English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Slay

Slay traduction Turc

4,433 traduction parallèle
Ahora, les ordeno destruir el cuartel de allí.
Şimdi, size şuradaki kışlayı yok etmenizi emrediyorum.
Perdona a un tonto por sus lágrimas.
Gözyaşlarım için beni bağışlayın.
Estimado Sr. Sawaki, perdóname si no hemos sido presentados
Bayan Sawaki, sizinle tanışmıyorsak beni bağışlayın.
El agua es más indulgente.
- Su daha bağışlayıcı oldu.
Disculpe señor, pero nadie lo culpa por lo ocurrido.
Beni bağışlayın efendim ama kimse sizi olanlardan dolayı suçlamıyor.
Su Alteza, por favor perdóneme la vida... Su Alteza.
Majesteleri, canımı bağışlayın!
¡ Perdóneme la vida, Su Alteza!
Canımı bağışlayın, Majesteleri!
¡ Por favor perdóneme la vida, Su Alteza!
! Lütfen canımı bağışlayın!
Perdone si mis esfuerzos por felicitarlo adquirieron un tono muy sentimental señor.
Tebrik dileklerim duygusallık oluşturduğu için bağışlayın, efendim.
Lo lamento.
Bağışlayın.
Disculpen la molestia.
Uğraştırdığım için bağışlayın.
Puedo aceptar su perdón y tener una segunda oportunidad.
Onun bağışlayıcılığını kabul edip ikinci bir şansa sahip olabilirim.
Por favor, perdone a mi compañero.
Lütfen ortağımı bağışlayın.
Por favor, perdónenle.
Lütfen efendim, canını bağışlayın.
Así que te sentarás en el antiguo sitio de Eleanor Waldorf, aplaudiendo salvajemente, y con entusiasmo a cualquiera que lo escuche. sobre lo fabulosa que es mi nueva colección.
Yani en ön sırada oturacaksın, ve çılgınca alkışlayıp dinleyen herkese benim yeni koleksiyonum hakkında övgüler yağdıracaksın.
Bueno, ¿ sabes qué? Eso me encantaría, colega, pero mi quijada no tiene ganas de perdonar.
İsterdim ahbap ama çenem bağışlayıcı değildir.
Perdónenme.
Bağışlayın beni.
Creemos que le perdonó la vida y la escondió en el barco.
- Ben Lund. Konuş benimle Lund. Kızın canını bağışlayıp tekneye sakladığını düşünüyoruz.
Leslie es una persona muy indulgente.
Leslie bağışlayıcı bir insandır.
¿ Qué, estarás aplaudiendo y animando?
Ne yani, alkışlayıp tezahürat mı edeceksin?
Tú eres un alma que perdona, una amable y hermosa alma, y lo amaste alguna vez.
Sen bağışlayıcı nazik, ruhu güzel bir insansın ve sende sevmiştin Max'i bir zamanlar.
Killua-sama.
Bağışlayın, Killua-sama.
perdonen la desagradable bienvenida.
Lütfen daha önce sergilediğimiz kabalığı bağışlayın.
Mis disculpas.
Bağışlayın.
¡ Perdóneme! así que no pude contenerme... pero tu verdadero objetivo va más allá.
Bağışlayın! Rakibim çok güçlüydü kendime engel olamadım. Elbette.
Por favor, perdóneme.
Beni bağışlayın lütfen.
¡ Por favor salva a su padre!
Lütfen babasını bağışlayın.
¡ Perdóneme, mi Señor!
Beni bağışlayın efendim.
Un aplauso para él!
Alkışlayın!
¡ 200 millones!
Bağışlayın.
Siento mucho la espera. así que explicaré las condiciones del contrato.
Beklettiğim için bağışlayın. Herkes geldiğine göre sözleşmeden söz etmeye geçebiliriz demektir.
Perdónenme por favor.
Lütfen beni bağışlayın.
Aún no. Perdóneme.
Henüz değil, bağışlayın beni.
¿ Como pudieron decidir un asunto tan importante por ustedes mismos?
Böyle önemli bir meseleyi kendi başınıza nasıl halletmeye kalkarsınız? ,129 00 : 13 : 00,310 - - 00 : 13 : 06,160 Ba-bağışlayın. Görevi doldurmak için Kraliyet Emri almıştık.
Siento despedirla así.
Bu hallere düştüğünüz için beni bağışlayın.
Por favor perdone mi vida.
Lütfen hayatımı bağışlayın!
Fue mi error.
Bağışlayın.
Por favor, perdóneme.
Lütfen bağışlayın beni.
Por favor, déjennos vivir.
Lütfen hayatımı bağışlayın.
- Lo siento.
Bağışlayın...
Por favor, perdóneme.
Kabalığımı bağışlayın.
No hemos podido encontrarlo aún.
Bağışlayın, ama yemin ederim bir sürü insan aynı şeyi gözleriyle gördü.
Disculpe, señorita.
Bağışlayın, hanımefendi.
¡ Dios, ten piedad!
Tanrı bağışlayıcıdır!
Lo siento, odio interrumpir.
Böldüğüm için bağışlayın.
Perdónenme, damas, pero era un opiáceo muy suave y necesitaba un silencio total.
Bağışlayın hanımlar, ama bu hafif bir ilaçtı ve komple sessizliğe ihtiyacım vardı.
Perdóname, mi señora.
Beni bağışlayın, Leydim.
Perdone, señor, pero ¿ cómo vamos a lograrlo sin buenas espadas?
Beni bağışlayın, efendim ama iyi kılıçlar olmadan nasıl zafer kazanabiliriz?
- Perdóname, por favor.
- Beni bağışlayın.
Perdóneme.
Bağışlayın beni.
Perdonadme, mi señor, me he retrasado.
Bağışlayın, efendim. Oyalanıp durduruldum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]