Translate.vc / Espagnol → Turc / Tease
Tease traduction Turc
166 traduction parallèle
- Era bailarina de strip-tease.
- Striptizciymiş.
Era bailarina de strip-tease, ya se lo dije.
Sana onun striptizci olduğunu daha önce söylemiştim.
El rico contratista Rudolph Linnekar y una bailarina de strip-tease rubia han sido claramente identificados como víctimas de la explosión ocurrida a este lado de la frontera mejicana.
Varlıklı müteahhit Rudolph Linnekar ve sarışın gece kulübü dansözünün patlamanın kurbanları oldukları artık kesinlikle tespit edildi.
- Cómo la artista de Strip-tease.
- Striptizci gibi.
Cuando terminó el streap-tease resultó que era un hombre.
Sahnede striptiz yaptı, tamamen soyunduğunda kadın değil erkek olduğu ortaya çıktı!
Haz un streap-tease.
Sana ilk kez hak veriyorum.
Streap-tease inaugural y simbólico de nuestra querida Nadia...
Harika! İlk gösterimizi yeni bir hayata adım atan Nadia'mızın şerefine yapıyoruz.
Nadia ya ha demostrado su buena voluntad con el streap-tease pero no ha caldeado el ambiente.
Nadia striptiz yapmaya çalıştı, ama hala havaya giremedik.
¿ Dirás en el periódico que estuve a punto de hacer streap-tease?
Ne yapıyorsun? Gazetede striptiz yapmak istediğimi yaz.
Mi película no es otra cosa que una sesión de strip-tease, consistente en hacer desaparecer poco a poco mi cuerpo, y mostrar mi alma desnuda.
Filmim bir striptiz eyleminden başka bir şey değil,... çıplak ruhumu ortaya çıkarmak üzere bedenimi yavaş yavaş soyan.
¡ Qué hacen strip-tease!
Striptiz yapıyorlar!
Hay orgías, intercambio de esposas... strip-tease... ¡ Vamos!
Tıberius'un sefahat düşkünlüğü. Eş değiştirme! Striptiz!
¿ algún voluntario que baile, cante, enseñe músculos, haga strip-tease, o baile con abanicos?
Gönüllü arıyoruz. Burada dans edebilen, şarkı söyleyebilen striptiz yapabilen, gövde gösterisi yapabilen fan dansı veya köpük dansı yapabilen kimse var mı?
¿ La danza del vientre, el strip-tease?
Dansözler var, striptizciler var.
Vámonos a la "Capannine", atracciones internacionales y. baile y strip-tease hasta la madrugada!
Hadi "Capannine" ye gidelim, sabaha kadar atraksiyon ve soyunan kızlar var.
¡ Esperan strip-tease!
Numara mı? - Bizi striptizci sanıyorlar.
- y ha entrado en un strip tease. - ¿ Dónde? ¡ En un local de strip tease!
"Dadı işi striptiz" yaptığı yere.
Ha hecho el strip tease de la niñera... Se ha quitado el uniforme, y lo demás.
Üniformasını çıkardı ve biberonla bir şeyler yaptı.
Ha hecho dos o tres posturas con el biberón... y como era un strip tease de sesión continua,... ha repetido media hora después.
Böylece şovuna devam etti. 15 dakika sonra bu işi tekrarladı.
- ¿ Strip-tease o topless?
- Striptiz mi, üstsüz mü?
¿ Entre chicas de strip-tease? .
Striptizcilerden mi?
De mis hijos, era el que menos me preocupaba. Trabajaba en esos shows de strip-tease baratos.
Hep ucuz kulüplerde çalıştı.
Van a ver como haces "strip tease".
Senin soyunmanı seyrediyor olacaklar.
- Es la versión strlp-tease.
- Strip Monopoly oynayacağız.
Por cierto hay un antro de strip-tease adonde van muchos tipos con tatuajes.
Dövmeli adamların takıldığı rezil bir stripçi barı var.
Sigue haciendo strip-tease, pero nunca de espaldas al público.
Striptize devam ediyor, ama seyirciye asla kıçını göstermiyor.
Cinco chicas que hagan strip-tease.
Cory, Santini'yi ara. Beş kız, striptizci getirt.
Don't you tease her
# Ama asla onunla alay etme
Don't you tease her
# Onunla asla alay etme
Don't you tease her, man
# Ama onunla asla alay etme adamım
Don't you tease her
# Onunla alay etme
Supongo que uno de nosotros no debió de parar en Strip-tease Oklahoma.
Birimiz Oklahoma Çıplakları'nda durmasa iyi olurmuş galiba.
# Lencería de lujo # y bien depilada # pinte mi ojos # y enrule mi cabello, si... # lustre mis botas
~ Lace underwear A tube of Nair ~ ~ Make up my eyes and I tease out my hair, yeah... ~ ~ Polish my pumps... ~
Trabaja en un strip-tease de tíos.
Todd Parker. Parti Boys Striptiz Kulübü'nde çalışıyor.
No está mal, esto del strip-tease, ¿ verdad?
Soyunmak o kadar da kötü değilmiş.
Hacía strip-tease, ¿ vale?
Striptizciydim, tamam mı?
¿ Strip-tease?
Striptizci mi?
Si la ocasión es especial... -... ella me hace strip-tease.
Eğer özel bir durum varsa benim için şu egzotik dansı yapabiliyor.
¿ La del strip-tease?
- Kim o? Şu striptizci mi?
¿ Estás haciendo un strip-tease?
Striptiz mi yapıyorsun?
Tu estrategia tiene la integridad de un baile de strip-tease.
Kendinden utanmalısın. Senin stratejinin doğruluğu, kucak dansınınki kadar.
No quieren un strip tease, sólo que nos duchemos.
Bu bir striptiz şovu değil, Sam. Sadece duş almamızı istiyorlar.
¿ Tu novia hace strip-tease?
Senin kız arkadaşın bir striptizci mi, dostum?
El estupendo strip-tease de las necesidades humanas.
İnsan ihtiyaçları bir striptiz gösterisindeki gibi bir bir ortaya dökülür.
Hace strip-tease, se llama Cindy Stocklass.
Cindy Stocklash adında bir striptizci.
Te lo vuelvo a decir, Teeze, si estuviera nadando en dinero ¿ sabes qué compraría?
- Bir daha söyle Tease. Çok param olsa ne alırdım biliyor musun?
No estoy de humor, Teeze.
Hiç havamda değilim Tease tamam mı?
Arriesgamos nuestras vidas y me entero por mis chicas del strip-tease.
Bunu striptizcinin telsizinden duydum, insan bir haber verir.
Como ejecutiva senior de ésta empresa... Como ejecutiva senior de ésta empresa déjame asegurarte que realizar un strip-tease en la sala de conferencias principal enfrente a un gran porcentaje de la gerencia superior es completamente, e indiscutiblemente y bajo todo concepto inaceptable.
Yöneticilerden biri olarak, toplantı odasında yöneticilerin önünde striptiz yapmanın kabul edilemez olduğunu söylemeliyim.
Que sea Katerina quien haga un streap-tease.
Ben panteri yapmasını öneriyorum. Catherina da bizlere striptiz yapar.
Venga, Ricky, haznos un strip tease.
Sadece oyna!