.
Puede que parezcan felices ahí, pero se convirtió en un show absurdo, cuando mi padre tuvo un amorío con la mamá de Ely, Jenny.
Oradan bakınca mutlu gözükebilirler ama babam Ely'ın annesi Jenny'le ilişki yaşayınca tam bir felakete dönüştü.
El show debe continuar.
Gösteri devam etmeli.
Estamos tratando de hacer un show aquí.
Bir şey yapmaya çalışıyoruz burada.
En el exterior del edificio no dijo que estábamos en el infierno, y luego los pocos momentos después, cuando el hedor de su aliento sífilis, comenzó flotando sobre todos los caballeros y damas que han salido para el show de esta noche, excluirse, por supuesto.
Dışarıdayken içerisinin cehennem olduğunu bilmiyorduk,... nefesinin dalga dalga yayılan iğrenç kokusu bir süre sonra,... gösteriyi izlemeye gelen herkesi mahvetti,... sen hariç, tabii ki.
¡ Disfruten del maldito show! ¿ Eh?
Ucube gösterisinin tadını çıkarın!
¡ Mira eso! Nosotros pensábamos que estaban haciendo un show
Ama biz bir gösteri yaptığınızı zannetmiştik.
Pero mi actuación no solo será un show.
Amatgösterim basit bir şov olmayacak.
Trabajamos en un show que idiotiza... tiene restricciones de tiempo y un montón de cretinos.
Burada sınırlı zaman dilimi ve üç tane götvereni olan, aptalca ve sıkıcı bir film üzerinde çalışıyoruz.
¿ Conoces a Larry Kozinski, el productor de tu show?
Brett, yapımcın Larry Kozinski, onu tanıyor musun?
¿ A quién interpretó en el show, Sr. Pappas?
Kimi canlandırdınız, Pappas Bey?
Tengo una idea para un show de TV.
Elimde bir de dizi olayı var.
Felicidades por el show.
Tebrikler.
Trabajé en tu show.
Gösterinizde çalıştım. Seni görmek güzel. - Ah, yapma be.
Está por empezar el show.
Gösteri başlamak üzere.
Es hora del show.
Gösteri zamanı.
Esto no es un show para fisgonear, señor.
- Bu röntgenci şovu değil efendim.
Caballeros, el show esta por empezar.
Beyler, şovumuz başlamak üzere.
Toda la provincia será decorada. Y usted será decorado con toda la pompa y show.
Tüm eyalet süslenecek, siz de muazzam bir görüntü içinde olacaksınız.
Iba a graduarme, hacer todo el show de la toga y luego, a la mañana siguiente... puf.
Mezun olacaktım, kep ve cüppe giyme işini bitirecektim... ve sonra, ertesi gün... püf.
No será el maldito show de Danny.
Bu yemek siktiğim Danny şovuna dönüşmeyecek.
Prométeme que no harás ningún show.
Sorun etmeyeceğine söz ver.
Chookas Ten un gran show.
Bol şans, iyi bir gösteri olsun.
Creo que él fue uno de los concursantes de ese show.
O şovdaki yarışmacılardan biri sanırım.
¡ Se acabó el show!
Gösteri sona erdi.
Se acabó el show. Se acabó el show...
Gösteri sona erdi.
Déjame ver. Era un show de variedades.
Tam bir ucube gösterisiydi.
No me la muestres.
* Don't show me.
Vuelve aquí y dame un buen show esta noche.
Buraya gel ve bu akşam benim için güzel bir gösteri sun.
¿ Puedo unirme su show?
- Gösterinize katılabilir miyim?
No hay forma de saber cuántas personas vendrán al show.
Kaç kişinin gösteriye geleceğini bilmemize imkan yok.
- Haremos nuestro propio show.
- Kendi gösterimizi yapacağız.
- ¿ Nuestro show? - Apenas comenzamos.
- Kendi gösterimiz mi?
Debes ser más oscura que la bolsa para estar en mi show.
Gösterimde olmak için, o kese kağıdından koyu olmalısın.
No estoy audicionando para el show.
- Gösteri için seçilmeye gelmedim.
¿ Y recuerdas cuando hicimos el show en el lugar de Don?
- Don'ın mekanındaki gösterimizi hatırladın mı?
No habrá show.
- Hayır, gösteri falan yok.
Ya se agotaron los tickets para cada show de Filadelfia a Chicago.
Philadelphia'dan Chicago'ya her gösterimin bileti tükendi.
Esta noche daré un show, desde el espiritual al swing.
Duygusaldan Swing'e, her şeyin olduğu bir konser oluşturuyorum.
¿ Pagó por adelantado, no? ¡ Qué molesto!
Önceden ödemişti, değil mi? # It's time to show the world what they've waited for # # dünyaya neyi beklediğimizi göstermenin zamanı # # something like they've never seen before # # hiç görmedikleri gibi bir şeyi # # whoa, yeni başladık # # yeni başladık #
Todos pensáis que sois lo suficientemente especiales para vuestro propio reality show.
Hepiniz kendi televizyon programınız için yeterince özel olduğunuzu düşünüyorsunuz.
Vamos a empezar el show.
Şovu başlatalım.
Debo hacer mi show ahora.
Artık kendi işimi yapıyorum.
Mis escenas del crimen han sido un gran éxito y el show de fenómenos será aun más exitoso.
Yaptığım reklam sayesinde suç mahallerim büyük başarı kazandı. Ucube gösterim onu da geçecek.
¿ Un auténtico freak show?
Hakiki bir ucube şovu?
Voy a ver si le puedo comprar el show a Elsa.
Şovu Elsa'dan satın almayı deneyeceğim.
Nosotros somos... un show de fenómenos, no un show de magia.
Biz.. .. ucube gösterisiyiz, sihir gösterisi değil.
Intentamos comprar el show de Elsa.
Sirki Elsa'dan satın almaya çalıştık.
Vienes a ver nuestro show esta noche, ¿ eh? - No, ojalá pudiera.
Keşke gelebilsem.
Será un gran show. No tienes que preocuparte.
Hayır, büyük bir gösteri olacak.
Nunca tuvimos un verdadero show antes.
Daha önce hiç gerçek bir şovumuz olmamıştı.