English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Todavía

Todavía traduction Turc

90,274 traduction parallèle
Pero, supongo que todavía estoy, teniendo una situación difícil...
Ama, sanırım hala amatörüm Zor zamanlar... Biliyor musun, ayarlanıyor.
¿ Todavía estás viendo a ese psiquiatra?
Sen hala Bu küçültme görmek Kayıtta?
Creo que todavía estoy durmiendo.
Sanırım hala uyuyorum.
¿ Todavía me amas?
- Beni hâlâ seviyor musun?
Sí, todavía te amo.
- Evet, seni hâlâ seviyorum.
¿ Todavía está muerto?
Hâlâ ölü mü?
Todavía estás pegajosa.
Hâlâ boyan ıslak.
Estaba reclutando a un cansado pero todavía vital Dios de la muerte en una guerra contra los nuevos Dioses. Que con razón le temen así como deberían temerme a mí. Pero todavía no.
Yorgun ama hâlâ önemli bir ölüm tanrısını yeni tanrılara karşı bir savaş için aramıza katıyordum ki kendisinden en az benden korkmaları gerektiği kadar kesinlikle korkulur ama henüz değil.
Todavía está sucediendo.
Hâlâ oluyor.
- No nos han llamado todavía.
Henüz bir çağrı yok.
Que serían unas 12 semanas antes de que su caso se escuchara, que ella era, en su opinión, una cosa muy linda, y que había una manera en que la suerte le sonriera, y escapar de la horca todavía.
Davasının 12 hafta sonra görüleceğini kendi zevkine göre çok güzel bir kadın olduğunu ve şansın yardımıyla dar ağacından kurtulmasının bir yolu olduğunu söyledi.
Todavía estaba tibia cuando la encontraron, aunque la vida ya había dejado su cuerpo.
Onu bulduklarında hala sıcaktı. Ancak hayat, vücudu terk etmişti.
Todavía tienes tu vida.
Canın hala sende.
Todavía.
Şimdilik.
Todavía faltan dos minutos.
Hala iki dakika uzakta.
Pero todavía no entiendo ¿ Cómo puedo ayudar a salvar Gotham? .
Ama Gotham'ı kurtarmaya nasıl yardım edebilirim hala bilmiyorum.
¿ Todavía piensas que no tenemos nada de qué hablar?
Hala konuşacak bir şey olmadığını mı düşünüyorsun?
Veo que todavía me hace responsable por toda esa retórica de mounstro horrible que escupí durante mi campaña.
Kampanya yürütürken kustuğum korkunç sözlerimden sorumlu tuttuğunuzu anlıyorum.
Todavía está en el apartamento.
Hala kumtaşlı evde.
Lo mato, salgo todavía de aquí contigo como mi rehén.
Onu öldürürüm. Seni rehin alarak buradan çıkarım.
- Todavía no.
- Henüz bulamadık.
Pero todavía no, ¿ ok?
Ama hemen değil, tamam mı?
Él no ha salido todavía.
Daha dışarı çıkmadı.
Este... todavía estás entrenando.
Hala eğitim aşamasındasın.
Todavía estoy loco por eso.
- O yüzden sana hala kızgınım.
"La ciudad todavía se está recuperando tras el ataque de los gorilas."
"Şehir hâlâ goril saldırısının açtığı hasarı onarıyor."
Ni el ejército tiene esto todavía.
Bunlardan daha orduda bile yok.
¿ Sabes? No puedo entrar en fase todavía.
Nesnelerin içinden geçemediğimi biliyorsun.
Bueno, si nos apuramos, todavía hay una oportunidad de que podamos obtener algún residuo del ADN del atacante antes de que este cadáver se desintegre, pero vamos a tener que movernos rápido.
- Acele edersek ceset çözünmeden önce saldırganın DNA kalıntılarından elde edebiliriz. ... ama çabuk olmalıyız.
Espera, ¿ podemos ir todavía más despacio?
- Bundan da yavaş olabilir miyiz?
- ¿ Hacerla su novia? - Sí. ¿ Qué, crees que no me di cuenta que en tu cuenta de Facebook todavía dice soltero?
Facebook profilinde hala "İlişkisi yok." yazdığını fark etmeyeceğimi mi sandın?
¿ Qué? Quiero decir, técnicamente todavía soy soltero.
Tam olarak bir ilişkim yok sonuçta.
Porque... aunque me enviaste lejos, tu Tierra todavía es mi hogar.
Çünkü beni göndermiş olsan da dünyanız hala benim yuvam.
¿ Qué hay de Harry? Todavía está en estado catatónico.
Hala kendinde değil.
Todavía te necesito.
- Size hala ihtiyacım var.
Ahora, si no te importa, todavía tengo un fugitivo que atrapar, así que...
Eğer sakıncası yoksa hala yakalamam gereken bir kanun kaçağı var.
Digo, todavía usan discos flexibles.
Yani hala disket kullanıyorlar.
Yo he tenido la voz de alguien más saliendo de mi boca y todavía era capaz de ver a mi verdadero yo.
Benim ağzımdan da başkasının sesi çıktı ama sen yine de gerçek beni gördün.
Todavía tenemos una pieza de esa Piedra.
Taşın bir parçası hala bizde.
Excepto que dijo que todavía necesitaba una cosa.
Ama bir şeye daha ihtiyacı olduğunu söylemişti.
Todavía no me.... muevo...
Yine de çekilmiyorum...
No has visto nada todavía.
Daha hiçbir şey görmedin.
Todavía no.
- Henüz çıkmadı.
Todavía nada, detective.
- Henüz bir şey çıkmadı dedektif.
Ese hombre tenía todavía pelea en él.
O adamda hala iş vardı.
Sí, todavía no recuerdo.
Hala hatırlamıyorum.
Si todavía os vais a casar, claro.
Eğer hala evleneceksen, tabi.
Al parecer, lo sigo haciendo, todavía.
Görünüşe göre ben de kendimi suçluyorum.
Todavía no se ha encontrado ningún cuerpo... Cabaña.
Kabin.
El futuro no está establecido. Todavía hay esperanza.
Hala umut var.
No todavía.
Daha değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]