English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espagnol → Turc / Trey

Trey traduction Turc

1,424 traduction parallèle
Trey...
- Trey, dinle...
Oye Ryan, no crees que Trey esté allí, ¿ verdad? No, hoy es su día libre.
Hey, Ryan, Trey orada değildir, değil mi?
¿ Estás listo, Trey?
Hazır mısın, Trey? Bye, parti çocukları.
Muy bien Coop. ¿ Me quieres contar lo que paso entre tú y Trey?
Söyle bakalım Coop... bana Trey'le aranızda neler olduğunu anlatacak mısın?
No lo sé. Rayos gamma de odio saliendo de tus ojos. Quiero decir, problemas con Ryan, una extraña tensión con Trey.
Oh, bilmem, gözlerinden çıkan nefret ışınları... yani Ryan'la aranızda problemler ;
Ese extraña herida en tu cuello, y esa excusa tan mala esa rara tensión con Trey, para la que ni siquiera te has preocupado de inventar una excusa.
Huh? Boynundaki garip morluk ve kötü bahanen, Trey'le aranızdaki gerilim, ve sonra artık bahane üretmeye bile uğraşmaman.
¿ Juegas, Trey?
Kumar oynar mısın, Trey?
Cuando Ryan y tú estuvieron en Miami, Trey y Marissa...
Sen ve Ryan Miami'deyken, Trey ve Marissa...
Él la atacó, Seth.
Trey ona saldırmış, Seth.
Mira, si la última noche no fuese prueba suficiente, Trey está loco.
Evet, bak, dün gece Trey'in dengesizliğini kanıtlamaya yetmezmiş gibi.
Bueno, sé lo que pasó entre Trey y Marissa me refiero, a lo que sucedió realmente. ¿ A qué te refieres?
Trey ve Marissa arasında ne geçtiğini öğrendim, yani, gerçekte neler olduğunu.
Voy a arreglar las cosas con Trey.
Trey'le bu işi halledeceğim.
Bueno, estamos de camino a casa de Trey, pero tú estás más cerca.
Biz Trey'in evine gidiyoruz, ama sen daha yakınsın.
No fue idea mía, Trey.
Benim fikrim değildi, Trey.
¡ Trey, quítate de encima, por favor!
Onu öldüreceksin! Trey, kalk üzerinden, lütfen!
Todo lo que hiciste fue darle otra oportunidad a Trey. Y creíste en él.
Senin tek yaptığın, ona inanmak ve bir şans daha vermekti.
Es decir, Trey es muchas cosas, pero no sé. No creo que sea un traficante.
Trey, bir sürü şeye bulaşır ama bir uyuşturucu taciri olduğunu sanmıyorum.
Hola, cariño. ¿ Qué tal fue con Trey?
Oh, merhaba, tatlım.
Bueno, está fuera de prisión por ahora, pero por orden judicial se quedará en casa de los Cohen hasta la audiencia de la semana que viene.
Trey işi ne oldu? Şimdilik hapisten çıkardık ama mahkeme, bir sonraki duruşmaya kadar onun, Cohen'larla kalmasına karar verdi.
Yo me quedaré con Trey.
Ben Trey'le kalırım.
Trey tendría que haber dejado que me arrestaran.
Trey, keşke bıraksaydı da beni tutuklasalardı.
Sí, bueno, pensar antes de hablar nunca fue el punto fuerte de Trey.
Konuşmadan önce düşünmek, Trey'in iyi yaptığı şeylerden biri değildir.
Sí, quizá sea algo bueno. Es un hombre de familia y a lo mejor simpatiza con Trey.
Belki bu işimize yarar, aile babası olduğu için Trey'e sempati gösterebilir.
- Estamos ayudando a Trey.
- Hayır, biz... - Trey'e yardım ediyoruz.
Resulta que Trey conocía a la chica de la piscina.
Anlaşılan, Trey kızı tanıyormuş.
Eso es porque sólo conoce a Trey por los papeles.
Çünkü Trey'i sadece kağıt üstünde tanıyor.
Bueno, no hay nada que puedas hacer por Trey.
Trey için yapabileceğin bir şey yok nasılsa.
- Busque huellas dactilares. - Trey...
- Poşetteki parmak izlerine bakın.
Nunca la toqué, así que mis huellas dactilares no estarán ahí.
- Trey. Ben ona hiç dokunmadım, yani benim parmak izlerim çıkmayacaktır.
Mira, sólo porque viste a Trey irse de la casa de Marissa no significa que ellos estén juntos.
Bak, Trey'i Marissa'nın evinden çıkarken görmüş olman onların birlikte olduğu anlamına gelmez. Öyle mi?
Vi a Trey salir de tu casa anoche.
Dün gece Trey'i sizin evden çıkarken gördüm.
Mira, has estado actuando de forma rara desde que volví, y Trey me evita.
Ben döndüğümden beri garip davranıyorsun. Trey benden kaçıyor.
¡ Trey!
Trey!
Trey, mira soy yo.
Trey, bak, benim.
Bueno, ¿ intentaste hablar con Trey, para ver que dice?
Peki, Trey'le konuştun mu, o ne diyor?
A ) te puedes sentar aquí a pensar posibles teorías sobre Trey y Marissa o B ) puedes creerla.
Trey ve Marissa hakkında komplo teorileri üretebilir veya "B" : Ona inanırsın. Benim kişisel önerim...
Mira, no pasó nada entre Trey y Marissa, ¿ de acuerdo?
Bak, Marissa ve Trey arasında hiç bir şey olamamış, tamam mı?
Corta el rollo Trey, ¿ hay algo que quieras contarme?
Gevezeliği bırak, Trey. Bana söyleyeceğin bir şey yok mu?
Trey. ¿ Ha salido de la cárcel?
Trey.
Trey se metió en problemas.
Oh, tahmin edeyim. Trey belaya bulaştı.
Trey dice que ella se le lanzó. Ella dice que no pasó nada.
Trey'e göre Marissa ona asılmış.
Ryan, Trey ha estado creándote problemas toda la vida.
Ryan, Trey sana hayatın boyunca sorun çıkardı.
Te tienes que ir, Trey.
Gitmelisin, Trey.
Bueno... sí, mi hermano Trey.
Evet, abim Trey yüzünden.
Trey está pasando por un momento muy duro.
Trey'in işi zor.
Represento a Trey Atwood.
Trey Atwood'un avukatıyım.
No, ni una palabra más, Trey.
- Bir kelime daha etme, Trey.
Tú y Trey.
Sen ve Trey?
Trey, ¿ estás ahí?
Trey, içerde misin?
- Sí.
Trey'le birlikte olmadığını söyledi.
- Dijo que no pasó nada con Trey. - ¿ Y esas son buenas noticias, no?
Bu iyi bir haber, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]