Translate.vc / Espagnol → Turc / Tono
Tono traduction Turc
4,966 traduction parallèle
Yo elijo cada tela, cada gel, cada tono de pintalabios.
Her kumaş parçasını, her jöleyi, her ruj rengini ben seçerim.
No me gusta su tono ni lo que insinúa.
Ses tonundan ve imalarından hoşlanmadım.
Mira, no tome esto a mal, yo sólo y el tono de la piel la prohibición de viajar podría... ... lo que tienes que hacer...
Bak, bu işi yanlış yoldan yapma, ben sadece ve teninin tonu seyahat etme yasağı...
Estoy confuso por el tono de esta llamada.
Bu konuşmanın sesi kafamı karıştırdı.
El tono de la luz es ligeramente distinto.
Aah! Bu parıltının rengi
Es mi hermano Stefan, pero yo cuidaría mi tono con él porque está en una especie de brote psicótico.
O benim kardeşim Stefan. Ama yerinde olsam ses tonuma dikkat ederdim.
¿ Cómo te atreves a hablarme en ese tono?
Terbiyesiz seni! Bir kere ben senin büyüğünüm.
Pude apreciar el tono... de la arquitectura.... y lo que más me gustaría mostrarte...
Şey... Atmosferi görebilirsiniz... Teşekkür ederim- - mimari için, ve sana her şeyden öte göstermek istediğim şey...
Las fuentes se adaptan al tono.
Yazı tipi tonla uyumlu.
Quiero decir, el tono tiende hacia lo incorrecto.
Kulağa pek uygun gelmiyor.
¡ Eh! Baje el tono.
Azarlamayı bırak.
Repito, todos a donde suena ese tono.
Tekrar ediyorum, herkes sesin geldiği yerde toplansın.
Y su tono cambia.
Ve ses tonu değişiyor.
Pero es solo nuestro tono aquí en el Flamingo.
Flamingo'da böyle konuşuluyor.
¡ No estamos fuera de tono!
Biz asabileşmiyoruz!
Ya me he enterado. ¿ A qué viene ese tono?
- Duydum. Durumla ne ilgisi var?
Y no hace falta ese tono hostil.
Agresif bir ses tonuna gerek yok.
Ese tono que has...
Senin söyleme tonun...
¿ Deduzco por el tono de tu mensaje que no todo va bien esta mañana?
Çektiğin mesajın tonundan bu sabah işlerin iyi gitmediğini mi anlayayım?
Dijiste eso mismo, con el mismo tono sarcástico, en nuestra boda, y adivina qué.
- Aynı şeyi düğünümüzde de alaycı bir şekilde söyledin ama bir bak bakalım sonuç nasıl.
- Puedo llamarlos - Papá tienes ese tono de voz que me hace sentir discapacitada.
Baba, ses tonun beni aciz hissettiriyor.
Peanut? Continúe con este tono, y me llevaré mis negocios a otro sitio.
Bu ses tonuyla devam edersen paramı başka yere yatırırım.
Este es un tono normal de voz.
Bu normal bir ses tonu.
¿ No es el tono de llamada de Alfredo?
Bu Alfredo'nun zil sesi mi?
¿ Por qué no bajar el tono allí, rápida?
Neden yumuşatmıyorsun hızlı?
No me gusta su tono arrogante.
Senin bu küstahlığın da, hiç hoşuma gitmiyor.
Y cuide su tono en esta sala!
Ve mahkemede gayri resmi konuşmayın.
Correo de Voz : Por favor, deje un mensaje en el tono. [sonidos]
Lütfen bip sesinde mesajınızı bırakın.
Si usted se inscribe en nuestro dial-up Plan de acceso a Internet, usted puede navegar a velocidades de vértigo - Por el precio asombroso de $ 19.99. - [Tono de marcación]
İnternet erişimi için kaydolursanız 19.99 dolar gibi şaşırtıcı bir fiyatla, internette ışık hızında gezinebilirsiniz.
Según los agentes del gobierno con los que he hablado los visitantes no son una amenaza a pesar del tono ominoso de su mensaje.
Hükümet yetkililerine göre ziyaretçiler, mesajlarındaki üsluba rağmen bir tehdit oluşturmuyor.
¿ Los tipos de heridas le dan un tono ocultista a los homicidios? Sí.
Ve yaraların türü cinayeti tarikatın yaptığına mı işaret ediyor?
No me di cuenta que la verdad era un tono de gris.
Gerçeğin gri bir gölge olduğunu fark edemedim.
Después de que la base se haya caído, solo baja el tono un poco con una bola de algodón.
Temeli bitince, üstüne pamukla şöyle yapıyoruz.
Después del tono, por favor, deje...
Sinyal sesinden sonra mesajınızı...
No me gusta tu tono.
- Ses tonunu hiç sevmedim. - Ses tonum mu?
¿ Mi tono? Sí, tu tono condescendiente.
Evet beni küçümseyen o ses tonunu.
- No me gusta tu tono.
- Ses tonunu hiç sevmedim. - Ses tonum mu?
- ¿ Mi tono? Sí, tu tono condescendiente.
- Evet, beni küçümseyen o ses tonunu.
Pero bajémosle un poco el tono.
Ama bir saniye sesimizi alçaltalım.
Bajémosle el tono.
Alçaltalım.
- Cuida tu tono, mujer.
- Sen yumuşadın. - Benimle bu tonda konuşma, kadın.
Ver mi tono?
Hangi tonda?
"Por suerte, hay una palabra de emergencia en caso... -... de que la cosa se pase de tono".
"Neyse ki ortam çok gerilirse söylediğimiz bir kelime var."
Ahora sube medio tono.
Şimdi yarım yukarı çık.
Al igual que en el "tono del sol." "Apollonax"?
"Bir ton güneş" der gibi.
No me gusta tu tono...
Sesinin tonunu sevmedim.
¿ Y tu tono? No me gusta.
Sesinin tonunu da hiç sevmedim.
Oye, ¡ cuidado con tu tono, convicto!
Hey, ses tonuna dikkat et, suclayici.
Quería saber que tono de llamada tenias para mi.
Telefonda, ben ararken çalan zil sesini merak ettim.
Solo adaptaste para coincidir con el tono interior.
Sadece mekana uyarlamışsınız.
Señor, no sé si me gusta su tono.
Lordum, Sesinizin tonunu sevdiğimi sanmıyorum.