Translate.vc / Espagnol → Turc / Tirá
Tirá traduction Turc
6,278 traduction parallèle
Tira del gatillo.
Çek tetiği.
Pues tira del gatillo.
Hadisene, çek tetiği.
Aquí se tira la comida vieja para llenar las repisas de comida fresca.
Bayat yiyecekleri buraya atıp sonra da raflara tazelerini yerleştirebilirsiniz.
Tira el colgador.
ASKIYI DEVİR GEÇEN HAFTAKİ GÜNDÜZ FOTOĞRAFLARINI SAKLA.
Tira una moneda.
Bir bozuk at..
Baja por la escalera. - Tira el cuchillo primero.
Sen çukura düştüğünü söyledin..
Tira.
- Çekin beni.
¡ Tira el arma!
Silahını bırak!
- Porque tira pedos cuando duerme.
- Çünkü uyurken gaz çıkarıyor.
- Ey, tira el balón!
Topu at!
- Ahora le tira los tejos.
Şu anda iş atıyor.
Pon ese tira frijoles en el suelo.
- O misket atarı yere koy.
¿ Por qué usted tira los cuernos fuera de su casco?
- Miğferin boynuzlarını neden çıkardın?
¡ Tira!
Çek!
¡ Uno, dos, tres, tira!
Bir, iki, üç! Çek!
Vale, ¡ tira!
Tamam, çek!
Mayor, déjenos entrar. Tira abajo la puerta.
- Binbaşı, bizi içeri alın.
Si es marrón, tira del retrete.
Kahverengiyse sifonu çek.
Es como que no se me tira encima al punto de tener que decidir si voy a usar una pistola paralizante o seguirle la corriente como me pasa con los tipos de por aquí.
Direk üzerime atlayıp buradaki elemanlarda olduğu gibi beni şok tabancası kullanmakla devam etmek arasında karar vermeye zorlamıyor.
Por lo tanto, anterior a la entrevista, usted va a estrechar la mano de Kim, la administración de una dosis mortal de veneno con esto, retrasa el tiempo-a transdérmica tira de la ricina.
Yani, röportajdan önce, Elinizde ölümcül düzeyde zehir içeren deri içinden uygulanan, zaman gecikmeli Risin şerit ile Kim'le el sıkışacaksınız.
Al manipular la tira de ricina, operar con extrema precaución.
Risin şeridiyle ilgilenirken, aşırı dikkatli davranmak gerekir.
Incluso momentáneo contacto carne con la tira expuesta es fatal.
Şeridin deriyle temasta olduğu her an ölümcüldür.
A continuación, se aplica la tira a la palma de Dave.
- Sonra Aaron B damgalı olanı filmden çıkararıp, ricin i çıkaracak. Sonra yapışkanı Dave in avuç içine yerleştirecek.
Dave inclinarse ante Kim a continuación, darle la mano, de inmediato la eliminación de la tira en el bolsillo de la chaqueta, que se alinearon con un agente absorbente que desnaturaliza el veneno.
Dave, Kim'i başı ile selamlayacak, el sıkıştıktan sonra da, hemen şeritten kurtulup ajanı şeritteki zehirden korumak, için tasarlanmış olan ceket cebine koyacak.
Puse la tira en un paquete de chicles.
Şeridi sakız kutusuna koydum.
Tira ricina - Uno con su nombre en él.
- Üzerinde ismin yazılı bir tane ricin şeridi var.
Oye, ¿ creen que pueden decir mierda sobre nosotros y no les haremos nada... sólo porque nuestro chico se tira a la madre de Eggsy?
Patron, Eggsy'nin annesiyle yatıyor diye hakkımızda ileri geri konuşabileceğinizi mi sandınız?
Salí del pub ; Me tira 15 giros en mi maldita cara y luego se marcha.
Bardan çıktım, önümde 15 daire çizdi.
Tira del gancho a tu izquierda.
Solundaki askıyı çek.
¡ Tira abajo la maldita casa de ese hijo de puta de una vez!
O pisliğin arazisini hemen yerle bir edin!
Y este tipo gigante me tira contra el camión.
Sonra o kocaman adam bana kamyonetle çarptı.
Terminaré con una tira de cabezas de gorriones muertos alrededor de mi cuello.
Boynumda ölü serçe başlarından bir kolyeyle dolanırım.
La gravedad tira de los planetas hacia el Sol, pero a causa de su momento orbital, siguen moviéndose alrededor del Sol, nunca cayendo en él.
Kütleçekimi, gezegenleri Günes'e dogru çekiyor ama yörüngesel ivmelerinden dolayi Günes'in çevresinde dönmeye devam edip, onun içine düsmüyorlar.
Al mismo tiempo, la propia gravedad del Sol tira de él hacia dentro para contraerlo.
Aynı zamanda, Güneş'in kendi kütleçekimi onu büzmek için içe doğru çeker.
Ese hombre tira unos ganchos terribles, ¿ sabes?
Adamın kroşeleri çok sağlam.
De a poco, tira de ti, mira, mira.
Baksan da bakmasan da ufak ufak hep seni kovalıyor.
Tira!
Çekin!
Otra vez! Tira!
Yine çekin!
¡ Tira el arma ahora, Bauer!
Silahını hemen at Bauer!
No se tira por la borda todo un matrimonio por un pequeño tropiezo.
Ufak bir hıçkırık yüzünden bütün bir evliliği bitiremezsin.
Vamos, ¡ tira!
Had, şimdi.
No haga que le tira.
Sana ateş etmemi isteme.
Alex, tira de la cosa al lado del asiento.
- Alex, koltuğun yanındaki şeyi çevir.
Mantén tensa la correa... percute con la mano plana, tira fuera del agujero y el arma se dispara.
Topçu erleri, ipi gererler. Çek ve topu ateşle.
Baja el arma, tira el arma...
Silahı indir, at silahı.
- ¡ No! - Vamos, me tira
Hayır!
Tira con mucha precisión.
Tam anlamıyla kusursuz.
Parece que no solo juega a los dados sino que los tira a donde no los podemos encontrar.
Anlaşılan zar atmakla kalmıyor, zarları bulamayacağımız yerlere atıyor.
Por supuesto, pasaré el día haciendo tiros ganadores mientras Ward la tira muy larga y de alguna forma termina llegando al Green.
Elbette, günümü turnuva kalitesinde atışlar yaparak geçireceğim lakin tırsak Ward her seferinde zayıf vuruş yapar ve bir şekilde yeşilde bitirmeyi başarır.
Paga en efectivo y tira la factura.
Nakit ödeme yap ve fişi at.
Todo ese tira y afloja.
Gösterip geri çekme taktiklerinin hepsini uyguluyordun.