Translate.vc / Espagnol → Turc / Skylark
Skylark traduction Turc
79 traduction parallèle
Una semana después anclamos en aguas de Guadalcanal.
Bir hafta sonra Skylark Kanalı'na demir attık Guadalcanal Adası yakınlarında.
Serás recogido por un gran Buick Skylart blanco que te llevará al centro de meditación de Europa del Norte.
Büyük bir Buick Skylark ile karşılanacaksın seni Kuzey Avrupa Meditasyon merkezine götürecek.
Buick Skylark 1964 convertible verde metálico.
1964 model bir Buick Skylark'tan çıkarken görüldüklerini gösterecektir.
Oirán luego el testimonio de los tres testigos oculares que vieron a los acusados salir del Sac-o-Suds después de oír los disparos, meterse en su Buick Skylark 1964 verde metálico y salir a gran velocidad.
Daha sonra, sesin duyulmasından sonra sanıkların Sac-o-Suds'dan koşarak çıktıklarını, soluk metalik yeşil 1964 model Buick Skylark'larına bindiklerini ve büyük bir süratle uzaklaştıklarını gören üç görgü tanığının ifadelerini duyacaksınız.
¿ Pero dos Buick Skylark convertibles del 64 color verde pálido?
İki üstü açılır soluk yeşil renkte 1964 model Buick Skylark, öyle mi?
Srta. Vito, yo, el abogado defensor, argumento que dos pares de hombres se encontraron en el Sac-o-Suds, al mismo tiempo, al volante de idénticos Buick Skylark convertibles verde metálico modelo 1964.
Bayan Vito, benim tarafımdan, yani savunma tarafından iki ayrı grup adamın, 1964 model, metalik nane yeşili, üstü açılır, Buick Skylark marka arabaları kullanarak, Sac-o-Suds'da tesadüfen aynı zamanda bulundukları iddia ediliyor.
Porque no hay modo de que estas huellas sean de un Buick Skylark del 64.
Çünkü, bu izlerin'64 model Buick Skylark tarafından yapılmasına olanak yok.
No se dejan esas huellas sin positracción, lo cual no existía en el Skylark 64.
Aynı anda iki tekerlekten çekiş yoksa bu izleri yapamaz ve bu araç'64 model Skylark'da yok.
El Skylark 64 tenía un diferencial común y todos los que se han atascado en el barro saben, que cuando se pisa el acelerador una rueda gira y la otra no se mueve.
1964 model Skylark'ta düz diferansiyel vardır ve çamura saplanan herkesin bildiği gibi, gaza basarsınız, tek lastik döner, diğeriyse hiçbir şey yapmaz.
Cuando la huella de la llanta izquierda sube a la acera, la derecha queda pareja... El Skylark del 64 tenía un eje trasero sólido, al subir la rueda a la acera, la rueda derecha se hubiera inclinado y girado de costado.
Sol lastik izi kaldırımın üstünde iken sağ lastik düz ve yatay duruyor... 64 model Skylark'ın arka dingili sabittir, yani, sol lastik kaldırıma çıkınca, sağ lastik yatar ve yanağı üzerinde gider.
Uno era el Corvette, que no podría confundirse nunca con el Buick Skylark.
Biri Corvette idi ki asla bir Buick Skylark ile karıştırılamaz.
El otro tenía el mismo largo, altura, ancho, peso, distancia entre ejes y ancho de ruedas que el Skylark del 64, y era el Pontiac Tempest del 63.
Diğerinin gövde uzunluğu, yüksekliği, genişliği, ağırlığı, tekerlek ve dingil açıklığı 64 Skylark'in aynısıydı ve bu da 1963 model Pontiac Tempest'ti.
Pensé que levantaría este Buick Skylark de 1987 sobre mi cabeza.
Aslında 1987 Buick'imi kafamın üstüne kaldırmayı düşünmüştüm.
Marcas de neumáticos que no estaban disponibles para el Buick Skylark de 1964.
Positraction'daki işaretler yoktu..... aynı'64 Buick Skylark'ta ki gibi.
¿ Sabes quién es Skylark?
Kathy, Skylark'ın kim olduğunu biliyor musun?
LOS OTROS... ¿ Quién es Skylark?
- Skylark kim?
No. Skylark era otra persona.
Skylark veya başka biri yollamış.
¿ Puede hacer que el proveedor de Internet averigüe quién es Skylark?
İnternet servis sağlayıcısına gidip Skylark'ın kim olduğunu bul.
En cuanto se enteren de que lo sabemos la vida de Skylark correrá peligro.
bildiğimizi anlarlarsa Skylark'ın hayatı tehlikeye girer.
Skylark y que amenazó de muerte a Brant Carmody.
Skylark. Brant Carmody'yi ölümle tehdit etmiş.
No creo que ese tal Skylark, Carlton King se haya metido en la casa y haya matado a su compañero.
Skylark'ın, yani Carlton King'in gizlice eve girip arkadaşını öldürdüğüne inanmıyorum.
Llamar a Atila "perro callejero", es como llamar a mi Porsche Carrera "Buick Skylark".
Uhh, FYI, onun adı Attila... Aradaki fark tıpkı benim Porsche Carrera'm ile... Bir Buick Skylark arasındaki fark gibi.
Partiendo de Rainbow Harbor, Skylark,
RAINBOW HARBOR, LONG BEACH, KALİFORNİYA Rainbow Limanı'ndan Skylark...
Buen viaje, Skylark.
İyi yolculuklar, Skylark.
Todos a bordo del artefacto.
Skylark'a bindik gidiyoruz.
La mujer del traje pantalón ha dicho que te haría una mamada en la parte de atrás de su Buick Skylark incluso se saca sus dientes.
Şurdaki kadın sana arka tarafta sakso çekebileceğini söyledi Dişlerini bile çıkarabilirsin.
Nos abalanzamos a un cuarto es esa peculiar posada.
- O garip konaklama yerinde kalmıştık. - Skylark.
- The Skylark. - ¿ La recuerdas?
- Hatırlıyorsun demek.
Sé que hablamos de hacerlo en The Pierre pero una posada como The Skylark podría ser un buen lugar para casarse.
Pierre'de karar vermiştik ama Skylark gibi bir yerde evlenmek çok havalı olabilir.
Nada fue como Betty Ormond en el asiento trasero de aquel Skylark.
Skylark'ın arka koltuğunda bir kadınla yatmak gibisi yok.
¿ Y dónde está mi Buick Skylark?
Buick Skylark arabam nerede?
Somos los orgullosos dueños del Skylark II.
Skylark II üzerinde tasarruf sahibiyiz artık.
Si, yo recuerdo el nombre Skylark II.
Skylark II ismini hatırladım.
Un tío que encaja con su descripción fue visto atravesando Bryan, Ohio, sólo a dos pueblos de donde estáis, en un Skylark verde.
Onun eşkâline uyan biri Bryan, Ohio'da şu an bulunduğunuz yerden iki kasaba ötede yeşil bir Skylark'ta görülmüş.
he mirado en los registros de la DGT, Lorraine Rome, vuestro cadaver, tiene un Skylark verde.
Kayıtlara baktım ölü, bayan arkadaşınız Lorraine Rome'un yeşil bir Skylark'ı varmış.
¿ De verdad recordaste que era un Skylark del 69?
Lifttekinin gerçekten 69 Skylark olduğunu hatırlıyorsun yani?
Han rastreado el Skylark hasta un taller en Montreal.
Skylark'ı Montreal'da çalıntı oto parçalayan bir garajda buldum.
Un día estás locamente enamorado, al día siguiente estás sacando tu ropa de la bañera de las aves y durmiendo en el asiento trasero de tu Buick Skylark.
Bir gun deli gibi asiksin, sonra bir bakiyorsun kiyafetlerini bahceden toplayip arabanin arka koltugunda uyuyorsun
Skylark, Firebird, Camaro, solo por decir algunos.
Skylark, Firebird, Camaro söylenilecek birkaçı.
Todas iremos al Skylark esta noche.
Bu gece hep birlikte Skylark'a gideceğiz.
Buick Skylark, matrícula J433K6.
Buick Skylark, arabanın plâkası'J433K6'.
Estoy de Dave Skylark.
Ben Dave Skylark.
Esta noche... en "Skylark Tonight."
Bu akşam... "Skylark Tonight" ta.
"... Y'Skylark Esta noche'".
"... ve'Skylark Tonight.'"
David Skylark... se mete en cualquier lugar.
Dave Skylark... her yere ulaşır.
Esta es Aaron Rapoport de "Skylark Tonight."
Ben "Skylark Tonight" tan Aaron Rapoport.
Nos gustaría discutir la posibilidad de una reunión entre el Líder Supremo y Dave Skylark.
Dave Skylark ve liderimizin görüşme olasılığını konuşmak istiyoruz.
El Líder Supremo otorgará una entrevista de una hora al Sr. Skylark desde el interior de Corea del Norte.
Liderimiz Bay Skylark ile Kuzey Kore sınırları içerisinde, bir saatlik bir röportaj yapacak.
Al parecer, Dave Skylark se entrevistaba el dictador de Corea del Norte.
Görünüşe göre, Dave Skylark Kuzey Kore diktatörü ile röportaj yapacak.
100 dólares Skylark piensa él es el tipo de "Gangnam Style".
100 dolara bahse varım ki Skylark onun "Gangnam Style." daki adam olduğunu düşünüyordur.
"Skylark".
"Skylark."