Translate.vc / Espagnol → Turc / Sid
Sid traduction Turc
3,326 traduction parallèle
Sid, ¿ cuánto tiempo lleva conseguir una orden de suspensión contra Weird Al Yankovic?
Sid, Weird Al Yankovic için haksız uygulamayı durdurma emri almamız ne kadar sürer?
Hola Sid, ¿ qué tienes?
- Sid, ne buldun?
Buen ojo, Sid.
Sağlam gözlerin varmış, Sid.
Sid, por favor, gracias por subir.
- Sid, lütfen. Geldiğin için teşekkürler.
No, gracias, Sid.
- Yok. Teşekkürler, Sid.
Hola, Sid.
Selam, Sid.
Indica que Sid hizo el corte en el cuello de Milner.
Sid'in Milner'in boynundan aldığı yara izi.
Nada en ti es convencional, Sid.
Senin hakkında hiçbir şey alışıldık değil, Sid.
Sid, ¿ ves esto?
Sid, bunu gördün mü?
Según la teoría de ingestión de Sid, miré la porción de almuerzo que no se comió nuestra víctima.
Sid'in yiyecek teorisine bakılırsa... Kurbanın yemeğinde yenilmemiş kısımları inceledim.
Vamos, Sid, eres un inventor millonario ahora.
Evet. Hadi, Sid, şu anda milyoner bir mucitsin.
Sid.
- Oh, Sid.
¿ El rastro que Sid encontró en la cara y nariz de la víctima?
Sid'in kurbanının yüzünde ve burnunda... Sid'in kurbanının yüzünde ve burnunda bulduğu izler? ... bulduğu izler?
Las extravagancias de Sid.
Sid'in garipliğini.
Estoy cansado, Sid.
Yoruldum, Sid.
No me hagas reir, Sid.
Beni güldürme Sid.
Un diseño de zigzag en la herida se indicó en el informe de la autopsia de Sid.
Sid'in otopsi raporunda belirtilmiş olan zikzaklı bir yara örneği.
Imita fielmente el patrón en la herida que Sid encontró en el escáner cerebral.
Sid'in tomografi taramasında bulduğu yara izine çok benziyor.
Sid encontró un medicamento en su organismo llamado Trihoxiphil.
- Belki de Jane Doe'nun kim olduğunu bilirsek, bir bağlantı kurabiliriz. Sid, bünyesinde trikofilya ilacı bulmuş. Bundan önce hiç adını duymamıştım.
Y, ¿ qué te trae por aquí, Sid?
Seni buraya hangi rüzgar attı Sid?
Cuando quieras, Sid.
Ne zaman istersen Sid.
Ya está aparcado en el depósito municipal.
Otobüs, polis tarafından çekildiği yerde hâlâ. Sid, şuna bir bak.
Sid dijo que Benny Madera fue cortado horizontalmente, tres centímetros por encima de la cresta iliaca de su pelvis.
Sid, Benny Madera'nın leğen kemiğinin iki buçuk santim üstünden yatay kesildiğini söyledi.
Rastros que Sid recogió de la herida de nuestra víctima.
Sid'in kurbanın yarasından topladığı ipuçları.
Y he roto esa regla, y... mira, estos 45 centímetros de roble son la única cosa que me separa de tipos como Sid allí.
O kuralı çiğnedim ve... Bak, bu 45 santimlik meşe odunu beni Sid gibilerden ayıran tek şey.
Sid, tienes que...
Sid, yapma ama.
Cariño, en "años gay" te ves como Judy ( Garland ) casada con Sid Luft y obesa.
Canım, homo yıllarında Jude'sin Sid Luft da obez dönemidir.
Es demasiado pronto para Sid después de tomarlas.
Önce buraya gelip seni alacaklardı. Buraya gelmediler mi?
Sid Perelman, un humorista y escritor del'New Yorker', fue a verlo en Nueva Hampshire.
Mizahçı ve New Yorker yazarı Sid Perelman New Hampshire'a onu görmeye gitti.
Sid dijo, "Él tiene ese búnker de hormigón en el que trabaja, " pero tiene una gran estatua de Buda en el jardín " y tiene una gran cantidad de sacerdotes budistas a su alrededor,
Sid, betondan bir kulübede çalıştığını ama bahçede büyükçe bir Buda heykeli olduğunu ve etrafında bir çok Budist rahip olduğundan bahsetti.
Sid Garner fue un esposo padre y vecino amado.
Sid Garner sevilen bir koca baba ve komşuydu.
Va a funcionar, Sid.
İşe yarayacak Sid.
Sid, yo soy el puto tiburón.
Sid, amına koyduğumun köpek balığı benim.
Sid, está tratando de asustarme.
Klein beni korkutmaya çalışıyor.
Entonces... Sid, quizás nos puedas aclarar lo de la situación de la fianza de papá.
Sid, bizi babamın kefaleti konusunda bilgilendirir misin?
Sid me sacará.
Sid beni çıkartacak.
Encontré los caballos de Sid y Daniel por el bosque.
Ormanda Sid ve Daniel'in atlarını buldum.
Mira, Sid.
Bak, Sid.
Sid, para un cambio use su boca.
Sid, değişiklik yap da konuşurken ağzını kullan.
Y Jai, Sid, Omi regresan.
Ve Jai, Sid, Omi... geri döndü.
Sid!
Sid!
Oh... ¿ quién pensaste que era? - Sid.
- Peki sen benim kim olduğumu düşünüyordun?
- Entonces, eso es lo que yo pensaba que eres.
- Ben Sid'im. - Bu yüzden o olduğunu düşündüm ya.
Sid, Omi, Jai se suponía que pagar hasta hoy.
Sid, Omi, Jai... paranızı bugün ödeyeceklerdi.
Sid.
Biliyordum.
Bueno, BBF, ¿ por qué no me cuentas lo que solías hacer los sábados?
Peki SİD, neden bana normalde cumartesileri ne yaptığını söylemiyorsun?
- Sid Olsen.
Sid Olsen.
Sid.
Sid.
Y Sid pensó que esto era muy extraño.
Sid bunları tuhaf bulmuştu.
Sid.
- Sid.
Soy Sid.
- Sid.