Translate.vc / Espagnol → Turc / Sofia
Sofia traduction Turc
1,727 traduction parallèle
No puedo tener porno en casa. - Sofia lo considera engaño.
Ayrıca evde porno bulunduramıyorum çünkü Sofia bunu aldatma sayıyor.
Si Sofia y yo nos separamos, del 50 por ciento de mi tiempo debería pasar un 100 por ciento con mi hijo.
Eğer Sofia ve ben ayrılsaydık, zamanımın yarısını çocuğumla geçirmek zorunda kalırdım.
Además, si me divorcio, ella se llevaría la mitad de mi dinero y me convertiría en pobre y aún así debería pagarle mientras se la montan otros.
Ayrıca, Sofia ve ben ayrılsaydık, o paramın yarısını alarak beni fakir bırakır ve yine de o başka erkeklerle gezsin diye ona para öderim.
Ya no puedo oír nada más sobre los pechos de Sofia ni de mi vagina.
Onun göğüsleri ve benim vajinam hakkında konuşulmasından bıktım.
¿ Qué quieres para no contarle esto a Sofia?
Bunu Sofia'ya anlatmaman için ne yapmam gerekiyor?
Y no le contaré a Sofia que eres un patético pervertido que se masturba con pruebas de rebote.
Ben de Sofia'ya, senin Zıplama Testi'ne bakarak otuz bir çeken, zavallı bir sapık olduğunu söylemeyeceğim.
- Sofia me la pasó.
-... onu Sofia'dan öğrendim.
- Sofia está entusiasmada.
- Evet, Sofia da bayağı heyecanlı.
Sofia estará allí.
Sofia da orada olacak mı?
- Huele muy bien, Sofia.
- Çok güzel kokular geliyor, Sofia.
- Gracias, Sofia.
- Teşekkürler Sofia.
Sofia pensó en hacer esto al estilo bufete.
Sofia bunu büfe şeklinde yapmamızı düşünüyordu.
- Encantador, muchas gracias.
- Sofia, yemekler çok güzeldi. Çok teşekkürler.
- Estupenda reunión, Sofia.
- Harikulade bir partiydi, Sofia.
Ya le dije a Sofia que tenía una mierda de abogados.
Sofia'ya avukat işlerim olduğunu söyledim.
Lo único que Sofia quiere ahora son unas ridículas estatuillas chinas.
Sofia şu an istediği tek şey, o saçma Çin heykelcikleri.
bajo tierra, fría y muerta... y hay otra chica más o menos desapareció por ese tiempo, Sofía Tursa,
Soğuk bedeni yerin altında yatıyor. Aynı zamanlarda kaybolan bir kız daha var. Sofia Tursa.
A Eric te gustaban Alicia y Sofía... de la misma forma que estoy seguro que tu le gustas.
Eric, Alicia ve Sofia ile eğleniyordu. Aynı seninle olduğu gibi.
Ella dice que Sofía es su mejor amiga, pero yo sé que lo soy.
Sofia'nın en iyi arkadaşı olduğunu söylüyor ama biliyorum ki en iyi arkadaşı benim.
Lita Ford, la hija amorosa de Sofia Laurent, no quieres jugar con ella.
Lita Ford ; Sofıa Loren ve Richie Blackmore aşkının meyvesi. Ona bulaşmak istemezsin.
Con Sofía. - ¿ Qué?
Sofia'da. - Ne?
- Con Sofía.
- Sofia'da.
¿ Sofía?
Sofia?
¿ Dónde está Sofía?
Sofia nerede?
Jefe, ese tipo alto se llevó a Sofía.
Patron, uzun boylu adam Sofia'yı götürdü.
No hará ninguna diferencia para ti, incluso si mato a Sofía.
Sofia'yı öldürsem de senin için bir şey fark etmez ki?
¿ Cómo podre yo, mi hermana y Sofia vestirnos como un Sardar?
Ablam ve ben nasıl giyineceğiz?
- No. Sofía.
- Hayır Sofia.
Nadie sabe hasta la fecha a donde se fue Sofía después de este incidente.
Olaydan sonra Sofia'nın nereye gittiğini hiç kimse bilmiyor.
Sofía. Mi enfermera de 12 años, Sofía.
... 12 yıldır özel bakımımla ilgilenen Sofia D'Souza yapıyor.
Hola Sofía, ¿ Te vas? Aún no.
Merhaba Sofia, gidiyor musun?
Lo siento, Sofía. - Iba a decirte... - Los deportes.
Üzgünüm, Sofia sana söyleyecektim ama- -
Sé que estás molesta.
Üzülmekte haklısın, Sofia.
Y si hay algo que necesites antes, estoy a un "silbato" de distancia.
Herhangi bir şeye ihtiyacınız olursa bir ıslık çalmanız yeterli. Sofia!
¡ Sofía!
- Sofia!
¡ Sofía!
Sofia!
Has olvidado atenderme, Sofía.
Beni çevirmeyi unuttun, Sofia.
Realmente necesito irme, Sofía.
Artık böyle yaşayamam, Sofia.
Bájala, Sofía.
Bırak tepsiyi, Sofia.
Puedes hacerlo, Sofía
Yapabilirsin, Sofia.
Que haces, Sofía.
Ne yapıyorsun, Sofia?
La necesito para pensar, para luchar contra el mundo.
Düşünmem gerek, Sofia. Onlarla mücadele edeceğim.
Sofía, necesito pensar. Pensar, Sofía.
Sofia, düşünmem gerek.
Llame ahora mismo, Sofía.
Polisi aramalıyız. Hemen ara, Sofia.
- Es lo que me gustaría, Sofía.
- Konuşma artık, Sofia.
Oh, sí, Sofía.
Evet, Sofia.
Ah, tus suaves manos, Sofía.
Ellerin yumuşacık, Sofia.
Tus hermosas piernas, Sofía. Sólo un vistazo y esa es mi cura.
O güzel bacakların yok mu, Sofia bir kerecik görsem ilaç gibi gelir!
- ¿ Qué hacías, Sofía?
- Nasılsın, Sofia? - Fena değil.
- ¡ Sofía!
- Sofia!
¿ Sabes lo que es una verdadera tragedia, Sofía?
Asıl üzücü olan ne biliyor musun, Sofia?