Translate.vc / Espagnol → Turc / Tambíen
Tambíen traduction Turc
157 traduction parallèle
Erais esperados, tambíen.
Sende bekleniyordun.
- Yo tambíen.
- Ben de öyle.
El queso Camembert tambíen se produce a gran escala... moldeados por miles en fábricas enormes.
Camembert peyniri binlerce kişi tarafından dev fabrikalarda... yoğun olarak üretilmektedir.
Tambíen están equipados con el programa XT-6 para tratar problemas de disciplina.
Ve tabii ki isteğe bağlı olarak, disiplin problemlerine karşı... XT-6 ek programıyla donatılmış vaziyette sunuluyorlar.
Tambíen a mí me cuesta dejarte, pero debo hacerlo.
Karşı çıkıyorsun. Senden ayrılmak incitiyor beni, ama mecburum.
A ti tambíen te quiero.
Seni de seviyorum.
"Yo tambíen tengo papá. Está de viaje y es guapo".
"Benim de babam var ama uzaklarda ama çok yakışıklı."
Eso tambíen me lo acabo de inventar Que mierda estas... - -
Üzerine biraz şöyle yapınca.
Hey, yo tambíen me vería estupendo si usara maquillaje.
Makyaj yapsaydım, ben de harika görünürdüm.
Usted tambíen, señora Carlyle.
Sana da, Bayan Carlyle.
Y si tu putita está contigo ; sí Miss Dagney Krofft instructora de skí en Vail, si está contigo entonces ella tambíen se muere, 10 minutos antes que tú asi tendrás que verla, tendrás que verla vaciarse.
Ama bu iş her şekilde bitecektir. Ve eğer küçük sevgilin yanında olursa... Bayan Dagney Krofft Vail'de kayak öğretmenliği yapan küçük hanım yanında olursa o zaman o da ölür.
Si no le hubiese hecho caso al necio ese, mis manos tambíen podrían... volar.
O domuz kafalıyı dinlememiş olsaydım, benim ellerim de böyle uçuşabilirdi.
- Yo también, yo tambíen.
- Ben de.
tambíen está prohibido entre profesores
Neden olmasın? Bunu öğretmenler arasında yasaklayalım.
Si, y tambíen tendrías un marido rico.
Evet. Zengin bir kocan da olurdu.
Yo tambíen podría decir que Steven Seagal es el mejor ; el...
O zaman ben de Steven Seagal 1 numara derim.
Ella tambíen se llevo una.
Silahı aldı eline bak!
- Yo, porque tu tambíen.
- Sizin, kesin artık.
- ¿ No lo crees tu tambíen?
- Sizin de kafanızı kurcalamıyor mu yani?
¿ No es tambíen un animal?
- Tavşan o kategoriye giriyor mu?
Yo tambíen, pero... - ¿ si?
- Ben de kitap severim aslında.
Si pero, ¿ no soy yo tambíen tu vida?
Ben de senin hayatından bir parça değil miyim?
tambíen lo es Jerry Lee.
Jerry Lee de öyle.
Quería saber tambíen quizás si tu y yo podíamos salir pronto?
Ayrıca şunu bilmeni istiyorum yakında birlikte dışarı çıkarsak iyi olur.
Yo tambíen los amo.
Ben de çok severim.
Yo tambíen
Ben de
Lo que nos inmovilizó en el Transporte Pod... tambíen desactivó los comunicadores
Bizi Nakliye modülünde etkisiz kılan her neyse telsizlerimizi de devre dışı bırakmış olmalı.
Bien, Clyde tambíen iba a venir, pero dijo que su mamá estaba haciendo tacos para cenar y a Clyde le gustan mucho los tacos.
- Clyde da gelecekti ama annesi akşam yemeğine "tako" yapıyormuş, Clyde "tako" yu çok sever de!
Tambíen estoy preocupado.
Ben de endişelniyorum.
- Yo me voy tambíen!
- Ben de gidiyorum!
Sobretodo porque el programa de compilación que utilizaba había salido bajo la licencia GPL así que acabé decidiendo que utilizaría yo tambíen la licencia GPL
GNU lisansı altında vermeye ikna ettim. Aslında kullandığım compiler GPL lisansı altındaydı Bu yüzden ben de Linux'u GPL lisansı ile yayınlamaya karar verdim
Lo cierto es que llevaba unos días bastante buenos.... y este prometía serlo tambíen.
Günüm çok güzel başladı. Aslında son zamanlarda günlerim mükemmel geçiyordu ve bu da onlardan biri olmaya adaydı. Sonra...
Para ser honesta tambíen, Stark. Esperaba que estuvieras un poco más disgustado
Karşılık olarak dürüst olmam gerekirse, Stark, azıcık daha üzgün olmanı beklerdim.
Puede que no lo sepas, pero yo tambíen estuve enamorado una vez.
Belki bunu bilmiyordun ama ben de bir zamanlar aşık olmuştum.
Usted tambíen debería creer en ellos, marina.
Onlara sen de inanmalısın, Marina.
¡ Usted tambíen me está mirando!
Sen de bana bakıyorsun!
- Esta bien, yo tambíen olvido.
Önemli değil.
Tú eres agradable tambíén
- O sizin güzelliğiniz.
- Y tambíén ha llegado Luca de Romagnano.
Luca da burada. Romagnano'dan geldi.
Tambíen yo te ayudaré algún día.
Sana yardım etmek istiyorum.
Y tambíén yo y mi personal.
Ben ve benim ekibim de tabii..
- Y yo tambíen.
- Ben de seni.
¿ Yo tambíen cierto?
Ben de, değil mi, anne?
Yo tambíen dije eso!
Bu ayılar o işi yapıyor sanki.
Dile a Ritsuko que me perdone tambíén
Lütfen Ritsu'ya da bunu söyle.
Sí, yo tambíen.
Evet, bende.
Tú lo harás tambíen
Sende de öyle olacak.
Perdíó seís híjos y tambíén al marído.
Şu ana dek altı çocuğunu kaybetti.
Yo tambíén tomaré una foto.
Haydi daha hızlı.
Me encanta esto, porque es un autorretrato, pero tambíén se puede ver la calle, el ambíente donde él está.
Bunu beğendim. Çünkü hem bir otoportre hem de aynı zamanda sokak görünüyor. İçinde bulunduğun ortam görünüyor.
Sus madres están ínvítadas tambíén.
Ve sizler şeref misafirlerimiz olacaksınız. Anneleriniz de davetli olacak.