English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Spot

Spot traduction Turc

677 traduction parallèle
Un poco más de luz.
Spot ışığını biraz bu tarafa çevir.
Ponga la luz sobre esta chica.
Spot ışığı bu kızın üzerine tutacaksın!
No puedo cantar sin iluminación.
Spot ışık olmadan şarkı söyleyemem.
" él cumple la promesa hecha en The 69th Crime y Purple Spot.
'Mor Nokta'da 69. Suç'adlı kitabında vaat ettiklerinin hakkını veriyor.
- Aparecía en escena en un decorado campestre con un proyector rojo sobre mi pálida cara, ... y cantaba...
Kırmızı spot ışıklarının yüzüme vurduğu arka fonda kır resimleri yer alan sahneye çıkıp şu şarkıyı söylüyorum :
Un reflector rastrea la zona.
Earle'ün kalesine spot ışıkları tutuluyor.
¡ Y en qué puesto me tenías!
# Oh, what a spot you had me in #
Agnes acabo su numero.
Agnes spot'unu bitirdi.
Llegaste a casa de los bolos... te lavaste y cenaste en el White Spot.
Bowling salonundan eve geldiğini, yıkandığını ve White Spot'ta akşam yemeği yediğini söylüyorsun.
Un acorde de la orquesta, una luz color ámbar, y comienzo.
Orkestradan bir tın, amber spot ve sahnedeyim.
Se nota enseguida, lleva focos y un orfeón.
Göze batar. Üstüne spot ışıkları çevrilidir.
¡ Ven, Spot!
Gel, mevki
¿ Podría llevar a Spot?
sen bu lekeyi taşıyabileceğini düşünüyormusun?
Obedecerás a la señorita, Spot.
Çilli şimdi bayan ne derse yap
Tenías que hacer algo para llamar la atención, ¿ verdad?
Spot ışıkları olmadan olamaz, değil mi?
Pero a cambio te saliste con la tuya.
Tüm iş programı ve kalite gitti ama spot ışıkları hâlâ üzerinde duruyordu. Neden benden nefret ediyorsun?
Este programa podría ser mejor mediante el uso de nuestro reductor especial.
Bu program özel spot redüktörümüzü kullanarak geliştirebiliriz.
Es Mancha.
Bu Spot.
Eres un auténtico Don Quijote de nuestra época.
Zamane Don Kişotları üstünde bir spot ışıksın.
Andrews te conseguirá unas palabras del alcalde... y juntos pueden escribir un artículo.
Tamam. Belediye Başkan Vekilinin söylediklerini Andrews getirecek. Spot haber üzerinde birlikte çalışırsınız.
El nuevo spot de 30 segundos está listo.
Yeni otuz saniyelik bölümler hazır.
Hay una cabina de iluminación que no se utilizará.
Kullanılmayan bir spot odası olacak.
Te otorga el privilegio de elegir tu última canción y bailar... bajo su foco especial.
Şimdi kendi spot ışığın altında kendi şarkını söyleyip... dansetme hakkın var.
Pero Joan, siendo toda una luchadora no hiba a desperdiciar un pequeño detalle y ser arrojada fuera del éxito.
Lakin Joan mücadeleciydi ve aday olmamak gibi küçük bir detayın onu spot ışıklarından etmesine izin vermeyecekti.
¿ Crees que me gusta cantar medio desnuda?
Evet, normal. Sence ben spot ışıklarının altında pis bir yerde şarkı söylemekten memnun muyum?
Soy Spot Checker.
'Selam! Ben, Spot Checker.
Una famosa estrella me dijo una vez,
'Bir keresinde ünlü bir film yıldızı bana dedi ki, "Spot",
Spot, no basta con parecer una estrella o actuar como una estrella.
"bir star gibi görünmek ya da bir yıldız gibi davranmak yeterli değildir."
Pero si hemos trabajado tan estrechamente con Spot Checker.
Ama efendim, Spot Checker ile çok yakinen çalışmıştık.
A mí me pareció que lo de Spot invitando al baño a la gente era efectivo.
Spot'un insanları onunla banyoya girmeye davet etmesini çok etkileyici buldum.
Pero papá, ya estamos comprometidos con Spot Checker.
Ama baba, zaten Spot Checker ile bir sözleşmemiz var.
Después los focos iluminarán a Harry.
Sonra spot ışıkları Harry üzerinde toplanacak.
Y luego un foco sigue solo, como una llama.
Spot ışıkları baş dansçıyı alevler gibi takip eder.
Tengo una hermana llamada Jane y un perro llamado Mancha.
"Jane adında bir kız kardeşim ve Spot adında bir köpeğim var."
Un foco sobre nosotros.
Nokta spot.
Es un buen momento para emitir mi anuncio de Yamaha.
Bu Yamaha reklamım için harika bir spot olur.
Ahora el clip musical, "Corazón de Bicicletas" de Rachel Toovy.
Şimdi sırada müzik var. Spot ışığını, Rachel Toovey Bisiklet Korosu'na çeviriyoruz.
- Los cazaremos esta noche, con luz.
Spot ne? Işık.
Spot, siéntate, siéntate, quédate.
Spot, otur. Otur. Öyle kal.
Buen perro, Spot. Bien.
Cici köpek, Spot.
Ahora, date la vuelta, Spot.
Yuvarlan, Spot. Aferin oğluma.
- Hola, Spot.
- Merhaba, Spot.
¡ Spot!
Spot!
Sí. Viejo Spot.
Yaşlı Spot.
Hola, Spot. Sí.
Merhaba, Spot.
Eres única.
Sahnede gözüne spot ışığı tutulmuşken, bir erkeğin...
- Ella bailará en la luz de un foco.
- Spot ışığında dans edecek.
Spot, siéntate, siéntate.
Spot, otur!
Vamos, Spot.
Haydi, Spot.
Eres bueno, Spot.
İyisin, Spot.
Hola, Spot.
Selam, Spot.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]