English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Topó

Topó traduction Turc

228 traduction parallèle
El tren se topó con un alud.
Bindiğim tren bir çığla karşılaştı.
Mi hermana se topó con un avispero y la untamos con manteca, señor.
Kız kardeşim eşekarısı yuvasına girmişti, onu tereyağıyla ovalamıştık efendim.
Estaba explorando una mañana, y se topó cara a cara... con una tribu entera de indios.
Bir sabah keşfe çıkmış... - Küçük Joe! Küçük Joe!
Oímos tiros. - Sí, estamos bien. Parece que Watson se topó con el monstruo.
Evet ben iyiyim fakat Doktor Watson burada canavarla karşılaşmış gibi görünüyor.
Intentó ponerse en contacto con los suyos, pero se topó con la compañía Charlie.
Arkadaşlarıyla iletişim kurmaya çalışırken Charlie ekibiyle karşılaştı.
Nuestro jurado se topó con una la semana pasada.
Unutmayın ki jürimizin başına daha geçen hafta gelmiş. Belki milyonda bir değil ama...
Se topó con petróleo un buen día, y nunca mas a vuelto a salir de él
Bir gün petrolden büyük bir darbe yedi ve bir dahada belini doğrultamadı.
Tal vez Ud. se topó con algo más de lo que esperábamos.
Beklediğimizden daha fazlasına rastlamış olabilirsin.
Por suerte, tu esposa se topó conmigo.
Şansa bak, karın bana rastladı.
- Se topó por casualidad con Deborah.
- "Deborah'a rastlamak" oluyor adı.
Durante dos o tres años todo estuvo bien... hasta el día en que el padre Doonan se topó con nuestro horrible secreto : La Enfermedad de Hansen estaba en las islas.
Böylece iki, üç yıl iyi gitmiş ta ki Peder Doonan korkunç sırrımızı öğrenene kadar yani Hansen Hastalığını.
Con un pope él se topó, ¡ que de mujer le tomó!
Bir rahibe rastlamış Rahip onu tutup çekmiş.
Si alguien mordió el anzuelo, se topó con el asesino.
Konuştuğu kişi yemi yuttuysa, katili bulduğu da söylenebilir.
Creo que mi padre se topó con problemas en algún sitio entre aquí y Santa Mira.
Sanırım babamın başının belaya girdiği yer, burası ile Santa Mira arasında.
Pero su sombrero Stetson topó contra el techo.
Ve aksi şeytan, şapkası kabinin tavanına çarptı.
Me habría gustado verle la cara cuando se topó con el callejón sin salida.
Öldüğünde yüzünü görmek isterdim.
Mi nieto se topó con ellos cuando la visitaba.
Torunum ziyarete gittiğinde görmüş.
- Se topó con un problemita.
- Ufak bir problemi var. - Öyle mi?
¿ Quién se topó con ellos en Vietnam?
Vietnam'da bunlarla kim karşılaşmış?
¡ Robert se topó con ellos, imagínate!
Robert soyguncularla karşılaşmış, düşünebiliyor musun?
Parece que se topó con alguien que no sòlo le pidiò una ayudita.
Görünüşe bakılırsa, saldırganın derdi para değilmiş.
Trabajaba de incógnito y se topó con un loco.
Ahlâk polisi olarak gizli görevdeydi. Bir sapıkla karşılaşmış.
Érase una vez, una dulce niña llamada Caperucita, yo se topó con un lobo malo, usted.
Bir varmış bir yokmuş, Red adında masum güzel bir kız yaşarmış, yani ben. Kötü kalpli ihtiyar bir kurtla tanışmış, yani seninle.
En el viaje se topó con un oso feroz y lo mató con sus propias manos.
Batıya 1838'de geldi. Yolda vahşi bir, ayıyla karşılaştı... ve onu çıplak elleriyle öldürdü.
Tal vez se topó con una historia errónea y no quiere llamar la atención.
Yanlış habere falan toslayıp bir yerlerde dolanıyordur öyle.
Creo que se topó con el tipo y quienquiera que lo haya matado, supo fingirlo.
Onu çıkaran adam olayı nasıl örtbas edeceğini biliyordu.
Su padre se topó con un reductor de velocidad y la Dodge no pudo llegar a la parte superior.
Baban bir hız tümseğine çarptı ve araba yukarıya çıkamadı.
Tu hermana se topó conmigo en las escaleras.
Ablan geçen gün merdivende bana çarpmıştı
- La Voyager se topó con una anomalía. Creó un aumento en las radiaciones de los sistemas.
Bir çok bilgisayarımızda kinoplazmik radyasyon sızıntısına neden olan bir çeşit, alt uzay anomalisi ile karşılaştık.
Hasta donde sabemos, se topó con algo y manchó con sangre esos zapatos originales.
Şimdilik tüm bildiğimiz, bir şeylere bulaştığı ve o acayip ayakkabıları.
Pero el receptor abierto se topó con una lista de problemas.
Ama havlucu çocuk, iyileşince çamaşır görevine geri dönecek.
Parece que se topó con alguien que no sólo le pidió una ayudita.
Görünüşe bakılırsa, saldırganın derdi para değilmiş.
En este día en particular, se topó con el Sr. Woodhouse en el pasillo y se metió a la clase más cercana.
Bir gün koridorda Bay Woodhouse'a rastladı ve hemen en yakın sınıfa daldı.
Se nos topó un cabrón con complejo de héroe.
İyice ortalık karıştı. Adam bize bazı sokuk Avatar hareketleri yaptı.
Esa noche, Charlotte se topó con Dios siete veces.
O gece, Charlotte yedi kez Tanrı'yı gördü.
Desgraciadamente, al describir su proyecto, se topó con un estorbo inesperado.
Ama projesini anlattığında hiç ummadığı bir şeyle karşılaştı.
Y se topó con todos ellos.
Hepsine birden rastladı.
Luego, acá, otro hombre se topó con algo... que describió como "la perra del infierno"... y que lo mandó a casa con los paramédicos. - Eso fue el miércoles.
Burada, bir adam "cehennem kaltağı" dediği birinden dayak yemiş ve evine doktor eşliğinde dönebilmiş.
A la mañana siguiente, Miranda le iba a lavar la ropa a Steve cuando se topó con el verdadero significado de la intimidad.
Ertesi sabah işten önce Steve'in çamaşırlarını ayıran Miranda yakınlığın gerçek anlamıyla yüz yüze geldi.
Se topó con el existencialismo.
varoluşçuluk etkisi altında.
El Buen Pastor fue en busca de algunas ovejas perdidas y se topó con un lobo.
İyi çoban kaybolan koyunun ardından gitti ve kurtların arasına daldı.
Billy Wilder se topó con Louis Malle.
Billy Wilder Louis Malle'le karşılaşmış.
Se topó con Josh Meyers, por eso está atrasada.
Biraz önce Josh Meyers ile karşılaşmış.
Después que Chakotay inicie el pulso warp... él debe encontrarse en el momento preciso en que el Voyager se topó con la onda cronocinética.
Geri kalanımızın kendi kısımlarına dönmesi gerekiyor. Chakotay, warp darbesini başlattıktan sonra, kendisini kronokinetik dalga oluşumundan önce ki bir anda bulacak.
Dígame, ¿ alguna vez se topó con indios en las Salomón?
Şunu söyle. Solomonlarda hiç Kızılderili gördün mü?
Se topó con un malvado estúpido llamado Winston Lee-Burrill que trabajaba encubierto con la oficina del alguacil.
Lee-Burrill diye şeytani bir adamla tanışmış. Daha önce gizli olarak şerif ofisinde çalışan biri.
Pero... Deja que termine su historia. Incluso si fue solo un accidente, si tu antiguo colega se topó con algo extraño, debemos averiguar que fue.
İzin ver hikayesini bitirsin. eski iş ortağın bir şeyler biliyorsa bundan emin olmalıyız.
Syd se topó conmigo en la calle en Nueva York.
Syd, New York'ta sokakta birden karşıma çıktı.
Por lo tanto, un programa intuitivo se topó con La respuesta un programa creado para investigar ciertos aspectos de La psiquis humana.
Bu çözüm beraberinde başkasını getirdi. Sezgisel bir program insan ruhunun belli özelliklerini araştırmak üzere tasarlanmış bir program.
El mismo que se topó con Miles.
Miles'ı döven de sensin.
Lo recogió, y camino a la base de E.U.A se topó con un grupo enemigo que estaba preparando una emboscada.
Onu Amerikan saflarına taşırken, düşman askerlerle karşılaştı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]