Translate.vc / Espagnol → Turc / Trabajó
Trabajó traduction Turc
4,052 traduction parallèle
Mi vecino en Belén trabajó para ti, durante muchos años.
Beytüllahim'deki komşum yıllarca senin için çalıştı.
Ese robot de plástico... ¡ eres el puto hubot que trabajó con Ove!
- Sen şu... Ove'nin birlikte çalıştığı lanet inbotsun. - Nerede o?
Ya sabes, en la época trabajó para mí, Quería usar más extremo medidas sobre su hijo.
Benim için çalıştığı zamanlarda oğlun üzerinde daha ekstrem ölçümler yapmak istemiştim.
Después de haber conseguido la lista, nerd trabajó.
Listeyi ele geçirdikten sonra İnek işini yaptı.
Hubo un neurocirujano que trabajó para nosotros como asesor.
- Neden biri böyle bir şey yapsın ki? Bizim için danışman olarak çalışan bir beyin cerrahı vardı.
Ah, trabajó allí durante 20 años...
Doğru, 20 yıl orada çalıştı.
Trabajó durante 15 años... y de repente, un día... ¡ puf!
15 yıl çalıştı, çabaladı sonra bir anda, puf!
Bueno, el equipo "B" trabajó en la oficina del fiscal y se le ha ocurrido una estrategia de defensa basada en conocimientos específicos de Cameron Dennis.
"B" takımı savcılıkta çalışıp Cameron Dennis'e özel bir savunma stratejisi geliştirdi.
He encontrado una pasante en la oficina del fiscal que trabajó con ella hace dos años que no tiene cuenta de Facebook.
iki yıl önce savcılıkta çalışan ve Facebook hesabı olmayan bir stajyer buldum.
¿ En qué bufete trabajó anteriormente?
- Daha önce hangi firmada çalıştınız?
Huntsman despidió a su jefe de campaña de New Hampshire, Ethan Eilon, lo que no sorprende, y lo reemplazó con Sarah Crawford Stewart, quien recientemente trabajó en la campaña de Pawlenty, que fue, por supuesto, un gran éxito.
Huntsman New Hampshire kampanya yöneticisi Ethan Eilon'ı sürpriz olmayan bir şekilde kovdu ve yerine büyük bir başarıya ulaşmış olan Pawlenty kampanyasında çalışmış olan Sarah Crawford Stewart'ı aldı.
Por lo tanto, trabajó como obrero en la construcción del puente Mapo en 1983.
Yani 1983'te Mapo Köprüsü inşaatında işçi olarak çalıştığınızı söylüyorsunuz.
Dijo, que trabajó como obrero en la construcción por 30 años.
İnşaatta 30 yıl boyunca işçilik yaptığınızı söylediniz.
Trabajó como un perro toda su vida, luego murió.
Tüm hayatı boyunca köpek gibi çalıştı, sonra da öldü.
Trabajó duro.
Çok çalışkandı.
Estaba siempre sucio, porque trabajó muy duro.
Üstü başı hep kirliydi çünkü çok sıkı çalışırdı.
¿ Trabajó entonces desde su lado de la frontera?
Sınırın onların tarafında mı çalışıyordu yani?
Trabajó su camino dentro de la familia.
Ailenin içine girmişti.
¿ Algún hombre que trabajó para Titus tiene antecedentes?
Titus'un altında çalışan adamların bir kaydı var mı?
Trabajó con él varias veces.
Beraber bir kaç kez çalışmıştık.
Vex de algún modo trabajó con el Errante para volverme oscura.
Vex nedense beni Karanlık yapabilmek için Wanderer'ı kullandı.
Birkin solo trabajó en la estación de Ankara durante nueve meses, hasta que fue centrado en el PKK.
Birkin, Ankara istasyonunda sadece dokuz ay çalışmış ve PKK üzerine konsantre olmuş.
Señor Huntley, ¿ trabajó en el bufete dirigido por Edward Darby el año pasado?
Bay Huntley, geçen yıl Edward Darby tarafından yönetilen şirkette mi çalışıyordunuz?
Sr. Huntley, hasta que le despidieron, trabajó usted en el mismo bufete con el Sr. Specter, ¿ correcto?
Bay Huntley, kovulmadan önce Bay Specter ile aynı şirkette çalıştınız, doğru mu?
Trabajó para Modern Aerodynamics hasta hace unos meses.
Birkaç ay öncesine kadar Modern Aerodynamics'te çalışıyormuş.
Así que, antes del apagón esta mujer Allenford trabajó para el Departamento de Defensa.
Yani kesintiden önce bu Allenford denen kadın Savunma Bakanlığı'nda çalışıyormuş.
- Hemos pensado que si buscamos algunos de los casos en los que trabajó con el Dr. Shepherd, podríamos hablar de ellos.
- Dr. Shepherd'ın ilgilendiği hastalara bakarsak, onlar hakkında konuşabileceğimizi düşünüyoruz.
El tipo que estaba aquí cuando viniste... Haggerty... mantuvo tu caso abierto, trabajó en él cada día hasta que se jubiló.
Buraya gelen adam Haggerty dosyanı açık bırakıp emekli olduğu güne kadar üstünde çalışmış.
Dr. Leonard, ¿ cuánto tiempo trabajó con el Sr. Norris?
Dr. Leonard, Bay Norris ile ne kadar zamandır çalışıyorsunuz.
Coincidir las fechas que se había ido con las fechas Jeannine trabajó en el óvalo -
Bunlar aynı zamanda, Jeannine'in oval ofiste çalıştığı zamanlarla aynı tarihlere denk geliyor.
Hablando de éxito agridulce, el Mozart trabajó como un talismán.
Acı-tatlı zaferlerden konu açılmışken, Mozart büyü gibi işledi.
¿ Cuánto tiempo trabajó en Hampshire?
Hampshire'da ne kadar çalıştınız?
- Oh, en realidad trabajó para una familia muy cercana. - ¿ Dónde lo conseguiste?
- Nereden buldun onu?
Cierto, olvidaba que trabajó con "la caballería".
Doğru. "Süvari" yle çalıştığımı unutmuşum.
durante el cual, trabajó estrechamente, con diferentes socios senior..
Bu sırada da başka bir kıdemli ortakla çok yakından çalıştı...
¿ Cuánto tiempo trabajó Devin Frost en su gimnasio?
Devin Frost salonda ne kadar süre çalismisti?
Trabajó con mi papá. Sí.
Babamla birlikte çalışıyordu.
Mi compañero de trabajo, Jack, que en paz descanse, trabajó aquí como peón.
Eski çalışma arkadaşım Jack huzur içinde uyusun, burada işçiymiş.
Parece que un Grimm trabajó para la Compañía Británica de las Indias Orientales.
Doğu Hindistan Şirketi'ne çalışan bir Grimm yazmış galiba.
Vamos, usted trabajó en tesorería.
Hadi ama, maliye bakanlığında çalıştın.
Los últimos años trabajó en un refugio para mujeres en el centro.
Son sekiz yılda şehir merkezindeki bir kadın barınağında çalışmış.
- ¿ Y Mikkel Höst nunca trabajó aquí?
- Ve Mikkel Høst burada çalışmıyor mu?
Ella trabajó en su escritorio por casi seis meses.
Yaklaşık 6 ay boyunca onun ölümü üzerine uğraştı.
- ¿ Trabajó Bronson en esa base?
- Bronson da o üste mi çalıştı? - Evet.
Pero sólo trabajó en una misión allí, un ataque aéreo secreto en Jalalabad... que eliminó a Anwar Zawari...
Ancak orada sadece bir operasyonda görev aldı. El Kaide'nin iki numaralı adamı Anwar Zawari'nin ele geçirildiği Celalabad'daki çok önemli saldıra görev yaptı.
Motel gerente no tenía mucho que decir acerca de la víctima excepto ella apareció a tiempo y trabajó duro.
Otel müdürü, kurbanın zamanında işe gelip iyi çalıştığı dışında fazla bir şey söyleyemedi.
Hadley trabajó para mí durante dos años.
Hadley benim emrimde iki yıl çalıştı.
Aunque nunca fue condenado... Harper enfrentó cargos por malversar fondos en películas donde trabajó.
Asla kabul etmemesine rağmen Hank Harper çalıştığı filmlerde zimmetine para geçirdiğine dair suçlamalarla karşılaşmış.
Trabajó en San Stephen.
St. Stephens'da çalışıyormuş.
Los hechos son que tenía una relación con él en la facultad, trabajó en un caso contra él, y poco después de eso terminó su relación? No hace falta ser un genio para conectar los puntos.
Noktaları birleştirmek için bilim adamı olmaya gerek yok.
- ¿ Trabajó con Al Pacino?
- Al Pacino ile mi çalıştınız?